Paylaş
Konu “Cinsiyet Eşitliği”.
İki günlük sempozumun “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Konusunda Medyanın Rolü” bölümünde neler yaptığımızı anlatacağım.
Açılış konuşmasını yapan AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu’dan öğrendiğimize göre, TBMM ile Avrupalı parlamenterler arasında diyalogu geliştirmek şimdiye kadar Türkiye’de beş toplantı düzenlenmiş,
Hatay’da Suriye krizi, Mardin’de kültürlerarası diyalog, Antalya’da terör, Van’da AB ilişkileri, Nevşehir’de ayrımcılık masaya yatırılmış.
Sempozyumların daha sonra Avrupa’da devam edilmesine karar verilmiş.
Bunun için Türkiye’nin kendisini en iyi anlatması gerektiği Berlin, Paris ve Viyana seçilmiş.
Paris’te ele alınacak konu “Cinsiyet Eşitliği” Avrupa Birliği’nin olmazsa olmazlarından.
Demokratikleşmenin ön koşulu.
Nitekim AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu eş başkanı Helene Flautre, “Cinsiyet Eşitliği”nin sağlanması için başarılı işlere imza atmış olan Fatma Şahin’den övgüyle söz ediyor.
Üç konuyu önemle vurguluyor.
Avrupa’daki oranın neredeyse iki katı olan kadına şiddet, politikada düşük temsil ve kadın istihdamı.
KADIN İSTİHDAMINDA 2023 HEDEFİ DÜŞÜK
“ Kadın istihdamında Türkiye’nin 2023 hedefi yüzde 35. Bu son derece iddiasız bir hedef zira Avrupa Birliği’nin 2020 yılı vizyonu yüzde 60. Aradaki fark çok fazla” diyor.
Türbanlı vekillerle ilgili olarak Türkiye’nin bir uzlaşma yolu bulmasını sevinçle karşıladıklarını söylüyor.
Sempozyumda konuşan diğer Avrupa Parlamentosu’nun diğer kadın üyelerinden şunu anlıyoruz:
“Cinsiyet Eşitliği” Avrupa Birli-ği’nde hayli canlı tutulan bir tartışma.
Her alanda sorgulanıyor.
Avrupa Parlamentosu’nun başında kadın olmamasından, erkeklerin de çocukların bakım ve eğitimine neden taraf olmadıklarına kadar.
Şimdilerin en sıcak konusu “yönetim kurullarında kadına kota”.
Fransa Parlamentosu, Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Danielle Auroi müzakerelerin 23. faslına dikkat çekiyor.
“Temel Haklar”la ilgili bu fasıl kadının kendi bedeni üzerindeki hakkını da içeriyor.
Kürtaj, sezaryen, 3 çocuk meseleleriyle oldukça çelişecek bir fasıl.
“Cinsiyet Eşitliği”ni konuşurken Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki derin fark bu fasılda ortaya çıkabilir.
ŞAHİN’İN ÇABALARI BİR ANDA ÇÖPE
Paris’te kadını konuşurken bir kez daha akıntıya karşı kürek çekiyoruz hissine kapıldım.
Sempozyuma katılan başta KA-DER diğer kadın örgütlerinde de aynı duygu h^akim.
Biz uçurumu kapatmayı konuşurken, Türkiye’de olup bitenlere bakın.
“Kızlı-erkekli öğrenci evleri” nden söz ediyorum.
Tabii ki, sempozyumda gündeme geldi.
Ne ki, Avrupalı muhataplarımız meselenin ne olduğunu bile anlamadı.
Yanımda oturan Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü yetkililerinden İrlandalı Therese Murphy’nin bu namus bekçiliğine yüzünü nasıl buruşturduğunu görmenizi dilerdim.
“Cinsiyet Eşitliği”nde Avrupa ile derin bir uçurum var.
Öte yandan, “kızlı-erkekli öğrenci evleri” gibi çıkışlar, hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın başarılı ekibinin, hem yıllardır iğneyle kuyu kazıyan kadın derneklerinin çabalarını bir anda çöpe atıyor.
Bir çuval inciri berbat ediyor.
ODTÜ Kadın Çalışmaları Bölümü Başkanı Profesör Yıldız Ecevit’in sempozyumda söylediği gibi “Kadınların kafası karışık çünkü hükümetin kadınlarla ilgili net bir mesajı yok. Tam olarak ne yapmak istediğini bilmiyoruz”.
Evet doğru, kafamız hayli karışık.
Paylaş