Kadın neden çalış(a)mıyor?

DÖNÜP dolaşıp hep aynı noktaya geliyoruz.

Haberin Devamı

Türkiye’de kadının hayatında milim bir iyileşme yok. Kadın cinayetlerine devam, yerel seçimlerde adaylardan gördüğümüz gibi siyasette umutlar gelecek bahara.
Ekonomik katılım derseniz yüzde 30’luk oranla önümüzdeki gidecek yol çok uzun.
Önceki gün Ankara’da, Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) ve İşkur’un İsveç Büyükelçiliği’nin desteğiyle hayata geçirdiği projeyle ilgili “Eşitiz, Beraberiz” konferansındaydım.
İLO ve İşkur’un ortak projesinin adı “Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler”.
“Daha İyi İşler”
başlık olarak çok isabetli zira İşkur’un raporuna göre, Türkiye’de çalışan kadınların yarısından fazlası (yüzde 54,2) kayıt dışı. Kadınlar büyük oranda sigortasız, sağlıksız işlerde çalışıyorlar.
2013 I. Dönem “İşgücü Piyasası Analizi” raporuna hızlıca baktığımda şunu görüyorum:
Kayıt dışı istihdamda kadınların oranı erkeklere göre daha yüksek.
Misal tarım sektöründe kayıt dışı çalışan kadınların oranı yüzde 96 iken erkeklerin oranı yüzde 72,6.
Tarım dışı sektörlerde fark bu kadar büyük olmasa da kadınların oranı yine daha yüksek. Kayıt dışılık ile eğitim arasındaki ilişki de kadınların aleyhine. Kayıt dışılık düşük eğitimli kadınlar arasında daha fazla.
Kadının ortalama 5,5 yıl eğitim aldığını düşünürseniz kayıt dışılığın neden bu kadar yaygın olduğu ortaya çıkıyor.
Şimdi gelelim Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden çalışan kadınların katılımıyla konferansta konuşulanlara...
Kadınların ekonomiye katılımları neden bu kadar
düşük?
Biliyoruz ki, eğitim meselesi var, çocukların ve yaşlıların bakımı meselesi var, geleneksel aile yapısı da kadının çalışmasına engel. Ne ki, pek dile getirilmeyen başka nedenler de söz konusu.
Akdeniz Üniversitesi’nden bir öğretim görevlisi yaptıkları araştırmaya dayanarak 3 neden sayıyor:
· Düşük ücret
· Uzun çalışma koşulları
· İş yerinin uzak
olması.
Devletin ve işverenin ortak çözmeleri gereken bu sorunlar nedense halledilemiyor.
Memlekette sendikalaşma oranı yüzde 10’un altında olunca halledilemez de.

Haberin Devamı

Yönetim kurullarında ‘kadının adı yok’

SÖZ işçi, memur ya da bürokrat statüsünde çalışan kadınlardan açılmışken madalyonun diğer yüzüne bakalım.
Şirketlerin yönetim kurullarında kadın oranları nedir?
Bunu Egon Zehnder ve yine
İsveç Konsolosluğu desteğiyle “Bağımsız
Kadın Direktörler”
Projesini yürüten Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Melsa Ararat ile konuştuk.
Proje kapsamında, Sabancı Üniversitesi Yönetim
Bilimleri
öğretim üyesi Ararat ile Egon Zehnder yönetici ortağı Murat Yeşildere, yönetim kurullarında kadın üyelere
daha çok yer açılması için şirketleri kapı kapı dolaşıyor.
Halka açık 400 kadar şirket
yönetim kurullarındaki
kadın oranı
sadece yüzde 12.
Söz konusu
400 şirketten
yüzde 66’ının
aile şirketi olduğunu düşünürseniz “bağımsız kadın üyelerin” oranı daha da düşük.
Batı’da,
yönetim kurullarında daha çok kadın için kota sistemi devreye sokulmuş.
Fransa, İspanya,Almanya gibi ülkelerde ortalama kota yüzde 40.
Yüzde 30’luk bir kota koyan Norveç’te oran yüzde 48’lere ulaşmış.
Melsa Ararat, Renee Adams adındaki bir ekonomistin araştırmasına dayanarak erkek ve kadın bağımsız yönetim
kurulu üyeleri arasındaki farkları sayıyor:
· Kadınlar şirketin faaliyetlerinde
daha çok
toplumsal yarara bakıyorlar.
· Paydaşların haklarına daha çok saygılılar.
· Daha meraklı, daha araştırmacı, ve daha yenilikçiler.
Murat Yeşildere’nin
dikkat çektiği
nokta da önemli.Yönetim Kurulu’ndaki
kadınlar erkeklere orana etik kurallara daha bağlılar.
Enron, WorldCom gibi skandallar kadın yöneticiler sayesinde su yüzüne çıkmış.

Yazarın Tüm Yazıları