Paylaş
1763-1828 yılları arasında yaşayan Japon şair Kobayaşi İssa'nın Cevat Çapan'ın tarafından çevrilmiş kısacık şiirinin başlığı ‘‘Dilek’’. ‘İssa’nın şiiri, Japonların, günlük yaşamlarına ve sanatın her dalına yansıttıkları minimalist yaklaşımın çok eskilere dayandığını gösteriyor.
Önünüze gelen suşi tabağında
Dar ağızlı küçücük vazodaki tek badem dalında
Ya da Japon modacının çizgilerinde minimalist kaygılar hep mevcut.
Japonya'da benim gibi beş gün kalsanız da bunu
farkedebiliyorsunuz.
Birşey daha dikkatinizi çekiyor: İnce zevk ve kibarlık, sınırları pek çizilemeyen bir nevi görgüsüzlükle neredeyse başabaş gidiyor.
Mesela metrolarda erkekler kadınlara asla yer vermiyor. Erkek asansöre önce kendisi biniyor, hem de kadını biraz itekleyerek. Japon erkeğinin kadınlara pek nazik davranmadıklarını duymuştuk, bizzat şahit olduk.
Kanada'da karısını döven Japon diplomat hikayesi de bizim orada olduğumuz günlerde patlak verdi. Karakolluk olan Vancouver Konsolosu Shuji Shimokoji, zevce dövmenin pek de önemli olmadığını, bunun kültürel bir şey olduğunu, bu tür olayların Japonya'da pek sık yaşandığını iddia etti.
Ne var ki, Kanadalılar işi büyüttüğü için konsolos görevinden alındı.
Başbakan Keizo Obuchi parlamentodaki konuşmasında, diplomatının uygunsuz davranışı nedeniyle özür dilemekle kalmadı, ‘‘Karı koca dahi duygularını şiddetle göstermemeli’’ diye öğüt verdi halkına.
Duyduklarıma göre, Japon kadınlar iş hayatlarında da ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlarmış. Bazı şirketlerde kadınlara sadece faks çekme, fotokopi gibi önemsiz işler veriliyormuş. Erkekle arasındaki maaş uçurumu bir yana işe alınırken kadın ‘‘Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun, ciddi bir ilişkin var mı’’ diye iyice sorguya çekiliyormuş.
Biz oradayken ilginç birşey daha oldu. Japon doktorlar ilk kez beyinsel olarak ölmüş bir hastadan organ nakli yaptılar. Şimdiye kadar ancak kalp durduğu zaman kişinin öldüğünü kabul eden Japonlar ölümün tanımını da değiştiriyorlar. Zaten organ bağışına pek sıcak bakmıyorlarmış. Bazıları bedenin hiç ellenmemiş bir şekilde ölüm sonrası yolculuğa çıkmasını gerektiğine, bazıları da başka birinin bir organını kabul ettikleri takdirde ruhunun da kendilerine geçeceğine inanıyormuş.
Yani minimalist Japonların iç dünyaları aslında oldukça karmaşık.
Japonya ve Japonlar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsanız, 5 yıl Hürriyet'in Tokyo muhabirliğini yapmış olan Erdal Güven'in ‘‘Samuray Sam Amca'nın Tahtını İstiyor’’ kitabını hararetle tavsiye ediyorum.
Harakiri yaparak yaşamına son veren çağdaş Japon edebiyatının ünlü ismi Yukio Mishima'nın ‘‘Şölenden Sonra’’ romanından alınmış şiirle noktalıyorum Japonya izlenimlerimi.
Beklediğimi bilin yeter
Acele etmeseniz de olur
Bahar çiçekleri.
Paylaş