İtalyanlar ‘3. köprüyü yaparız’ diyor

İSTANBUL’daki İtalyan Ticaret Merkezi’nin Başkanı Dr.Roberto Luongo beş yıllık görev süresini tamamladı. Yakında ülkesine dönüyor.

Luongo ile ilk geldiğinde, İtalya-Türkiye arasındaki ikili ticari ilişkileri etraflıca konuşmuştuk.

Haberin Devamı

Beş yıl sonra “İsterseniz bir bilanço çıkartalım” diye önerince önceki gün Lütfi Kırdar’daki ofisine gittim.


Bilançoya döneceğim.


Luongo
’ya öncelikle Ankara’daki elçisi Gianpaolo Scarante’nin Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir’e iletmiş olduğu “Köprünün inşaatına talip olma” meselesini sordum.


Lafı hiç dolandırmadan “Kesinlikle öyle… En az üç İtalyan şirketinin köprü ihalesiyle ilgilendiğini biliyorum” dedi.


Yıllardan beri yılan hik^ayesine dönen Sicilya ile İtalya’nın güneyindeki Kalabriya’yı birbirine bağlayacak olan köprünün inşaatına nihayet başlamış olan İtalya ayrıca bizim köprünün bağlantı yollarına da talip.

Luongo,  
köprüyle ilgilenen şirketlerin isimlerini pek telaffuz etmek istemedi ama ben bazı kaynaklardan ikisini öğrendim.


İnşaat şirketleri Astaldi ve İmpregilo.

Haberin Devamı


Önümüzdeki günlerde ihale açıldığı takdirde bu isimlere rastlarsak hiç şaşmam.


Bizler,  İstanbul’un son ormanlık alanını, son su havzalarını,özetle son nefes alma noktalarını ortadan kaldıracak olan 3. Köprü’ye karşı çıkarken, bu işten kazanç sağlayacak olanlar tetikte.


Her neyse bilançoya dönersek,Luongo’nun rakamları etkileyici.


2005 yılının, ekim ayında İstanbul’da göreve başladığında İtalyan şirketlerinin sayısı 350.


Yatırımları ise 3.2 milyar dolar civarında.


Bugün şirket sayısı 800’e ulaşmış.


Yatırım ise 5 milyar dolara tırmanmış.


Son dönemlerde özellikle İtalyan KOBİ’lerinin ilgisini yoğunlaşmış.


Özellikle “yenilenebilir enerji” alanında yatırımlar hızla sürüyor.


Örneğin İtalgen şirketi Balıkesir’de rüzg^ar enerjisine 250 milyon dolarlık yatım planı yapmış.


Bu alana yatırım yapacak tüm şirketler gibi “yenilenebilir yasa”yı bekliyor.


Roberto Luongo “İtalya geçtiğimiz üç yıl zarfında Türkiye’de en fazla ihaleyi kazanan üç ülke arasında”
diyor.


İtalyanların ihale başvuruları en fazla savunma, enerji ve ulaşım sektörlerinde.



Beş yıl önce iki ülke arasında 13 milyar dolar olan ticaret hacmi 2009 yılında 15 milyar dolar.


“Ancak”
diyor Luongo “Kriz yılından söz ediyoruz. Krizde önce yani 2008 yılında ticaret hacmi 19 milyar dolardı”.

Haberin Devamı


Peki Türkiye’nin İtalya’daki yatırımı?


Yaklaşık 100 kadar şirketinin yatırımı 2 milyar dolara ulaşmış.

 

Berlusconi Üçüncü Ahmet Çeşmesi’ni ışıklandırıyor 

 

DR. Roberto Luongo, İstanbul’da oldukça faal beş yıl geçirmiş.

İkili ticari ilişkilerin dışında İtalyanların moda ve tasarım çıkarması, Dolmabahçe Saat Kulesi’nin İtalyan uzmanlar tarafından restorasyonu, Sultanahmet Meydanı, Yeni Cami’nin ışıklandırma projeleri titiz çalışmasının ürünü.


Işıklandırma konusunda İtalyanlar oldukça uzman.


Bu işi yapan dünya çapında ünlü şirketleri var.


Sultanahmet, Yeni Cami’
nin ışıklandırılması İBB tarafından ısmarlanmış projeler.


Ancak Ayasofya ve Topkapı Sarayı’na bakan benzersiz güzellikteki Üçüncü Ahmet Çeşmesi’nin ışıklandırılmasının masrafını İtalyan Hükümeti üstlenecek.

Haberin Devamı


Önümüzdeki yılın ilk aylarında ışıl ışıl göreceğiz çeşmeyi.


Avrupa’yı fena vuran ekonomik krizden Portekiz, İspanya ve Yunanistan kadar etkilenmeyen Berlusconi bizim için kesenin ağzını açıyor.

 

Allianoi’nin sular altında kalması artık zor

 

DOĞRUSU geçtiğimiz Pazar günü “Sagalassos gülerken, Allianoi’yi ağlıyor” yazısını yazarken işlerin bu kadar büyüyeceğini hesap etmemiştim.


Allianoi
’nin kaderinin belki değişebileceğini de.


Yazının üzerinden altı gün geçmeden Allianoi gündemden düşmüyor.

Tarkan ile Çevre Bakanı Veysel Eroğlu arasındaki polemikte, bakanın “sanatçıların böyle işlere karışmaması” yolundaki sözleri düşündürücü.


Sanatçı kimliği, Hasankeyf için de harekete geçmiş olan Tarkan’ın çevre duyarlılığına neden engel olsun?


Anlamış değilim.

Haberin Devamı


Kaldı ki, bugün sanatçılar çevreden insan haklarına böyle duyarlılıklarıyla ön planda.


Türkiye’yi ziyarete hazırlanan Bono, Bob Geldof, İsabelle Adjani, Hintli yazar Arundhati Roy aklıma gelen isimler.


Küçük Şeylerin Tanrısı” kitabıyla Booker ödülünü kazanmış olan Roy, ülkesinde Narmada Barajı’na karşı dillere destan bir mücadele vermişti.


Demek ki, Roy Türkiye’de yaşıyor olsaydı Veysel Eroğlu’ndan iyi bir fırça yiyecekti.


Bakan Eroğlu’nun “Allianoi diye bir yer yok” sözlerini de anlamadım.


Allianoi’
nin adı 2007 yılındaki “Dünya Arkeoloji Kongresi”nde “Roma döneminin SPA” sı diye geçmiş.


Arkeolojiyle ilgili isimler burasının ne kadar önemli olduğunu iyi biliyorlar.

Haberin Devamı


Bence, Allianoi’nin sular altında kalması artık zor.

Yazarın Tüm Yazıları