İstanbul kültür başkenti olursa hayatımız ne kadar kolaylaşır

İSTANBUL hepimizin göz ağrısı. Acaba Avrupa için de öyle olacak mı?

"İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti" projesi için geldiğimiz Brüksel’de herkesin aklında bu soru var.

Avrupa, "kültür başkentlerini" seçmeye 1985 yılında başlıyor. Fikri ortaya atan Yunanistan’ın o dönemdeki Kültür Bakanı, ünlü oyuncu Melina Mercouri. Dolayısıyla Avrupa’nın ilk kültür başkenti Atina oluyor. Sonra İtalya’da Floransa ve her yıl bir şehir seçilerek proje devam ediyor.

2000 yılına gelince birden fazla şehrin bu unvanı alabileceklerine karar veriliyor. Aynı yıl Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülkelerin de böyle bir olanaktan yararlanabilecekleri kararı çıkınca hemen İstanbul için hazırlıklar başlıyor.

İstanbul’un "kültür başkenti" olmasını ilk hayal edenler İnsan Yerleşimleri Derneği’nden mimar Korhan Gümüş, dDF’ten Arhan Kayar. Daha sonra İKSV (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) bu girişime sahip çıkıyor.

Giderek büyüyen sivil inisiyatife belediyelerden, Dışişleri Bakanlığı’ndan, Başbakanlık’tan destek gelince AB’ye sunulmak üzere kapsamlı bir "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti" dosyası ortaya çıkıyor. İşte bu dosya 14 Mart’ta jüriye sunulacak.

Bu yıl Avrupa’nın kültür başkentlerine adaylar arasında Macaristan’dan Peç, Almanya’dan ya Essen ya Görlitz şehirleri (henüz karar verilmemiş) ve İstanbul ile Kiev var.

Yani İstanbul’un rakibi Kiev.

Jüri kime karar verecek? İstanbul mu? Yoksa Kiev mi?

İşte jüri önündeki sunuma birkaç hafta kala büyük bir ekip Brüksel’de, Avrupa Parlamentosu’nda lobicilik faaliyetlerinde.

Ekipte kimler var?

İstanbul 2010 Danışma Kurulu Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili ve Başbakan Erdoğan’ın danışmanı Egemen Bağış, CHP İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel, İstanbul 2010 Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu, Başkan Yardımcısı İKSV’den Nilgün Mirze, Kadir Topbaş’ın danışmanı Kortan Çelikbilek, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, perküsyon sanatçısı Burhan Öçal.

LAGENDİJK’TEN DESTEK

Önceki gün Avrupa Parlamentosu’nda Egemen Bağış ile Nuri Çolakoğlu’nun düzenlediği basın toplantısına bir üçüncü isim katılıyor: AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk.

Bir süre önce "Türklüğe hakaret" gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Lagendijk.

Olanlara gocunmamış, tüm kalbiyle İstanbul 2010 projesini destekliyor. Hatta diyor ki: "İstanbul Avrupa’nın önde gelen 10 şehri arasında yer alır. Kültür başkenti olmak için şansı büyük. Sorarsanız her 10 Avrupalı’dan 9’u kesinlikle ’evet’ der."

Lagendijk’e göre, İstanbul zaten Avrupa tarihinin bir parçası. Kültürel dokusuyla, tarihiyle, modernliğiyle çoktan Avrupa kültür başkenti olmayı hak etmiş.

Doğru.

İstanbul her şeyiyle bizim gözümüzde değil Avrupa’nın, dünyanın en müthiş şehirlerinden.

Ama acaba gerektiği gibi sahip çıkıyor muyuz ona?

Korhan Gümüş’ün hatırlattığı gibi temmuz ayında UNESCO’nun "kültürel miras" listesinden çıkartılma tehlikesi mevcut. 2004’te "tarihi yarımada" için UNESCO’ya verilen sözler tutulmamış.

Çelişkiye bakar mısınız?

Bir yandan Avrupa’nın "kültür başkenti" olma iddiasındayız, diğer yandan kültür mirasımıza gerektiği gibi sahip çıkmadığımız için UNESCO’nun listesinden çıkartılmak üzereyiz.

Bu çelişkiyi Egemen Bağış’a hatırlattığımda "İstanbul kültür başkenti seçilirse UNESCO da ikna olur. Zaten dosyamızda olan kapsamlı projeler UNESCO’ya verdiğimiz vaatleri de içeriyor" diyor.

Egemen Bağış, jüriye dosya sunulmadan önce 6 Mart tarihinde Ankara’daki AB büyükelçilerine bir davet veriyor. Bir gün sonra da İstanbul’da başkonsolosları ağırlayacak.

AB ÜYELİĞİNDEN KOLAY

Jüri üyeleri Avrupa Parlamentosu tarafından belirlenen sanat ve kültür adamlarından oluşuyormuş.

Avrupa Parlamentosu’nda konuştuğumuz herkes İstanbul’un şansının büyük olduğu görüşünde. Jürinin kararını vermesinden sonra resmi açıklamayı kasım ayında Avrupa Konseyi yapacak.

İstanbul’un tek rakibinin Kiev olmasına gelince. Söylenenlere bakılırsa Kiev "kültürel mirası" korumakta bizden çok daha başarılı. Ancak dosyası zayıf. Ayrıca bu aşamada, aday olmasa da AB üyeliğini istediğini gizlemeyen Ukrayna’ya olumlu sinyaller göndermek Avrupa’nın işine gelmiyor açıkçası.

Avrupa Parlamentosu’nda İstanbul 2010 için verilen davette ayaküstü sohbet ettiğim Türkiye AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Jan Olsson’un söylediği ilginç: "İstanbul’un kültür başkenti olması Türkiye’nin AB üyeliğinden kolay."

160 milyon Euro’luk fon

İSTANBUL 2010 projesine fon aktarılması için şöyle bir şey düşünülmüş:

Mart ya da nisan ayından itibaren İstanbul’da her litre benzinden bir kuruş fazla almak.

Bu 2010 yılına kadar 160 milyon Euro’luk bir fon anlamında.

İstanbul için "bir kuruş" vermeye kimsenin itirazı olmayacağına göre böyle bir fon oluşturmak hayal değil.

Ayrıca Nuri Çolakoğlu’nun da işaret ettiği gibi, İstanbul’un kültür başkenti seçilmesi ek 10 milyon turist de getirebilir. Bunların bırakacağı paranın bir bölümü de pekálá bu fona aktarılabilir.

İstanbul 2010 projesi için daha çok bilgi sahibi olmak isteyenler www.istanbul2010.org sitesine göz atabilirler.

İmaja katkı

Peki kültür başkenti olmak bize ne getirecek? Bir kere, İstanbul için umut. Kültür mirasının korunması, kültür bilincinin yerleşmesi, şehrin yaşam kalitesinin yükselmesi için umut. Dosyadaki 80’e yakın projeden birkaçı bile gerçekleşse yeter.

İkincisi Türkiye’nin imajına katkısı. Biz Brüksel’de iken, uluslararası pazarlama şirketi GMI’nin 35 ülke arasında yaptığı araştırma gazetelerde yayınlanmış.

Türkiye markası en son sırada. İmajımız dibe vurmuş.

İnsanlar "cehaletten", Türkleri cahil, tembel, barbar, tehlikeli diye biliyormuş.

Sadece turizm için "tanıtım kampanyaları"nın yetmediği ortada.

Türkiye hakkındaki önyargıları, bilgisizliği bertaraf etmek kolay iş değil.

Bu yüzden İstanbul’un Avrupa kültür başkenti seçilmesi imajımız açısından çok ama çok önemli.
Yazarın Tüm Yazıları