CNN'de kaç zamandır sevimli siyah küçük bir kızla karşılaşıyorum. UNICEF'in tanıtım programında yüzü ekrana geliyor. Afrika'nın bilmem hangi ülkesindeki evinin kapı eşiğinden dünyaya kaygılı bakışlar fırlatıyor. İki saniye güvensizliğini, korkusunu algılamaya yetiyor. Sonra karşısında biri rahatlatıcı bir iki söz sarfetmiş olsa gerek yüzü aydınlanıyor. Yanaklarında iki gamze, gözlerinde yıldızlar. İnsan onu alıp içine sokmak istiyor, o kadar tatlı. Siyah küçük kızın yüzü aklımdan hiç çıkmıyor kaç zamandır.Tuhaf bir şekilde ırkçılıkla ilgili birşey duyduğumda o canlanıyor gözümün önünde. İnsanlar varoldukça asla gündemden çıkmayacağına nihayet kanaat getirdiğim ırkçılık sorunu Fransa'yı derinden sarsıyor son günlerde. Yerel seçimlerde bazı sağ parti adayları, ırkçı Ulusal Cephe'nin desteğiyle ortalığı karıştırdı. Fransa panikledi. Chirac televizyona çıkıp ilk kez ‘‘Le Pen'in partisi ırkçı ve yabancı düşmanıdır’’ dedi. Le Pen'in desteğini kabul eden Demokrasi İçin Birlik üyesi beş kişi vatan hainliğiyle suçlandı. Fransa ile birlikte Avrupa da şokta, çünkü insan haklarının vatanı olan Fransa'da, ırkçı bir partinin bu kadar yol almış olması anlaşılmaz geliyor. Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Jean-Pierre Cot, Fransız Liberation Gazetesi'ndeki yazısında ‘‘Le Pen sadece Fransa'nın değil, tüm Avrupa'nın sorunudur. Partisini silmek için tüm ulusal demokratik güçlere ihtiyacımız var’’ diyor.Fransa dinamik bir ülke. Yaşadığı şokun ardından savunma mekanizmasını hemen harekete geçiriyor ve aylardan beri sürüncemede olan iki önemli dava sonuçlanıyor: Le Pen'e geçen yılki yerel seçim kampanyası sırasında Sosyalist Parti kadın adayını tartaklamak suçundan iki yıl siyasi haklarından men, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerle işbirliği suçundan Maurice Papon'a 10 yıl hapis cezası.Fransızlar bir yanda Ulusal Cephe'yi bertaraf edecek yeni seçim sistemine kafa patlatırken, diğer yanda aydınlar neden dört Fransızdan birinin Le Pen'in görüşlerine katıldığı sorusuna cevap arıyor. Bu aydınlardan bir tanesi de Fas asıllı yazar Tahar Ben Jelloun. Kutsal Gece, Kum Çocuk gibi kitapları Türkçe’ye çevrilmiş olan Ben Jelloun ‘‘Kızıma ırkçılık dersleri’’ kitabının da yazarı. Geçtiğimiz günlerde de Fransa'da on, onbeş okulu dolaşıp 12, 13 yaşlarındaki çocuklara kitabı hakkında ne düşündüklerini sormuş. Sorularına hep sorularla karşılık almış: ‘‘Irkçı bir ailenin çocuğunu nasıl yola getirebilirsiniz’’,‘‘Irkçı bir saldırı karşısında ne yapmalı’’, ‘‘Kızınız hiç ırkçılarla karşılaştı mı’’, ‘‘Irkçılığa karşı yasalar varsa Le Pen'in partisi neden yasaklanmıyor’’ ‘‘Entegrasyon nedir’’.Tahar Ben Jelloun, kırsal kesimden gelen çocukların çoğunlukta olduğu bir okula gitmiş en son. Öğretmenlerin dediklerine bakılırsa yörede fazla ırkçılık yokmuş. Okuldan ayrılırken ‘‘Kızıma ırkçılık dersleri!’’ kitabını uzatıp bir imza isteyen siyah bir velet sormuş ona: ‘‘Bayım ırkçılık ne işe yarar’’.Mutlu bayramlar...