İlla bıyık mı?

Gila BENMAYOR
Haberin Devamı

27 yıldan beri Le Monde Gazetesi'nin karikatürlerini çizen Plantu ile İstanbul'da karşılaşmak fırsatım oldu. Beni kırmadı. Kimin karikatürünü talep ettiysem, becerikli kalemiyle iki dakikada çizdi. Yanında uslu uslu otururken, Sahra Çölü'nde kazazede pilotun başına dikilip ‘‘Bana bir koyun resmi çizer misin’’ diyen Küçük Prens'e benzettim kendimi.

‘‘Türk tipini nasıl çizersini’’ diye sorunca Plantu bir saniye bile duraksamadan ‘‘bıyıklı’’dedi.

‘‘Bıyığa’’ hemen itiraz ettim.

Türklerin son yıllarda bıyıklarını kestiklerini, bizim gazetede bıyıklı erkeklerin geçirdikleri değişimleri anlattım. Birkaç yıl önce, ‘‘bıyık kesme’’ furyasında etrafımızdaki çoğu erkek bıyıklarından vazgeçmişti. Ayrıca bıyığın sadece Türklere has bir özellik olmadığını, Akdenizlilerin, Ortadoğuluların genellikle bıyıklı olduklarını söyledim.

İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar ile İtalya Başbakanı Massimo D'Alema'yı örnek gösterdim.

Plantu ikna olmadı.

Ona bakılırsa, Türklerin bıyığı hepsinden farklıydı.

Diğer bıyıklardan daha siyah, daha gürdü.

Bıyığa sıcak bakmadığımı görünce, yerinde olsaydım Türk tipini nasıl çizeceğimi sordu. Bilemedim tabii. Açıkcası aklıma fazla birşey gelmedi.

Plantu'nun diğer milletleri nasıl çizdiğini merak ediyorsanız, İtalyanları da ‘‘bıyıklı’’ ve muhakkak fanilalı çiziyormuş. Yani İtalyan filmlerinde, fanilalarıyla mutfak masasına çöküp, salçalı spagetti yiyen İtalyan erkek imajı gerçek bir klişe.

İngilizler, çilli, şapkalı ve genellikle zayıf.

Yunanlılar etekli ve ponpon çarıklı.

Plantu'nun ‘‘Türk bıyığının’’ üzerinde ısrarla durması, bence Avrupa'da yıllardan beri imajımızın pek değişmediğini gösteriyor. Çünkü, fanila gibi yan bir unsurla yumuşatılmadığı takdirde ‘‘bıyık’’ tek başına, maçoluğun, sertliğin ifadesi.‘‘Dediğim dedik, kestiğim kesik’’ gibi bir anlam yüklü.

Avrupalı, hoşunuza gitsin gitmesin genelde Türk'e hala bu gözle bakıyor.

Oysa burnunun dibinde bile bu imajdan hayli farklı Türkler var. Almanya'nın Yeşiller Partisi milletvekili Cem Özdemir örneğin.

Liberation Gazetesi, son sayısında tam sayfa ayırdığı Cem Özdemir'den övgüyle söz ediyor. Gazeteye göre, Cem Özdemir, Türk asıllı olduğu halde Almanlardan daha iyi almanca konuşuyor ve birkac yıl zarfında Yeşiller Partisi'nin yöneticileri arasında yer alabilir. Cem Özdemir'in Bundestag'daki Alman meslekdaşlarından ayıran üç önemli özelliği ise zerafeti, mizahı ve sevimliliği. Özdemir, bu özellikleriyle Almanları fersah fersah geride bırakmış. Liberation'un bu tanımlaması ‘‘bıyıklı Türk’’ imajından ne kadar farklı.

Plantu ile konuştuktan sonra iyice farkettim: Kafa yapısı değişmedikçe bıyığı kesmek sonuçta işe yaramıyor.

Yazarın Tüm Yazıları