İlla AB diyorsak kadın ve çevre olmazsa olmaz

BU işte bir tuhaflık var.

Haberin Devamı

Bakıyorsunuz son dönemlerde Avrupa Birliği üyeliği yeniden gündeme girmiş gibi bir hava esiyor.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın programı yoğun.
Demeçleri yüzünü Avrupa Birliği’ne çevirmiş olanlar için umut verici.
Örneğin, Erasmus öğrencilerine THY’nın yüzde 20’lik indiriminin müjdelendiğini toplantıda “AB süreci Cumhuriyet tarihinin en önemli çağdaşlaşma projesidir” diyor.
“AB projesi devam ettiği sürece Türk insanı geleceğe güvenli bakacağı noktalara ulaşacak” diye ekliyor.

Volkan Bozkır, Türkiye’nin Yeni AB İletişim Stratejisini paylaşmak üzere önceki gün İstanbul’da dört yüze yakın sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geliyor.
Başkanlığını Ahmet Arslan’ın yaptığı Fikir Sofrası Platformu’nda “AB sürecini yeniden canlandırmak ve Türkiye’nin yeni dönemde bölgesel iş birliklerine bakışı” temasını konuşmak üzere iş insanları, akademisyen, medya mensuplarıyla buluşuyor.

AB’ye yeniden ısınma turlarına bu hafta Giresun’da da rastlıyoruz.
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu 16. toplantısını hafta başında Giresun’da yapıyor.

Davetli olup da katılamadığım toplantıda tartışılan konulardan biri “cinsiyet eşitliği” stratejilerinin yerel idareler tarafından nasıl teşvik edileceği.

Kaderin garip cilvesi tam aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “kadın-erkek eşitliği fıtrata ters” cümlesini duyuyoruz.

Avrupa Birliği için “kadın-erkek eşitliği” en temel standart.
Nitekim Avrupa Birliği Komisyonu’ndan, Avrupa Parlamentosu’ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine tepki gecikmiyor.

AB yıllardır Türkiye’de “kadın-erkek eşitliğinin” üzerinde ısrarla duruyor.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’de Kadın Hakları eski raportörü Emine Bozkurt’un peş peşe kaleme aldığı raporları ne çabuk unuttuk.
Kadın gibi çevre de Avrupa Birliği’nin temel standartlarından.

Dolayısıyla toplu konut projelerini, AVM inşaatlarını, gölden denizden milyonlarca metreküp kum çekmeyi, orman ve tarım arazilerinde dönüşümünü, yer altı sularının kullanımını denetimsiz bırakan ÇED yönetmeliği AB anlayışına yüzde yüz ters.

Nükleer santral, termik santral gibi tesislerin sökülmesi işlemleri bile ÇED’den muaf.
Yeni ÇED yönetmeliği, çevre denince kılı kırk yaran, doğanın korunmasını, karbon ayak izini öncelikleri arasında gören AB yetkililerinin saçlarını diken diken edecek nitelikte.

Diyeceğim şu:
Türkiye, Volkan Bozkır’ın dediği gibi Avrupa Birliği üyeliğinde gerçekten ısrarlı ve kararlıysa, yine dediği gibi “imaj sorunu” varsa bu çevre ve kadın çıkışları niye?
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

AÇEV’İN BABALARI ŞİDDETTEN UZAKLAŞTIRAN EĞİTİMİ BM’DE KONUŞULDU

BİRLEŞMİŞ Milletler’in New York’taki merkezinde düzenlenen, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kutlamalarına bir katkı da Türkiye’den geldi.
AÇEV (Anne-Çocuk Eğitim Vakfı) Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, vakfın babalara yönelik çalışmalarını anlattı.

Hüsnü Özyeğin’in eşi Ayşen Özyeğin öncülüğünde bundan 22 yıl önce kurulan AÇEV esasında “okul öncesi” eğitime dikkat çekmek için yola çıkmış bir vakıf.
Ancak sonradan anne ve baba eğitimini de çalışmalarına katıyor.

Üç yıldan beri ise BM Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Fonu’nun katkılarıyla “Şiddetsiz Aileler için Baba Eğitimleri” projesini sürdürüyor.
Ayla Göksel’in BM’deki konuşmasında vurguladığı gibi AÇEV’in eğitimini alan babalar eşleri ve çocuklarına karşı şiddet içeren davranışlarda bulunmuyorlar.
AÇEV’in eğittiği babaların sayısı 45 bine ulaşmış durumda.

İlla AB diyorsak kadın ve çevre olmazsa olmaz
AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel

Yazarın Tüm Yazıları