Hem önce sağlık diyoruz, hem sağlık ekonomisini bilmiyoruz

PROF. Dr. Simten Malhan Başkent Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü’nde öğretim üyesi.

Haberin Devamı

“Sağlık Ekonomisi”, “Sağlıkta Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Teknikleri”, “Sağlık Hizmetleri” yönetimi gibi dersler veriyor.
Malhan’ın da vurguladığı gibi “sağlık ekonomisi” Türkiye’de yeni bir alan.
Ne ki, “sağlık sisteminde eldeki kısıtlı kaynakların en verimli bir şekilde kullanılması bilimi” diye tarif edebileceğim “sağlık ekonomisi” bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin olmazsa olmazı.
Sadece diyabetin ülke ekonomisine maliyetine birazdan değineceğim.
Türkiye’de akademik anlamda sadece bir elin parmağı kadar bilim insanı “sağlık ekonomisine” kafa yorarken YÖK bunun başlı başına bir alan olmasına henüz yanaşmıyor.
10 yıl kadar önce Dünya Bankası’nın bir projesinde çalışırken “sağlık ekonomisiyle” tanışan ve araştırmalarını bu alanda yoğunlaştıran Profesör Malhan’a göre, Türkiye henüz böyle bir kavramla haşır neşir olmadığı için “tedavi eden” bir ülke.
“Sağlık deyince esas amaç koruma ve önleme olmalı” diyor.
Ancak biz işin o bölümün es geçip tedaviye ağırlık veriyoruz.
Bir süreden beri halk arasında şeker hastalığı diye de bilenen “diyabetin maliyeti” üzerinde çalışan Malhan’ın paylaştığı rakamlar çarpıcı.

Haberin Devamı

SAĞLIK HARCAMALARININ DÖRTTE BİRİ DİYABETE

Diyabet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tedavinin maliyeti nedeniyle önemli bir sorun.
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2013 verilerine göre bugün dünyada 382 milyon diyabetli hasta var ve bu sayının 20 yılda 592 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’ye gelirsek, diyabetli hasta sayısı 2013 yılında 7 milyon kişi.

Hem önce sağlık diyoruz, hem sağlık ekonomisini bilmiyoruz

20 yıl sonra bu rakamın 12 milyona yükseleceği hesaplanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Türkiye’de diyabetin artış hızı dünya ve Avrupa genelinin üzerinde.
Bu genetik yapımızdan mı? böreğe çöreğe aşırı düşkünlüğümüzden mi? yoksa nüfusun yaşlanmasından mı bilemem ama oranlar ortada.
Diyabetin görülme sıklığı Türkiye’de yüzde 14.8 iken bu oran Avrupa’da yüzde 8.3, ABD’de ise yüzde 9.3.
Profesör Malhan’a göre, diyabetin Türkiye’ye maliyeti yılda 12.8 milyar lira. (2010 verisi)
Toplam sağlık harcamalarının dörtte biri diyabete gidiyor.
Şekerin “acı faturası” diyebiliriz.
“Bedende farklı komplikasyonlara yol açan diyabet sağlık sisteminde büyük bir yük ve doğru yönetilmesi gerek. Başta doktor, sağlık personeli ve hastayı eğitmeliyiz” diyor Malhan.
Hesaplarına göre, diyabetin doğru yönetilmesiyle önümüzdeki 20 yılda 24 milyar euroluk bir tasarruf mümkün.

Haberin Devamı

SAĞLIK EKONOMİSİNDE VERİ SIKINTISI

Diyabetin doğru yönetilmesi gibi, akılcı ilaç kullanımı, (yılda 2 milyar liralık ilaç çöpe gidiyor), tıbbi cihazların verimliliği, doğru teşhis, hasta eğilimi hep “sağlık ekonomisi” alanına giren şeyler.
Ancak şöyle bir gerçek de var.
Sayıları bir elin parmakları kadar olan “sağlık ekonomisi” araştırmacıları hasta verilerine ulaşamıyor.
Veriler araştırmacılara açık değil.
Dolayısıyla bu alanda yol almak kolay değil, dolayısıyla sağlıkta paralar çarçur olmaya devam.
Tüm okurlara “sağlıklı” ve huzurlu yeni bir yıl dilerim.

Yazarın Tüm Yazıları