Paylaş
DAHA birinci gününden Dünya Ekonomik Forumu’na ‘teknoloji krallığını ilan etti’ desem abartı değil.
Hangi toplantıya katıldıysam ‘teknoloji’ hep ağırlıktaydı.
PwC’nın “CEO’lar ne düşünüyor” raporunun sunulduğu toplantıdan başlarsak 2014 yılına güven geçen yıla oranla tam ikiye katlamış.
Yani yüzde 18’den yüzde 44’e fırlamış.
Geleceğe en umutla bakanlar ise yüzde 50’lik bir oranla Batı Avrupalı CEO’lar.
Avrupa’nın ekonomisini mercek altına alan oturumda konuşulanlar da zaten bunu doğruluyor.
Netice şu: İngiltere’nin ekonomisi daha iyi, Almanya iyi, Fransa iyi yolda.
Batı Avrupalılardan sonra 2104 yılından umutlu olanlar sırasıyla Körfez ülkeleri, Asya-Pasifik, Güney Amerika, Kuzey Amerika, Afrikalı CEO’lar.
Ülkeler bazında ise 2014 yılını en parlak görenler Rus CEO’lar.
Soçi Olimpiyatları’nın 37,9 milyar Euro gibi dev bir bütçeye mal olması keyiflerini kaçırmamış.
Şimdi bu CEO’lara “2014 yılının trendlerini” sormuşlar.
Birinci sırada yukarıda sözünü ettiğim teknoloji var.
Sanayide, toplumda devrim yaratacak teknoloji her şeyin önünde.
Teknolojiye ayak uydurmayan hapı yutar.
2014 yılına damgasını atacak ikinci ve üçüncü trendler ise nüfus değişimleri ve yeni gelen tüketiciler.
Nüfus değişimi iş gücü açısından önemli.
2020 yılında Avrupa’nın ortalama yaşının 43, Çin’in 38, Afrika’nın ise 20 olacağı hesaplanmış.
CEO araştırmasından çıkan başka ilginç bir sonuç BRİCS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) pırıltısını kaybediyor.
68 ülkeden araştırmaya katılan 1300 kadar CEO’ya göre, önümüzdeki 3 ila 5 yıl arasında parlayacak ülkeler arasında Endonezya, Meksika, Türkiye, Tayland, Vietnam var.
Şimdilik Türkiye ile ilgili burada duyduğum en iyimser cümle bu.
Japonya’da binaların çoğu yarı karanlık
DÜN sabah Davos’taki Türklerin çoğu Uluslararası Enerji Ajansı baş ekonomisti Fatih Birol’un da konuşmacılar arasında olduğu “Yeni Enerjinin Durumu” oturumunda buluştu.
Oturumun özeti şu: Enerji dünyası değişiyor ve bunu okumayan yine hapı yutar.
Konuşmacılardan Japonya Bilim ve Teknoloji Bakanı İchita Yamamoto’dan Fukuşima sonrasını neler yapıldığını öğrendik.
Aynı zamanda Uzay Politikaları için Devlet Bakanı şapkası da olan Yamamoto, nükleer enerjiyi azalttıklarını ve enerji verimliliği için teknolojiye yüklendiklerini anlatıyor.
Bu arada tüketim alışkanlıkları da değişiyormuş.
Japon halkı bu konuda inanılmaz bir disiplin gösteriyormuş.
Bir zamanlar ışıl ışıl olan Tokyo, Fukuşima felaketinden sonra elektrik tüketimini azalmak için karanlığı bile tercih eder olmuş.
Yamamoto “Binaların çoğu yarı karanlık. Koridorlarda yürürken patronunuzu görmeyip selamsız geçebilirsiniz” diyor.
Japonya’nın dünya vermek istediği iki mesajı şöyle özetliyor:
“Teknoloji ağırlıklı verimlilik bir politikaya dönüşebilir. Halk tüketim alışkanlıklarını değiştirebilir”.
Çin’in güneş enerji sektörünü temsil eden Gao Jifan da ülkesinin nükleerin payını azalttığını söylüyor.
Sonu belirsiz bir nükleer maceraya atılmak üzere olan Türkiye’den birileri keşke buralarda olsaydı da konuşulanlara kulak verseydi.
Çin’in 2020 yılında güneş enerjisi 150 gigavata ulaşacakmış.
Jifan, güneş enerjisinin maliyetinin giderek düştüğünü ve önümüzdeki yıllarda öneminin kat kat artacağını belirtiyor.
Fiyatı da bugüne oranla yüzde 50 düşecek.
“Güneş enerjisi her yerde üretilmeli ve kullanılmadır ki fiyatı düşsün” diyor Jifan.
Haydi Türkiye.. Şu güneş enerjisi için uğraşanlara bir umut ışığı ver artık.
Enerji ve iklim ayrılmaz ikili
DÜNYA Ekonomik Forumu’nun Enerji Danışma Konseyi Başkanı olan Fatih Birol önermiş, DEF’in CEO’su Klaus Schwab da kabul etmiş.
Şöyle ki: Bu yıl ilk kez tam bir gün enerjinin iklime etkisi konuşulacak.
Cuma günü gün boyu devam edecek olan enerji ve iklim oturumları 2015 yılında Paris’te düzenlenecek “İklim Zirvesi”ne yol gösterecek Birol’un dediğine göre. Davos’ta bu yıl iş dünyası da her yıldan fazla iklim değişikliğine önem veriyor.
Ham maddenin ilk üretim halinden geri dönüşüm safhasına kadar nasıl kullanılacağına ilişkin “dairesel ekonomi” ve “yeşil ekonomi” ağırlıklı olarak konuşulacak.
Sabancı, Abe’ye neden hayır dedi
KADIN bu yılkı Davos’un yine baş gündem maddelerinden biri.
Dünyanın en etkili 400 kadını Davos’ta bir araya gelmiş durumda.
DEF’in bu yılki eş başkanlarından Yahoo CEO’su Marissa Mayer, Davos’a gelmeden önce İstanbul’da kitabının tanıtımını yapan Sheryl Sandberg, Güney Kore Başkanı Park Guen-Kye, Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, İMF Başkanı Christine Lagarde, Güler Sabancı, Brezilya’nın petrol devi Petrobras’ın CEO’su Maria das Graças Silva Foster bunlardan bazıları.
Bu kadar etkili kadın bir araya getirmeyi başaran DEF kadının hem siyasette, hem ekonomi ve sosyal yaşamda daha iyi yere gelmesi için dört bir koldan çalışıyor.
DEF, kadın sorunlarına derinlemesine araştırma için üç ülkeye görev vermişti: Türkiye, Japonya ve Meksika.
“Görev Gücü” ülkelerinden Türkiye maalesef bu yıl burada değil.
Ancak Sabancı “Görev Gücü”nün etkin bir üyesi olarak önemli platformlarda sesini duyuruyor.
Aynı zamanda DEF Küresel İş Konseyi Danışma Kurulu’nun üyesi olan Güler Sabancı dün dünyanın Nijerya Ekonomi Bakanı Dr. Ngozi Okonjo-İweala onuruna verilen davetin panelistleri arasındaydı.
Sabancı bu arada Japonya Başbakanı Şinzo Abe tarafından Japon kadının durumunun ele alınacağı bir “beyin fırtınası” seansına davet edilmiş.
Sabancı şakayla karışık gülerek “Çıkar çatışması nedeniyle başka bir “Görev Gücü” ülkesinin beyin fırtınası toplantısına katılamam. Başbakan Abe’ye katılmayacağımı bildirdim” diyor.
Paylaş