Paylaş
Kurucusu Ateş Uğurel’i Form Temiz Enerji Şirketi’nin genel müdürü iken tanımıştım.
Uğurel, daha sonra güneş enerjisi sektöründe proje geliştirme hizmeti veren kendi şirketi İRES Enerji’yi kurdu.
Güneş enerjisiyle yakından ilgili olduğumu iyi bildiği için her fırsatta sektördeki gelişmeleri konuşuruz.
Uğurel, Türkiye’de güneş enerjisinin geleceğinden umutlu.
SolarBaba’yı ziyaret edenlerin bu sektöre yatırım yapmak isteyenlerden nükleer karşıtlarına kadar geniş bir yelpazeden oluştuğunu söylüyor.
Önümüzdeki aylarda üniversite gençlerinin de gönüllü olarak SolarBaba için çalışacaklarını belirten Uğurel “ Halkın dikkatini güneş enerjisine çekmek istiyoruz. Bu platformu hem Türkçe, hem İngilizce yapmak en büyük hedef zira Türkiye’ye güneş enerjisine yatırım yapmak isteyenlerin yabancıların bilgi alacakları bir kaynak yok” diyor.
SolarBaba’ya bu büyük rağbet beni şaşırtmıyor zira ne zaman güneş enerjisi yazsam posta kutum dolar taşar.
Dünyada fiyatı kilovat başı 1500 dolara kadar düşen bu bedava enerji kaynağına sektörden, halktan ilgi büyük ancak Uğurel’e göre, önemli bir istihdam alana yaratma potansiyeline sahip “güneşin önü bilinçli ya da bilinçsiz” bir şekilde kesiliyor.
Sektörün beklediği tüm kanunlar çıkmış durumda.
Ne var ki kanunların çıkması yeterli değil zira bunlar sektörün akıl erdiremediği aksaklıkları içeriyor.
Yeni yönetmeliğe göre, diyelim oteliniz var, kendi enerjinizi üretmek için çatınıza paneller yerleştirmek mümkün.
Bunun için lisans gerekmiyor ancak belediyenin onayı şart koşuluyor.
Uğurel’e bakarsanız belediyelerin böyle bir sorumluluğun verildiğinden haberleri yok, zaten olsa da neyi, nasıl onaylanacağını bilen deneyimli elemanları yok.
Enerji Bakanlığı güneş santrali kuracaklar için ölçüm zorunluluğu getiriyor ki dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mecburiyet söz konusu değil.
Uğurel diyor ki “Elimizde 40 yıllık haritalar var. Uyduların sağladığı veriler var. Sonuçta ölçüm şartı ek bir maliyet getiriyor. Bir ölçüm direğinin maliyeti 15 bin euro. Üretici Alman firmalara boşu boşuna verilen bir paradan söz ediyoruz”.
Öte yandan hazine arazileri üzerine ölçüm direği için izin almak hayli zor.
“Ölçüm direkleriyle ilgili izinlerde kaotik bir durum var. Çünkü bir değil birkaç kurum veriyor izinleri, üstelik ölçümleri sadece 6 ay ve güneşin olmadığı kış aylarında yapıyoruz” diyor Uğurel.
Diğer “kaotik durum” ise güneş santrallerinin kurulacağı arazilerle ilgili.
Arazi tahsisinde aklınıza gelebilecek her kurum devrede.
Tapu Kadastro’dan, Orman Bakanlığı’na Ziraat Odalarına kadar sayısız kurum.
Çorak arazilere Orman Bakanlığı, tarım arazilerine Ziraat Odaları karar veriyor.
“Güneşin önü bilinçli ya da bilinçsiz kesiliyor” tespitine son örnek ise ilk kez enerji sektöründe bir santrale getirilen üst sınır limiti.
İlk etapta kurulacak güneş enerjisi santrallerinin toplam büyüklüğü 600 megavat ile sınırlandırıldı.
Rüzgarda, kömürde, doğalgazda böyle bir limit yok.
Şimdi siz karar verin Uğurel tespitinde haklı mı haksız mı?
Tekzen’den güneş atağı
TEKZEN Yapı Marketleri zinciri geçtiğimiz günlerde güneş enerjisiyle ilgili cesur bir adım attı.
Aydın’daki mağazasının çatısına 200 kilovatlık bir güneş enerjisini sistemini kurmaya hazırlanan Tekzen bir yıllık elektrik tüketiminin tamamını güneşten sağlayacak.
Yaz aylarında üretilecek fazla elektriği de lisanssız elektrik üretimi yönetmeliği kapsamında bölgedeki dağıtım şirketlerine satacak.
Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin’e göre, Tekzen Aydın’daki pilot uygulamadan sonra güney bölgelerindeki birçok mağazasında güneş enerjisine geçmeyi hedefliyor.
Bu arada Türkiye’de ilk defa uygulanacak finansal yöntemle Tekzen kuracağı sistem bedelini elektrik parası öder gibi taksitle ancak şu andaki mevcut tarifeden daha ucuz bir fiyatla ödeyecek ve belli bir süre sonra sistemin sahibi olacak.
Paylaş