Orkestra şefi, CEO, işadamı, modacı, bilimadamı, milletvekili ve teknik direktör.
Onlar ‘‘Global Köyün Türkleri.’’
Cumhuriyetin 100. yıldönümüne kadar her yıl yapılacak ‘‘Hedef Yarının Kurulması’’ toplantısının birincisinde, Forum İstanbul'da deneyimlerini anlatıyorlar.
Can kulağıyla dinliyoruz.
İngiltere'de iki kez ‘‘yılın modacısı’’ seçilmiş olan Hüseyin Çağlayan.
Kırık türkçesiyle kendisini ifade ederken ne kadar mütevazi.
‘‘Vizyonunuz varsa başarı mutlaka gelir’’ diyor.
Elbet bulunduğu ortamın etkisini de inkar etmiyor.
12 yaşında geldiği İngiltere'de modanın kültürün bir parçası olduğunu ve bu ortamdan yararlandığını anlatıyor.
‘‘Kıbrıs'ta kalsaydım, ya da Türkiye'de yaşasaydım belki şansım bu kadar yaver gitmezdi.’’
Vural Öger Almanya'nın en büyük seyahat acentelerinden birinin sahibi.
Bir turizm devi.
Ne diyor?
‘‘Almanya'da belli faktörleri biraraya getirdiğiniz zaman kimse önünüzü kesemez. Torpil sözcüğünün Almanca karşılığını bilmiyorum.’’
Avrupa Parlamentosu milletvekili Ozan Ceyhun hepsinden heyecanlı, Türkiye'deki meslekdaşlarına serzenişte bulunuyor.
Depremden sonra ziyaret ettiği Gölcük’te, depremzedeler ‘‘Bizim milletvekillere ulaşamıyoruz. Siz onlarla görüşürseniz durumumuzu anlatın’’ diye ricada bulunmuşlar.
‘‘Almanya'da milletvekili olarak bırakın halkın derdine kulak vermemeyi, e-maillere cevap vermemek bile haddime düşmez’’ diyor.
Dünyanın sayılı iktisatçılarından, Colorado Üniversitesi öğretim görevlilerindenProfesör Naci Mocan'a göre, ABD'deki sistem başarılı olanı mutlaka ödüllendiriyor.
Mocan eğitimin üzerinde ısrarlı duruyor.
‘‘Türkiye'de eğitime ayrılan para kişi başına 75 dolar arttığı takdirde milli gelirde 260 dolarlık bir artış olabilecek.’’
Orkestra Şefi Gürer Aykal, Ankara'da aldığı eğitimi ABD'de pekiştirmiş.
‘‘Başarı için çalışmak çok çalışmak gerek. Heyecanını kaybetmemek. Bu gece konserim var ve karnımda kelebekler uçuşuyor.’’
Dünyanın sayısız şehirlerinde konserler vermiş, ‘‘Maestro, Türkler çok iyi müzisyen’’ iltifatları almış olsa da hayatının en zor sınavını burada, Nemrut Dağı'nda vermiş. Çünkü gelenler ilk kez bir klasik müzik konseri dinlemeye gelen yerel halkmış.
Konser sonrası gazeteciler bir köylüye sormuşlar ‘‘Dayı ne anladın bu müzikten’’ diye. Cevap şöyle ‘‘Ulvi sesler duyduk.’’
Gürer Aykal ‘‘Eminim Vivaldi hiçbir dinleyicisiyle böyle ilişki kurmamıştır’’ diyor.
Global Köyün Türkleri'ne kulak vermek eşsiz bir deneyimdi.
Chirac'ın foyası ortaya çıktı
Fransa'da başkanlık seçimlerine hazırlanan Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın programını sunduğu kitapçıktaki resmin sırrı çözüldü.
Kitapçığın kapağında, bronzlaşmış teni, gülümseyen yüzüyle Fransızların ellerini sıkan Chirac meğer yedi yıl önceki Chirac'mış.
Fransızların sürekli yaşından söz etmelerinden canı sıkılmış olacak ki, 1995 yılında yeni başkan seçildiği günlerde çekilen daha genç bir resmini kullanmakta beis görmemiş.
Sigarayı bırakın onlar süt içsin
Sütün faydalarını biliyorum elbet ama bir bardaktan sağlanan kalsiyumun 12 porsiyon ıspanağa bedel olduğunu öğrenmek için meğer Diyarbakır'a gitmek gerekiyormuş.
Aileden sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici ile birlikte Fatin İlköğretim Okulu geziyoruz. Bakanın himayesindeki ‘‘okul sütü’’ programını yerinde göreceğiz.
2. sınıf çocuklarına küçük karton kutulardaki sütler dağıtılıyor.
Bakan soruyor: ‘‘Süt ne işe yarar?’’
Parmaklar havada, cevaplar hazır.
‘‘Süt kemiklerimizi güçlendirir.’’
‘‘Büyümemizi sağlar.’’
Diyarbakır'ın kavruk çocukları büyüme telaşında.
İşte bu yüzden süt kutuları aceleyle kafalara dikiliyor. İlk bitiren yüzünde geniş bir gülümseme, boş kutuyu bakanın önüne bırakıyor.
Bakan Gemici'nin ‘‘okul sütü’’ projesine göre bu yıl 1 milyon öğrenciye süt dağıtılacak. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'nun geliştirdiği projenin maliyeti 14.7 trilyon lira.
Bakan önümüzdeki yıl bu programdan iki milyon çocuğun yararlanmasını istiyor. Bunun için toplumun desteğine ihtiyacı var.
Şöyle bir hesap yapıyor: ‘‘Bir çocuğun bir aylık süt masrafı 3 milyon 600 lira. Yani iki yabancı paket sigara parası.’’
Sigara içenler de, içmeyenler degelin birlikteGemici'yi destekleyelim.