Paylaş
Bugün projektörü bu hayli sıra dışı ekonomiste çevirmek istedim.
Le Monde Gazetesi’nin dün “Bir ayağı Charlie’de, diğer ayağı Fransız Merkez Bankası”nda diye tarif ettiği Bernand Maris daima ezilenin yanında yer almış sol görüşlü bir aydındı.
Birden fazla şapkası vardı.
“Başka bir dünya mümkün” sloganıyla bildiğimiz, küreselleşmeye karşı toplumsal, çevreci ve demokratik arayışları olan “Attac Hareketi”nin bilimsel kurulundaydı bir dönem.
Yine aynı dönem yanı 2000’li yılların başında Yeşiller Partisi’nden politikaya atılmaya heveslenmişti.
Araştırmacı olarak sürdürdüğü akademik kariyerinin yanı sıra radyo yorumlarıyla ünlüydü.
Zira ekonomiyi herkesin anlayabileceği bir dille, eğlenceli bir şekilde anlatıyordu.
“Sıkıcı ekonomiyle ilgilenmek yerine şiir okumak daha iyi” diye dalgasını geçiyordu programlarında.
2011 yılında Fransız Merkez Bankası’nın yönetim kuruluna atanmış olan Bernard Maris, sıkı bir Markx ve Keynes taraftarıydı.
“Markx, ah Markx Beni Neden Terk Ettin”, “Bizi Aptal Yerine Koyan Ekonominin Gurularına Açık Mektup”, “Allahım! Ekonomi Savaşı Ne Güzel” gibi kitapların yazarıydı.
Kitapların başlıkları bile mizahi yönünün ne denli güçlü olduğunu ortaya koymuyor mu?
Epeydir, Fransa’da “solun neden içinin boşaltılmış olduğuna” kafaya yoruyordu.
Dün gazetelere internet üzerinden göz atarken, aynı konuya kafa yoran, mikro-kredinin Fransa’daki temsilcisi, ekonomist-yazar-futurist Jacques Attali’yle karşılıklı yaptığı bir “ekonomi sohbetine” rastladım.
Bernard Maris, Attali gibi ekonominin yeni trendlerinden “paylaşım ekonomisi”ni destekliyordu.
Daha önce “paylaşım ekonomisini” yazmıştım.
Ne olduğunu hatırlatayım.
Tüketicilerin kendi aralarında direkt temas kurarak ev, araba, giysi gibi ihtiyaçlarını gidermesine “paylaşım ekonomisi” deniyor.
Bu ekonomi türünün yılda yüzde 25 büyüdüğü hesaplanmış.
Maris ve Attali ikilisinin üzerindeki durdukları bir başka ekonomi trendi “serbest ekonomi” (Fransızcası economie de la gratuite, İngilizcesi free economy) yani bedelsiz ve karşılıksız bir malı ya da hizmeti sunan ekonomi.
Bunlar henüz Türkiye’de pek tartışılmayan, konuşulmayan kavramlar.
“Paylaşım ekonomisi”ne bazı yerlerde rastladım ancak “serbest ekonomiyle” ilgili tek satır görmedim.
Yazık.
Hem Fransa, hem tüm dünya gelecekte insanlar arasındaki eşitsizliğin giderilmesine, refahın yaygınlaştırılmasına uğraşan değerli bir ekonomisti, bir düşünürü kaybetti.
Paylaş