Geleceğin tekstili tarihi Galata Köprüsü’nde

HAFTA sonu Bienal, İstanbul Tasarım Haftası’nın yapıldığı eski Galata Köprüsü ve Santralİstanbul üçgeninde geçti.

Dün sona eren İstanbul Tasarım Haftası’nı kaçıranlara yazık.

Haliç üzerindeki nostaljik Galata Köprüsü’nde bu yıl 3’üncüsü yapılan İstanbul Tasarım Haftası’nın 5 günde yaklaşık 50 bin kişi ziyaret etmiş.

Ben uğradığımda DSP Başkanı Zeki Sezer 5 saatlik ziyaretini bitirip çıkmıştı.

Meğer "tasarım" meraklısıymış.

İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise yeni geliyordu.

Tasarım Haftası’nın düzenleyen dDf (Dream Desing Factory) ortaklarından Ayhan Kayar ile sergileri geziyoruz.

Arhan ve ekibi, İstanbul Tasarım Haftası’na tam bir yıl hazırlanmış.

Şimdi önümüzdeki yılın hazırlıkları başlamış.

Bu tempolu çalışma sayesinde İstanbul Tasarım Haftası üç yıl gibi kısa bir sürede dünya çapında ün kazanmış.

New York Tasarım Haftası’yla aynı yaşta.

Onun kadar popüler.

Arhan Kayar’ın önüme koyduğu listeye göz attım.

Tasarım dünyasının ünlülerinin isimleri listedeydi.

Bu etkinliğin neden önemli olduğunu kısaca şöyle özetleyebilirim:

Dünyada şehirler artık "yaşam tarzlarıyla" tanınıyor ve pazarlanıyor.

"Yaşam Tarzı" denilen şeye de moda, kültür, sanat, yeme, içme, eğlence ve "tasarım" gibi şeyler dahil.

İSTANBUL NEDEN GÖZDE

İstanbul
’un şansı şu:

Yukarıda saydığım unsurları benzersiz bir tarihi arka planda geliştiriyor.

İşte bu yüzden dün gazetelerde okuduğunuz gibi, İngiliz The Sunday Times İstanbul’u "Avrupa’nın en gözde şehri" olarak tanımlıyor.

Milano’nun en ünlü tasarım bölgesi Zona Tortona’nın Galata Köprüsü’nü ziyaret eden CEO’su Valerio Castelli "Paris, Milano artık sıkıcı. Yaşam tarzı olarak geleceğin tek merkezi İstanbul" diyebiliyor.

Tarihi köprü üzerindeki etkinliğe dönersek, buna endüstri, tasarım ve üniversiteyi buluşturma platformu gözüyle de bakabiliriz.

Nitekim sergileri gezdiğim sırada genç üniversiteli tasarımcılar arasında

"2010 İstanbul Taksisi" diye bir tasarım yarışmasının jürisi toplanıyordu.

Aralarında Topbaş, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Koordinatörü Nuri Çolakoğlu, Hexagon Yönetim Kurulu Başkanı Jan Nahum, Futuristler Derneği Başkanı Alphan Manas’ın bulunduğu jüri üyeleri işlerini bayağı ciddiye almış görünüyordu.

Etkinliğin bir diğer önemi de, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden biri olması.

Bu yüzden Nuri Çolakoğlu ile Ayhan Kayar yakın bir işbirliği içerisinde.

Burada bir parantez açıyorum.

"Avrupa Kültür Başkenti" seçilmenin koşullarından biri Avrupa şehirleri arasında iletişimi ve özellikle "kültürel alışverişi" sağlamak.

DARBEYLE ŞİŞEN GİYSİ

Tarihi Galata Köprüsü üzerinde gezdiğim "Geleceğin Tekstilleri" sergisi bu kapsamdaki bir işbirliği çerçevesinde Fransa’nın Lille şehrinden İstanbul’a gelmiş.

Tek kelimeyle inanılmaz bir sergiydi.

19. yüzyıldan bu yana Fransız tekstil sanayinin yüreği olan Lille, Çin rekabeti karşısında bir yol bulmuş.

Araştırma-geliştirmeye yatırım yaparak geleceğin tekstili üzerinde kafa yoruyor.

Sergide ışıkla renk değiştiren, bir el dokunuşuyla ses çıkartabilen kumaşlar, darbeyle şişebilen giysiler, çöl ortamında hem sıcak tutan, hem serinleten çadırlar gördük.

Tarihi Galata Köprüsü’nde geleceğin kumaşlarını görmek herkese nasip olmasa gerek.

Topbaş, Saray Muhallebicisi’ni savunuyor

TOPBAŞ, kısa bir New York ziyaretinden ayağının tozuyla İstanbul Tasarım Haftasını ziyarete gelmiş.

Beraberinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Profesör Edibe Sözen olduğu halde etkinliği gezen Topbaş ile bir kahve içme fırsatı buluyoruz.

Aynı gün gazetelerde, Topbaş’ın New York’ta Saray Muhallebicisi açmak temaslarda bulunduğu iddiaları yer almış.

Topbaş "Biz kardeşim ve oğlumla New York’a modern üretim tesislerini gezmek için gittik" diyor.

Henüz Saray Muhallebicisi’ni New York’ta açmak gibi bir planları olmadığını söylüyor.

Ardından Saray Muhallebicisi şöyle savunuyor:

"Eskilere dayanan bir yemek kültürümüzü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Saray Muhallebici’leri çoğalsa, yurtdışına yayılsa kötü mü? Bu çabamızın destek görmesi gerekirken eleştiriliyoruz".

Topbaş
, Belediye Başkanı şapkasıyla değil bir işadamı şapkasıyla bunları söyleseydi ona yüzde yüz katılırdım.

Ne ki, Topbaş öncelikle belediye başkanı.

Dolayısıyla bazı kafalarda Saray Muhallebicisi’yle ilgili soru işaretleri olması doğal.
Yazarın Tüm Yazıları