Fransız yatırımcı Türkiye’ye gelmek istiyor

FRANSIZ yatırımcısı Türkiye ile yakından ilgileniyor.

Fransa gezisinin en somut izlenimlerinden bir tanesi bu.

Gezinin ilk günü Fransız işadamlarının örgütü MEDEF’teki toplantıda bu ilgiye yakından tanık olduk.

Konuşmasından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilen sorular yatırımcı ilgisini, kaygısını taşıyan sorulardı.

Toplantıda aldığım notlara göre bakın, Fransız işadamları en fazla neyi sormuşlar, merak etmişler.

Asya ile Avrupa’yı denizaltından birbirine bağlayacak olan Marmaray projesi, Haydarpaşa dahil özelleştirmeyi bekleyen limanlar, Boğaz sularının nasıl arıtıldığı, savunma harcamalarının oranı, AKP Hükümeti’nin enerji politikası?

Bu arada Başbakan Tayyip Erdoğan’a işbirliği önerileri getirenler de oldu.

Alcatel, İran’da, Arap-Fransız Odası Başkanı ise Kuzey Afrika ile Ortadoğu’da Türkiye ile birlikte proje üretmeyi önerdiler.

MEDEF toplantısı dediğim gibi oldukça verimliydi ama asıl Türkiye’ye ilgi gösterenler gezinin son günü Başbakan Erdoğan ile otelde sabah kahvaltısında bir araya gelenler oldu.

Kimler vardı bu kahvaltılı toplantıda?

Fransa’nın önde gelen iki bankası Societe Generale ile BNP Parisbas’nın CEO ve Yönetim Kurulu üyesi. Daniel Bouton ile Pierre Marian.

TEB
ile görüşmekte olan BNP Paribas Başbakan’a ‘Türkiye’ye güveniyoruz ve büyümeyi planlıyoruz’ mesajını verdi.

Listenin geri kalan isimlerini şöyle saymak mümkün:

Özal döneminde Türkiye ile çalışmaya başlayan Rothchild Danışmanlık Şirketi’nin Başkan Yardımcısı Jean Pierre Saltiel,

Türkiye’deki tütün özelleştirmeyi yakından izleyen Altadis Şirketi’nin Başkan Yardımcısı Jean-Dominique Comolli. Nükleer enerjide ihtisaslaşmış Areva Şirketi Başkanı Anne Lauvergeon, Avrupa Havacılık ve Savunma Şirketi Başkan Yardımcısı Dominique Barbier, Erdemir ile ilgilenen demir-çelik şirketi Arcelor’un Başkanı Guy Doll, Airbus’ın üst düzey iki yetkilisi?

Yukarıda saydığım isimlerin tümünün Türkiye’de eski ve yeni bazı girişimleri var.

Bekledikleri tek işaret ise aralık ayında Avrupa Birliği müzakereleri için yeşil ışık yakılması.

Özel statü değil imtiyazlı statü

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan
’ın en son görüştüğü politikacı sağcı UDF Partisi’nin lideri François Bayrou.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde partisi Sosyalist Parti, iktidardaki UMP Partisi’nin peşinden üçüncü sırada gelen Bayrou Türkiye’nin AB üyeliğine karşı.

Erdoğan ile görüşmesinden çıkar çıkmaz onu soru yağmuruna tutuyoruz.

Bayrou ‘Türkiye’nin Avrupa’daki tarihini, I. François ile Kanuni arasındaki ilişkiyi hepsini biliyorum, Türkiye’ye de karşı değilim ama mesele Türkiye’nin üyeliğinden sonra Avrupa’nın ne olacağı’ diyor.

Avrupa için ikinci düşünce akımından söz ediyor,

Birincisi, Avrupa’yı çeşitli etnik grupların, dinlerin, politikaların, kültürlerin buluşma noktası olarak görmek isterken, ikinci akım bir politika birliğinden, homojenlikten yana.

Tahmin edebileceğiniz gibi Bayrou ikinci gruba dahil.

‘Fransa’nın Kuzey Afrika ülkeleriyle de tarihi bağları var oysa Avrupa’nın bu ülkeleri de kapsayabileceğini düşünemiyoruz bile’ diyor.

Neticede, Türkiye için önerdiği ‘özel statü’den de farklı ‘imtiyazlı statü’?

Sadece ve sadece Türkiye’ye mahsus bir statü? Ne demekse?
Yazarın Tüm Yazıları