Paylaş
Daha önce “Türkiye’de Kadın Hakları”yla ilgili iki rapor yayınlamış olan Emine Bozkurt’un üçüncü raporu iki gün önce Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nda kabul edildi.
Avrupa Parlamentosu’nun sosyalist üyesi Bozkurt bu son raporu“2020 Perspektifiyle Türkiye’de Kadın” başlığını taşıyor.
Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda ele alınacak.
Daha önceki raporlarında kadına şiddeti, kadının siyasette ve çalışma hayatında varlık göstermemesini sorgulayan ve bunları bazı İlerleme Raporlarına aldırmayı başaran Bozkurt bu son raporunda neyi vurguluyor?
Özellikle şunu vurguluyor:
“Kadının sadece ailenin bir parçası ya da anne olarak değil bir birey olarak ele alınması gerektiğini ve kadınsız demokrasi olamayacağını”.
“Kadının birey olarak ele alınması” meselesi bizim kadın örgütlerinin önemle üzerinde durdukları bir nokta.
Hatta geçtiğimiz günlerde onaylanan “Kadına Şiddet Yasasının” başına son dakikada “Ailenin Korunması” sözlerinin de eklenmesi tepki çekmişti.
KADIN, AB MÜZAKERELERİNİN MERKEZİNDE
KADER Başkanı Çiğdem Aydın’a göre, “Ailenin Korunması”nı ekleyince kanun ruhundan koparıldı zira hepimiz biliyoruz ki kadın en fazla şiddeti aile içinde görüyor.
Emine Bozkurt’un raporunda “kadın bireydir”i vurgulaması kadın örgütlerinin ne kadar haklı olduklarını bir kez daha ortaya koyuyor.
Raporunun onaylanmasından sonra Bozkurt şöyle bir açıklama yapıyor:
“Avrupa Birliği’ne damsız girilmez. Dolayısıyla kadın haklarının Avrupa Birliği müzakerelerinin merkezine yerleştirilmesi gerekiyor”.
Bozkurt’un raporunda yer alan diğer unsurlar ise yine siyasette kadın kotası, kadına şiddet, kadın istihdamı, sığınma evleri, kreşler.
Bozkurt’un raporunu yayınlamasından bir gün sonra KAGİDER’de bir kutlama partisindeydik.
KAGİDER Başkanı Gülten Türktan ve üyelerle birlikte, Suteks Tekstil’in, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “Çalışma Hayatında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” yarışmasında KOBİ kategorisinde birincilik almasını kutladık.
Örme ve dokuma kumaş imalatının tümünü Avrupa’ya ihraç eden Suteks Tekstil, 26 yıl önce Nur Ger tarafından kurulmuş.
Nur Ger’in, Çalışma Bakanlığı’ndan ödül almış olması çalışma hayatına atıldığı günden beri izlediği yol dikkate alındığında şaşırtıcı değil.
KADINLARIN MAAŞI DAHA YÜKSEK
Nur Ger, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin ilk kadın başkanı.
TESEV’in yanısıra KADER, KAGİDER, Haklı Kadın Platformu’nun kurucularından.
TÜSİAD, Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı.
Kurucusu olduğu Suteks Tekstil, Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri Sözleşmesini imzalayan Türkiye’deki ilk KOBİ.
Nur Ger şirketinde, eşit ücret, işe alımlarda ve terfilerde “cinsiyet eşitliği”ni uyguluyor.
Ancak hamilelik ve annelik durumu devreye girince Suteks Tekstil’de çalışan kadınlar daha avantajlı bir konuma geçiyorlar.
Nitekim, Suteks’in Çalışma Bakanlığı’nın yarışmasına göndermiş olduğu dosyada kadınların ücretlerinin erkeklere oranla daha yüksek olduğunu görmek mümkün.
Suteks’te geçtiğimiz 7 yılda kadınların ücretleri erkeklere göre yüzde 10 oranında daha fazla artış göstermiş.
Ger’in şirketi sadece Türkiye’de değil, dünyada kadınların daha fazla maaş aldıkları bir şirket olarak parmakla gösterilebilir.
4+4+4 yasası Bozkurt’un raporunda
DÜN, Avrupa Parlamentosu’daki ofisinden Emine Bozkurt’ta ulaşamadım.
Zira Türkiye Raporu’nun oylandığı Genel Kurul’daydı.
Ancak danışmanından öğrendiğime göre, Bozkurt’un 4+4+4 yasasıyla ilgili sözlü olarak sunmuş olduğu değişiklik önerisi de kendi raporuna girmiş.
Bozkurt, Türkiye’de her kesimin hararetle tartıştığı 4+4+4 ile ilgili özellikle kız çocuklarına atıfta bulunuyor.
İlk dört yıldan sonra açık öğretim gibi bir seçenekle karşı karşıya bırakılan kız çocuklarının özellikle kırsal kesimlerde okul sisteminin içinde tutulması gerektiğini belirtiyor.
Avrupa Parlomentosu’nun Türkiye Raporu da bunun üzerinde önemle duruyor.
Paylaş