Paylaş
Sponsorluğu 1974 yılından beri devam ediyor.
Vuvuzela’sıydı, tişörtüydü, peruğuydu derken Güney Afrika’nın stadyumlarında bayağı bir Coca-Cola fırtınası esti.
İspanya’nın Almanya’yı yendiği yarı final maçından sonra kaldığımız otelde Coca Cola Türkiye Başkanı Galya Molinas ile sohbet ediyoruz.
Molinas’ın yüzü gülüyor.
Göreve tam 1,5 yıl önce, küresel ekonomik krizin tam göbeğinde gelen Molinas’a göre, yılın ilk dört ayında sektör yüzde 10 büyümüş.
Nielsen Raporu’nun verileri şöyle:
2010 ilk dört ayında gazlı içecekler kategorisi yüzde 5, meyve suyu kategorisi yüzde 6, paketli su kategorisi yüzde 18, buzlu çay kategorisi yüzde 31, enerji içecekleri kategorisi yüzde 35 büyümüş.
BAKKALAR UMUTLU
Molinas “ Piyasalarda büyük bir umut oluştu. Özellikle geçen yıl zarar gören bakkalarda bu umudu gözlemledik” diyor.
“Bizim sektörde bakkal gibi geleneksel bir kanalın sağlıklı olması önemli bir gösterge” diye ekliyor.
Büyümede yaşanan ilginç bir noktaya değiniyor:
“Kadınların karar verici durumda olduğu hızlı tüketim sektörlerinde ve kozmetikte bir büyüme var. Bizim sektör de haliyle kadının bu etkisinden etkilendi”.
Molinas ikinci yarıyla ilgili tahminleriyle ilgili de “Şu anda bir rüzg^ar aldık gidiyoruz. Buna Dünya Kupası’nın da rüzg^arını eklerseniz önümüz aydınlık” diyor.
Dünya Kupası sırasında satış rakamları yüzleri güldürecek cinstenmiş.
Ancak daha önemlisi Coca-Cola Dünya Kupası sponsorluğunun marka değerine etkisi.
Bununla ilgili Molinas “Satış gelip geçicidir. Ama marka değerine etki kalıcıdır” diye konuşuyor.
90 TÜRK GÜNEY AFRİKA’DA
Coca-Cola, Türkiye’de yürüttüğü kampanya çerçevesinde 90 Türk’ü Güney Afrika’ya getirmiş.
“Milli Takımımız Güney Afrika’ya gidemeyince ne yapsak da kupa maçlarında olsak diye düşündük. Neticede açtığımız bir yarışma ile hem 90 Türk seyirciyi buraya getirdik” diyor Molinas.
Kampanyanın ikinci bir ayağında ise 12-15 yaş arası gençler Güney Afrika’da Gençler Ligi’nde oynamış ve üçüncülüğü kapmış.
Bu iyi bir başarı.
Ancak bundan önemlisi, bu gençlerimizin Güney Afrika’da esen futbol heyecanını tatmış olmaları.
Gelecekte karyerleri için alacakları kararda bunun mutlaka rolü olacaktır.
Coca-Cola Türkiye ekibinde bir Güney Afrikalı
İSTANBUL-Durban yolculuğunda bize eşlik eden Coca-Cola ekibinde, Türkiye Başkanı Galya Molinas, Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Bakkaloğlu Tüzecan’ın yanı sıra Jonathan Muthige de vardı.
Jonathan Muthige Güney Afrikalı ve Venda Kabilesi’nden.
Kabilelerin ne kadar önemli olduğunu Güney Afrika gezinde öğrendik.
Örneğin efsane lider Nelson Mandela “koza” Kabilesi’nden, şimdiki Devlet Başkanı Zuma ise “Zulu” Kabilesinden.
Zuma, geçtiğimiz aylarda altıncı evliliğini yaparken Zulu Kabilesi geleneklerine sığınmıştı.
Her neyse Muthige’ye dönersek, Coca-Cola Türkiye’nin 6 direktöründen biri ve İnsan Kaynakları Direktörü olarak İstanbul’da görev yapıyor.
Bu arada bir parantez daha açıyorum.
Bakkaloğlu dahil diğer 5 direktörün tümü de kadın.
Molinas, İnsan Kaynakları Direktörlüğü pozisyonu için küresel düzeyde bir duyuru yaptıklarını ve Güney Afrikalı Muthige’nin aradıkları vasıflara en uygun kişi olduğunu söylüyor.
Ailesiyle birlikte birkaç yıllığına Johannesburg’dan İstanbul’a taşınan Muthige’nin Türkiye’de insan kaynaklarında çalışıyor olması ne yalan söyleyeyim bana ilginç geldi.
İşe aldığı insanlarla İngilizce mülakat yapıyormuş.
“Türkiye’de insan kaynağı kalitesi ve verimlilik Güney Afrika’nın çok önünde” diyor.
Ekonomik kriz pençesindeki İspanya’ya moral
AHTAPOT Paul kadar kahin sayılırım.
Durban’daki yari final maçında izlediğim İspanya’nın Dünya Kupa’sını alacağını adım gibi biliyordum.
İstanbul’a döner dönmez “şampiyon kim olacak” diye soranlara hiç düşünmeden “İspanya dedim.
Neredeyse her dakikası uykusuz geçen uzun bir Durban-Dubai-İstanbul yolculuğundan sonra final maçını izleyemeden uyuyakalmışım.
Dün sabah “Şampiyon İspanya” diye gözümü açtım ve nitekim öyle olduğunu hemen öğrendim.
İspanya gece boyunca sabahlara kadar şampiyonluğunun tadını sokaklarda çıkartmış.
Milyonlarca kişinin mutluluğu güzel ama en fazla Başbakan Zapatero’nun şu sözleri anlamlı.
“Küçüklüğümden beri İspanya’nın Dünya Kupa’sını alacağı günleri hayal ettim. Nesillerin hayaliydi bu ve nihayet gerçekleşti”.
İspanya’nın içinde olduğu ekonomik kriz nedeniyle popülaritesi hızla düşmekte olan Zapatero’ya göre, Dünya Kupa’sı İspanya’nın özgüvenini sağlamlaştıracak.
“Göreceksiniz İspanya yeniden şaha kalkacak” diyor Zapatero.
Umarım dediği gibi olur.
Paylaş