Doğal Hayatı Koruma Vakfı ’Kyoto İmzalansın’ diyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
DÜN öğle yemeğinde Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör ile Yönetim kurulu üyesi Begümhan Doğan Faralyalı’nın konuğuyduk.
Kısa adı WWF olan vakfın yeni göreve gelen yönetim kurulu "küresel ısınma"nın giderek artan tehdidi nedeniyle daha faal olma niyetinde.
Medyanın da desteğini bekliyor.
Eski bankacı, yeni şarap üreticisi Akın Öngör "küresel ısınma"yla ilgili karamsar tabloyu bir kez daha hatırlatıyor.
Dünyanın 2 derece ısınması kimi ülkelerin ekonomilerinde yüzde 7, yüzde 8’lik kayıp demek.
Akdeniz ülkelerinde dolayısıyla Türkiye’de kuraklık demek.
Tarımda yüzde 20’lere, yüzde 30’lara varan kayıp demek.
"Küresel Isınma" konusunda kadınlar erkeklere göre daha duyarlı.
Erkekler "benden sonra tufan" derken, kadınlar dünyanın geleceğinden daha kaygılı.
"Çocuğum ne olacak? Torunum nasıl bir dünyada yaşayacak" diye endişeleniyor.
Türkiye WWF’e göre, Türkiye’nin "küresel ısınma"yla ilgili belli bir politikası.
Mesele siyasi partilerin hiç gündeminde değil.
Siz bugüne kadar bu konuda öneriler getirmiş bir siyasi parti biliyor musunuz?
Meselá Türkiye’nin bugüne kadar imzalamaya yanaşmadığı Kyoto Sözleşmesi konusunda siyasi partilerimiz ne diyor?
Bilmiyoruz.
Ama WWF Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör,Kyoto konusunda çok net.
"Türkiye sözleşmeye taraf olmalı" diyor.
Kyoto Sözleşmesi’nin Türkiye’ye maliyetine gelince Öngör’e göre rakamlar çelişkili.
Kimine göre 20, kimine göre 34 milyar dolar.
DPT ise ortaya 154 milyar dolar gibi bir rakam atmış.
Ancak yaygınlaymakta olan "karbon ticareti" göz önüne alındığında maliyetin ancak 2.4 milyar dolar olması söz konusu.
Öngör, Kyoto Sözleşmesiyle ilgili şu benzetmeyi yapıyor.
"Düşünün ki hepimiz aynı gemideyiz. Fırtına nedeniyle gemi bir yerlere sürükleniyor. Değişik kabinleri işgal edenler gemiyi nasıl kurtarırız diye düşünürken biz yani Türkiye kabinden bile çıkamıyoruz. Oysa bir denizci olarak benim düşüncem fırtınanın üzerine gidilmesi gerektiği yolunda"...
WWF’nin üzerinde önemli durduğu ikinci nokta nükleer enerji.
Öngör, vakfın nükleer enerjiyi desteklemediğini söylüyor.
Bunun yerine 500 milyar dolarlık yeni bir pazar oluşturan "yenilenebilir enerjiyi" öneriyor.
Yani güneş ve rüzgarla çalışan enerjiyi.
Türkiye’nin "küresel ısınma"ya daha fazla odaklanması için WWF’nin dün medyayla bizimle toplantı, Kyoto ve nükleer enerji çıkışları çok önemli.
Ancak medya yeterli değil.
Siyasi partilerin ve özellikle yerel yönetimlerin dikkatlerini konuya daha fazla çekmeyi başarması işini kolaylaştırır.
Badem ağacının altında pinekleyeceğime Türkiye’ye birikimimi sunmak istiyorum
İNCİ Beşpınar geçen hafta aday adaylığı için Ankara’nın yolunu tutanlardan.
CHP genel merkezine gidip başvurusunu yapmış.
Şimdi gelecek haberi umutla bekliyor.
İnci Beşpınar kim?
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün yardımcısı.
"Aile Danışma Merkezleri"nin Başkanı.
1993’te ilkini oluşturduğu ve bugün Kadıköy’de sayıları 11’e ulaşan bu merkezlerin sayısı Türkiye çapında model oluşturmuş.
İnci Beşpınar ve başarılı ekibi bu merkezler aracılığıyla Türkiye için çok ama çok önemli bir şey yapıyor.
Göç nedeniyle ortaya çıkan "kentli yoksulların" kente uyumunu sağlıyor.
Sosyal riski azaltma projeleri üretiyor.
Bu işte en büyük destekçisi 1994 yılında gönüllü kadılardan oluşturduğu "Kadıköy KadınPlatformu".
Doktoru, öğretmeni, eczacısıyla çeşitli mesleklerden 400, 500 kadar gönüllü düşünün.
11 mahalleye dağılıp okuma yazma öğretiyorlar, sağlık hizmeti ve meslek eğitimi veriyorlar.
İnci Beşpınar, geceli, gündüzlü 14 yılını bu işlere vermiş.
Anlattığı hikayeler kitap olur.
Okuma, yazma öğrendikten sonra, ilkokul diplomasını ve ehliyetini alıp taksicilik yapan Behiye,
Okumayı söktükten sonra stilistik eğitimi alan ve dört kızını okutan Halime.
İnci Beşpınar AB dahil çeşitli fonlardan kaynak sağlayarak proje yapmakta uzmanlaşmış.
Sayıp döktüğü projeleri buraya sığdırmam imkansız.
2005’te başlayan ve halen devam eden "Kadıköy’de Yeni Umutlar" projesi kapsamında 800 kadın mesleki eğitim almış.
Tezgahtarlık, büro ve ofis temizliği, hasta bakımı ve girişimcilik eğitimi alanların çoğu da işlere yerleştirilmiş.
Eczacıbaşı Sağlık AŞ. hemşirelik eğitimden geçen 100 genç kadını istihdam etmiş.
Şimdi bu kadınlar işe yerleştirildi, arkalarındaki çocuklarına kim bakacak?
Türkiye’de kadınların ekonomi hayatında varlık gösterememelerinin en büyük nedeni bu zaten.
İnci Beşpınar "Bu kadınların gözlerinin arkada kalmaması için bir Çocuk Evi kurduk" diye anlatıyor.
Dünya Bankası’nın"örnek proje" olarak kayda geçirdiği bir proje bu da.
"Kadıköy Engelli Platformu"nun da kurucusu aynı zamanda Beşpınar.
Kadıköy’e komşu belediyelerle işbirliği yaparak engellilerle ilgili projeler geliştiriyor.
Beşpınar birikimini yerelden ülke çapına taşımaya hazır.
"58 yaşındayım. Emekli olup Datça’da bir badem ağacının altında pinekleyebilirim de. Ama ben bu kıymetli birikimi hizmet olarak sunmak istiyorum" diyor.
Kadıköy için ürettiği tüm projeleri , verdiği mücadeleyi Türkiye çapında yapmak istiyor.
İnanıyorum ki, İnci Beşpınar’ın mecliste olması Türkiye için büyük bir kazanım.
Kadınların oranı en az yüzde 25 olmalı
KADINLARIN bu seçimlerde büyük bir çıkış hepimizin beklentisi.
Aşağıda örneğini verdiğim İnci Beşpınar Türkiye’nin çehresini değiştirebilecek atılımları yapmaya namzet kadınlardan sadece biri.
Kimbilir bilmediğimiz daha kaç İnci Beşpınar vardır.
KA-DER meclisteki kadın oranı için yüzde 10’u hedeflerken bazı "cesur erkeklerin" hedefi daha büyük.
Dün sabah arayan TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik kadınların meclisteki temsil oranının yüzde 25 olması gerektiğini söyleyince hem şaşırdım, hem sevindim.
Geçen yıl şubat ayında "Kadın İstihdam Zirvesi" düzenlemiş olan TİSK yüzde 25’lik bir hedefle diğer kurumla örnek olmalı.