DİYARBAKIR Ticaret Borsası şehrin ekonomisine dikkat çekmek için ilginç bir yöntem uygulamış.
Yerel gazetelerde verdiği ilanla İstanbul Ticaret Odası’nı Diyarbakır’a davet ediyor.
İlanla davet İstanbul Ticaret Odası’nı (İTO) harekete geçiriyor.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, beraberinde 50 kadar meclis üyesiyle Diyarbakır’a bir ‘destek çıkarması’ yapıyor.
Diyarbakır, bölgede tırmanışa geçen terörün şehrin zaten kırılgan ekonomisine daha büyük zarar vermesinden kaygılı.
Üç ay önce yine Diyarbakır’daydım.
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kudbettin Arzu şiddet olayları nedeniyle turizmde iptallerin yaşandığını anlatmıştı.
Oysa turizm Diyarbakır’ın ekonomik kalkınma için umut bağladığı bir sektör.
İşsizlik, şehir merkezinde yüzde 30, ilçe merkezlerinde yüzde 43’e ulaşmış.
Yatırım yok, üretim sınırlı.
Ama Diyarbakırlı işadamları bölgeye dikkati çekmek için kararlı.
İTO’yu ilanla davet ettikleri günlerde, bir mektup da TBMM’ye gönderiliyor.
Mektubun başlığı şöyle:
‘Kalkınma bir başka bahara mı?’
Çeşitli oda ve derneklerin imzasını taşıyan mektupta Ankara’nın bölgede kurulmasını hedeflediği Bölgesel Kalkınma Ajansı’nın merkezinin, planlandığı gibi Şanlıurfa’da değil Diyarbakır’da olması talep ediliyor.
Başbakan Erdoğan’ın 12 Ağustos’ta şehre yaptığı gezi sonrası ortaya çıkan umutlu havanın yerini umutsuzluğa bırakmaya başladığı vurgulanıyor.
İşte bu karamsar atmosferde İTO’nun ziyareti önemli.
Diyarbakır’a önerdiği somut iki projesi var.
Biri ‘Doğu Anadolu Turizm Odaklı Kalkınma Projesi’.
Hükümetin desteğiyle bu projeye Güneydoğu Anadolu illeri de dahil edilmiş.
Proje hayata geçtiğinde, Diyarbakır turizm atağında yalnız kalmayacak.
İkinci projenin adı ‘İhracata İlk Adım’.
İTO, Madrid Ticaret Odası’ndan hiç ihracat yapmamış KOBİ’lere ihracatı öğretmek için ‘know-how’ almış.
Bunu önce İstanbul’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 20 şirkete uygulayarak ihracatı öğretmiş.
Daha sonra Kırıkkale’deki KOBİ’ler eğitilmiş ihracat konusunda.
Şimdi aynı eğitim Diyarbakırlı KOBİ’lere verilecek, dünyaya açılmaları sağlanacak.
Diyarbakır İhracatçılar Birliği’ne kayıtlı 95 firmadan şu anda ihracat yapanların sayısı sadece 6.
İTO’nun vereceği eğitimle bu birkaç katına çıkabilir.
‘İhracata İlk Adım’ projesinin ikinci ayağında ise KOBİ’leri evlendirmek var.
Günün birinde Almanya’dan bir KOBİ’yle İstanbul ve Diyarbakır’dan birer KOBİ’yi evlendirmek neden hayal olsun?
Hayal gerçekleşebilir mutlaka ama bu aşamada Diyarbakırlıların somut şeylere gereksinimleri var. Hem de acilen.
Çünkü ekonomik kalkınma, terörün panzehiri.
Diyarbakır’daki atölyeden İtalyan pazarına
DİYARBAKIR Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı Kudbettin Arzu, AB fonlarıyla başlatılan bir çalışmadan söz ediyor.
İki atölyede tezgahlar kurulmuş, Diyarbakır’ın ‘poşuları’ yani şalları genç kızlar tarafından ipekle dokunuyor.
Atölyelerin birinde eğitim veriliyor, diğerinde ise üretim yapılıyor.
İpekli dokumalardan bazı örnekler Fransa, Almanya, İtalya’ya gönderilmiş.
İtalya’dan gelen yanıt olumlu.
Her şey yolunda giderse Diyarbakır atölyelerinde dokunan şallar bir süre sonra İtalyan pazarında boy gösterecek.
AB için Polonyalıları ikna eden Papa olmuş
ÖNCEKİ gün İstanbul’daki Avrupa Birliği seminerinde en çok dikkatimi çeken, Polonya’nın AB yolculuğunu anlatan Krzysztof Bobinski’nin sözleri.
Bakın neler söylemiş.
‘Hükümet, politikacılar, STK’lar, medya arasında uzlaşma şart.’
‘STK’lar Avrupa Birliği’ne katılımın ruhu.’
‘AB eğitiminin ilkokullarda başlaması gerekir.’
Bobinski, eğitimi anlatırken Polonya’da önce çocukların okullarda AB eğitimi aldıklarını ve kimi zaman anne babaları bilgilendirdiklerini anlatıyor.
Yani büyükler çocuklarından öğrenmiş neyin ne olduğunu.
Önemli bir diğer nokta Başbakan’ın öncülüğü.
Polonya deneyiminde bir başka faktör daha girmiş devreye.
Papa 2. Jean Paul.
Polonyalı Papa’nın ‘AB üyeliği iyidir’ diye bir mesaj vermesi, en aleyhte olan muhalefet partilerini de yumuşatmış.