Devletlerin siber saldırılarına hazır mıyız?

Aralık ayında Türk Telekom, kamu siteleri, bankalar başta 40 bin kadar siteye saldıran Anonymous “bu daha başlangıç” demişti.

Bekliyoruz şimdi.

Geçen yıl Türkiye’nin “inovasyon şampiyonu” olan, bu yıl ise uluslararası İmprove İnovasyon Yarışması’nın finalistleri arasına girerek KOBİ başarı ödülü alan siber güvenlik şirketi Labris’in CEO’su Seçkin Gürler soruyor:

“İlk ciddi siber savaşını Anonymous’a karşı yürüttük. Önümüzdeki dönemlerde hacker gruplarının yanı sıra devletlerin siber saldırılarına maruz kalabiliriz. Buna hazır mıyız?”

Dördüncü Sanayi Devrimi derken böyle bir gerçek de var.

Önümüzdeki dönemlerde sınırların güvenliğinden ziyade bilginin güvendiğinden söz edeceğiz.

UYDULARA HÂKİM OLMAK

Anonymous gibi gruplarla birlikte devletlerin devletlere siber savaş açtıklarını göreceğiz.

Zaten bir devletin bir şirkete karşı siber savaşını görmemiş miydik iki yıl önce?

Kuzey Kore’nin lideriyle ilgili bir film yüzünden Sony Şirketi’ne siber saldırısından söz ediyorum.

Seçkin Gürler “Batı Avrupa’nın, ABD’nin siber saldırı anlamında Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerle başı iyi belada” diyor.

“Günümüzde akan bilgilerin güvenliğini sağlamak yaşamsal önemde. Uydularımıza hâkim olmak da öyle” diye ekliyor.

Peki Türkiye tüm bunlara hazırlıklı mı?

14 yıl önce ODTÜ Teknokent’te kurularak Türkiye’nin en büyük ve en etkin siber güvenlik şirketi olmayı başaran Labris’in CEO’sunun haklı çekinceleri var.

“Hazır olmak için ekosistemin mükemmel olması gerekir. Bırakın ekosistemi siber güvenlik gibi hassas bir konuda kimse bir araya gelmiyor. Devlet, şirketler, sivil toplum örgütleri arasında bir koordinasyon yok. Bürokrasinin böyle stratejik bir alanda yönlendirici, tarafsız olması ve Labris gibi yerli markalarına güvenmesi ve koruması gerekir”.

LABRİS ABD YA DA İSRAİL’DE OLSAYDI

İşin özeti şu:

Hantal bir yapı ve vizyonsuzlukla siber güvenlikte başarılı olmak imk^ansız.

Anonymous da gelir saldırır, ilerde Türkiye’yi dize getirmeyi isteyen bir devlet de.

Siber güvenlikte iyi bir bilgi birikimine sahip olan Labris, TSK’daki bir yıl önce devreye giren “siber güvenlik” programının alt yapısını hazırlamış ve derslerini bizzat veriyor.

Aynı şekilde ODTÜ’teki “siber güvenlik” yüksek lisansının da derslerini üstlenmiş.

Şimdi böyle bir alanda başarılı, genç bir teknoloji firmasının ABD’de ya da İsrail’de olduğunu düşünün.

Devletin sahip çıkmasıyla küresel bir markaya dönüşmez miydi?

“Oralarda devlet sermaye gruplarını başarılı şirkete yönlendiriyor. Küresel markalar böyle çıkıyor” diyor Gürler.

Böyle bir destek söz konusu olmadığı halde Labris’in cirosunun yüzde 20’si yurt dışından.

Şimdilik, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya’da faaliyet gösteriyor.

Hem kamuya, hem özel sektöre geniş ürün yelpazesini satıyor.

Seçkin Gürler “Biz siber güvenlikte iyi olduğumuza inanıyoruz. Devletin desteği olsun olmasın uzun vadeli düşünüyoruz. Küresel marka olma yolunda yürüyoruz” diyor.

“Dört yılda yani 2020 yılında Türkiye’nin ilk milyar dolarlık teknoloji şirketi olacağız” diye ekliyor.

Günümüzün en büyük dört şirketi Alphabet, Apple, Microsoft ve Facebook’un ortak özellikle nedir?

Tabii ki teknoloji şirketi olmaları.

Devir böyle bir devir.

Türkiye’nin bu çapta olmasa da 1 milyar dolarlık teknoloji şirketine sahip olması hayal değil.