Davos ruhu nasıl kurtarıldı

BAŞBAKAN Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Peres arasında yaşanan ve dünya medyasında başköşeye oturan gerginliğin ardından Davos’ta en fazla konuşulan konulardan biri "Davos Ruhu"nun zarar görüp görmediği oldu.

Dünya Ekonomik Forumu CEO’su Klaus Schwab’ın her fırsatta gururla sözünü ettiği "Davos Ruhu" hatırlarsanız yine Türkiye’nin başrolde olduğu bir olayda zirvelere çıkmıştı.

1988’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki "Davos Deklarasyonu" sırasında esen bahar havası uzun süre konuşuldu buralarda.

20 yıl sonra "Davos Ruhu"nun bir anda tepetaklak olmasının en fazla Schwab’ı etkilemiş olması son derece doğal.

Olaylı panelden hemen sonra alelacele bir basın toplantısı düzenleyen Schwab, gerçekten sarsılmış görünüyordu.

"Biz daima Davos Ruhu’na inandık. Bu karşılıklı uzlaşmaya dayanan yapıcı, pozitif bir ruhtur" diyordu.

Peki akşam geç saatlerde düzenlenen basın toplantısından sonra "Davos Ruhu"nun tekrar canlanması için kapalı kapılar ardında nasıl bir diplomasi yürütüldü?

Dünya Ekonomik Forumu’ndaki dostlarımdan öğrendiğime göre Schwab, krizin ertesi günü yani önceki gün bu kez Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile bir araya gelip öğle yemeği yemiş.

"Davos Ruhu" için, Erdoğan ile Peres arasında bir dönem Ortadoğu’da pek gözde olan "mekik diplomasisini" devreye sokmuş.

SCHWAB DOĞUŞ’UN RESEPSİYONUNDA

Önceki gün akşam saatlerinde ise Davos’taki tüm Türkleri bir araya getiren Doğuş Grubu’nun geleneksel resepsiyonunun sürprizi Prof. Schwab idi.

İki tarafın siyasilerini yatıştırdıktan sonra bu kez Türk Davos müdavimlerinin hatırını sormaya gelmişti...

Hem de eşi Hilde Schwab ile birlikte.

Klaus Schwab, resepsiyonda Doğuş Grubu patronu Ferit Şahenk, grubun üst düzey yöneticileri Aclan Acar, Metin Ar, Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent, Koç CEO’su Bülent Bulgurlu, Sabancı CEO’su Ahmet Dördüncü, Borusan CEO’su Agah Uğur, Tuncay Özilhan, Hüsnü Özyeğin ve diğer Türk iş adamları ve iş kadınlarıyla sohbet etti.

Hilde Schwab ile birlikte geçen yıl Davos’a damga vuran Türk Gecesi’nden söz ettik. Türk mutfağının tüm mutfaklara tercih ettiğini söyleyen Hilde Schwab herkesi "Fas Gecesi"ne davet etti.

Derken Prof. Klaus Schwab’ın resepsiyonda Türk televizyon kameralarının karşısına çıktığını gördük.

Bu kez perde arkasında, geçtiğimiz mart ayında AKP MKYK’sından istifa eden, Erdoğan’ın eski danışmanı işadamı Cüneyd Zapsu vardı.

Zapsu, Schwab’ı Doğuş’un resepsiyonunda televizyon kameralarının önüne çıkmaya ikna etmişti.

Schwab, kameraların karşısında, gergin panele değinerek "Kesinlikle bir moderatör hatası oldu. Bundan ötürü çok üzgünüz. Bir daha olmayacak. Başbakan Erdoğan tekrar Davos’a gelecek" deyince Zapsu derin bir "ohh" çekti.

"Davos Ruhu" kurtulmuştu.

Peki Başbakan Erdoğan tekrar Davos’a gelir mi?

Dün Başbakan’ı yakından tanıyan birine bu soruya yöneltince "Belki gelecek yıl gelmez ama iki yıl sonra gelir" cevabını aldım

Hep birlikte göreceğiz.

Çinli dostum Chen’den Türk turizmine tavsiye

ÇİN Başbakanı Wen Jiabao’nun konuşmasını dinlediğim gün yanıma dünya tatlısı Çinli bir işadamı düştü. Bilgisayar cipi imal eden VİA Teknoloji CEO’su Chen Wenchi.

Akıcı bir İngilizce konuşan Chen ile sohbet edince, Silikon Vadisi’deki ofisinin satış temsilcisinin Türk olduğu ortaya çıktı.

Çinli patronun ABD’deki ofisinde çalışan bir Türk.

Bu globalleşme değilse ne?

Alp dediği ancak soyadını hatırlamadığı temsilcisi nedeniyle olsa gerek Chen Wenchi birkaç kez Türkiye’yi ziyaret etmiş.

Bir zamanlar Türkiye’nin Çin’den çok sayıda turist beklediğini, hatta Çince kursların açıldığını ama beklentilerin fos çıktığını anlattım ona.

"Ama Çin’de Türkiye’yi kimse tanımıyor ki. Turizm Bakanlığınız bizde yeterince tanıtım yapmıyor" dedi.

Akdeniz çanağından rakiplerimiz Yunanistan ile İtalya’nın Çin’de nasıl tanıtım yaptıklarını anlattı.

Örneğin İtalya hem Beijing’de, hem Şanghay’da mutfak kültürünü, yaşam kültürünü tanıttığı haftalar düzenliyormuş.

Chen "Öyle Türkiye’den tanıtım olmaz. Çin’e gelip kendinizi tanıtmalı, göstermelisiniz" diyor.

Bilmem Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerine, turizmde alarm zillerinin çaldığı bir dönemde, Çin’in krize rağmen yüzde 8 büyümeyi planladığını, dolayısıyla Çinlilerin tatile harcayacak paralarının olacağını hatırlatmama gerek var mı?

Parlak beyinlerimizi Obama’ya kaptırma tehlikesi var

DÜNYA Ekonomik Forumu’nun bu yılki en ilginç toplantılarından birinin başlığı şöyleydi: "Başkan Obama’ya rekabetçilik üzerine öneriler."

Panelin moderatörü "rekabetçilik" kuramının gurusu Profesör Michael Porter.

Koç Holding Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç’un "Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu"nu (URAK) kurarken esinlendiği, Prof. Porter’ın konukları arasında DuPont’un CEO’su Ellen Kullman, News Corporation CEO’su Rupert Murdoch, Carlyle Grubu kurucusu David Rubenstein gibi isimler vardı.

Porter teker teker onlara Obama ve ekibinin, ABD’yi daha rekabetçi bir konuma dönüştürmek için neler yapması gerektiğini sordu.

Bu arada Porter’ın, ekonomik krizden fena darbe yiyen ABD’nin ancak daha çok rekabetçi olarak atlatabileceğini düşündüğünü belirteyim.

Krizden çıkmanın olmazsa olmaz koşulu bu.

Panelistlerden kimi, "Obama önce emlak piyasasını istikrarlı hale dönüştürmek zorunda" dedi.

Kimi teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge’ye işaret etti.

Murdoch, "illa eğitim" dedi. "Çünkü 30-40 yıl sonrasının insan kaynağını düşünmek zorundayız" diye ilave etti.

Porter,
panelistlerin söyledikleriyle yetinmedi. İzleyicilere dönüp "Obama’ya ne tavsiye ediyorsunuz" diye sordu. Fikir fikirden üstündür mantığı.

İzleyicilerden gelen öneriler arasında ev kredilerinde kısıntıya gidilmesi, karbon vergisi alınması gibi şeyler vardı.

Ama bence en parlak önerilerden biri panelist Rubenstein’dan geldi.

"Obama yönetimi vize kolaylığı getirsin. Dünyanın en parlak beyinlerini Amerikan üniversitelerine davet edelim. Bunlar arasında geri dönenler olursa da kendi ülkelerinde etkili olurlar" dedi.

Ayrıca izleyiciler arasında kimlerin Amerikan üniversitelerinden mezun olduklarını görmek için el kaldırılmasını istedi.

Abartısız salondaki ellerin yarısından fazlası havaya kalktı.

Tümünün ellerinin havaya kalkması ABD için mi iyi, yoksa dünya için mi? Siz karar verin.
Yazarın Tüm Yazıları