Darwin sansürü TÜBİTAK’ın başarısını gölgelerken

TÜBİTAK bir süreden beri önemli bir atılım içersinde. Geçtiğimiz 29 Ocak günü Avrupa Parlamentosu’nda "Türk Ar-Ge Günü"nü düzenliyor.

Avrupa’ya "Bilim alanı vizyonunuza Türkiye katkıya hazır" mesajını veriyor.

Ardından tam Darwin meselesinin patlak verdiği günlerde yani 10-13 Mart’ta İstanbul’da Avrupa Araştırma Konseyi’ni ağırlıyor.

Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) nedir?

2005’te bireysel akademik araştırmaları desteklemek üzere kurulmuş. 7.5 milyar Euro’luk bir bütçeye sahip. Bu parayla 2007-2013 AB çerçeve programlarının toplam bütçesinin yüzde 15’ini yönetiyor.

Avrupa Araştırma Konseyi’nin başkanı ünlü biyolog Profesör Fotis Kafatos.

Konsey, uluslararası alanda isim sahibi 22 bilim adamının oluşturduğu "Bilimsel Konsey" tarafından yönetiliyor.

TÜBİTAK, ERC’nin "Bilimsel Konseyi"ni ağırladığı gibi, önceki gün Harbiye Askeri Müzesi’nde 600 kişinin katıldığı konferansa da ev sahipliği yapıyor. ABD dönüşü ayağımın tozuyla konferansın yolunu tutuyorum.

TÜBİTAK Başkanı Profesör Nüket Yetiş’in konuşmasını kaçırıyorum. ERC Başkanı Fotis Kafatos ile bilimden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın konuşmalarına yetişiyorum.

İLERLEME RAPORU VE BİLİM

Kafatos, Türk bilim insanlarının başarılara imza attıklarını ve Türkiye’de bilim için dinamik bir atmosferin olduğunu söylüyor.

Bunları duymak sevindirici.

Zira iki yıl önce Davos’ta dünyanın bir numaralı alerji ve immunoloji enstitüsünün başındaki Profesör Dr. Cezmi Akdiş ile konuşmamızı hatırlıyorum.

Uzun süredir Türkiye’de bilimin gelişmesine kafa yoran Prof. Akdiş oldukça karanlık bir tablo çizmişti.

Bilim potansiyelimizin ancak yüzde 10’unu kullandığımızdan yakınmıştı. Demek ki bir şeyler değişiyor.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın da, yerli patent başvurularının 2007’de yüzde 80 arttığını söylüyor. Uluslararası patent alma "artış hızında" Çin’den sonra ikinci olmuşuz.

Yine Aydın’a göre, 2008 İlerleme Raporu’nda, Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanında iyi bir gelişme gösterdiğinin altı çizilmiş.

Harbiye Askeri Müzesi’nde ERC tarafından desteklenen dört bilim insanımız da var.

BİR SONRAKİ KRİZE ÇARE OLABİLİR

Prof. Halil Mete Soner, Prof. Nilüfer Göle, Prof. Ataç İmamoğlu ve Dr. Armağan Koçer.

Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Soner’in ERC tarafından 880 bin Euro ile desteklenen projesi için günümüzün küresel ekonomik krizine pek uygun düşüyor.

Zira projenin adı şöyle: "Finansal Risk Yönetimi için Matematiksel Yöntemler."

Birkaç yıl içerisinde hayata geçmesi beklenen proje belki ilerde dünyanın yeni bir ekonomik krizin kucağına düşmesini engelleyecek.

Türk bilim adamlarının başarılarını, TÜBİTAK’ın onlara yön vermesini konuşacak yerde bir haftamızı Darwin sansürüyle geçirmemiz yazık değil mi?

Askeri Müze’deki punk profesör

HARBİYE Askeri Müzesi’ndeki konferansın öğle molası sırasında TÜBİTAK Başkanı Profesör Nüket Yetiş ile konuşuyoruz.

Darwin olayı patlak verdiği sırada Ödemiş’te bir yatılı ilköğretim okulun (YİBO) TÜBİTAK kitaplığının açılışını yapıyormuş. Kurum 600 tane YİBO’ya kitaplık yapmayı planlıyormuş.

Prof. Yetiş, "Bu kitaplıklarda bizim bastığımız Darwin’in kitapları da var" diyor.

Yetiş’in Darwin olayıyla ilgili sözleri, TÜBİTAK’ın, Bilim ve Teknik Dergisi’nde kapak değiştirilmesinin sansür olmadığı yolundaki açıklamasıyla aynı.

Konferans sonrası evde, hem CNN hem NTV’ye konuşan derginin yayın yönetmeni Dr. Çiğdem Atakuman’a kulak veriyorum. Atakuman’ın anlattıkları sansür olayını yüzde yüz doğruluyor.

Dergi kapağının değiştirilmesini isteyen Prof. Ömer Cebeci, Darwin kapağı için "provokatif" demiş.

Darwin’e "provokatif" diyen bir bilim insanı olabilir mi?

Çağımızda bilimi dar kalıplar içine hapsetmek hangi mantığa uygun? Bilim de, bilim insanı da özgür olmalı. Hatta "punk" bile olabilmeli.

Evet, yanlış okumadınız hayatımda ilk kez "punk" bir bilim insanını Harbiye Askeri Müzesi’nde gördüm. Punk saçları, komando pantolonu ve çizmeleriyle salona girip çıkan kişi meğer Finlandiya’da Tampere Üniversitesi’nden genetikçi Profesör Howard Jacobs imiş.

Avrupa Araştırma Konseyi’nin (ERC) ilk "ileri düzey araştırmacı" desteğini alan Jacobs, canlı hücrelerin enerji santralları diye bilinen mitokondrilerle yaşlanma arasındaki ilişkiyi araştırıyor.

Uzun uzun anlattı ama özetle benim çıkarttığım bu.

Bilimde son dönemlerde atılım yapsak da, Punk Profesör Jacobs’dan sansürcü Profesör Cebeci’ye daha kat edecek çok çok uzun bir yol var.
Yazarın Tüm Yazıları