Paylaş
Kadın durumunda çelişkili tablo
Esasında bu rapor bizi 2009 yılında 134 ülke arasında 129 sıraya yerleştiren “Cinsiyet Uçurumu”Raporu’nun devam niteliğinde.
Kadının şirketlerdeki konumunu incelemek üzere, 20 ülkede, 16 değişik sanayi kolunda, 600 şirket mercek altına alınmış.
DEF ilk kez kadın çalışanları açısından dünyanın önde gelen şirketlerine projektör tutmuş.
Sonuçlar bir kez daha bizim açımızdan çarpıcı.
İyi haberden başlayalım.
“Şirketlerde Cinsiyet Uçurumu” başlığını taşıyan rapora göre, ortalama kadın CEO’ların oranı yüzde 5.
Finlandiya yüzde 13, Norveç ve Türkiye yüzde 12, İtalya ve Brezilya yüzde 11 ile dünyanın en yüksek oranlarına sahipler.
Yüzde 12’lik bir oranla kadın CEO’larda liderliğe tırmandık.
Muhteşem bir başarı bu.
ŞİRKETLER DUYARSIZ
Ama madalyonun öbür yüzü yıllardan beri yazdığımız gibi karanlık.
Şirketlerde kadın istihdamında yüzde 52 ile ABD başı çekiyor.
Peşinden yüzde 48 ile İspanya, yüzde 46 ile Kanada ve yüzde 44 ile Finlandiya geliyor.
Kadın istihdamının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 23 ile Hindistan, yüzde 24 ile Japonya ve yüzde 26 ile Türkiye.
Sektörel bazda ele alındığında en yüksek kadın istihdamı finansta, en düşüğü ise madencilik ve tarımda.
Peki Türkiye’de kadın istihdamı bu kadar düşük olması karşısında şirketlerin aldığı bir önlem var mı?
Raporun Türkiye bölümünde detaylı bilgi var.
“Kadınlara kota, pozitif ayrımcılık gibi uygulamalarınız var mı” sorusuna “evet” yanıtını veren şirketlerin oranı sadece yüzde 25 ne yazık ki...
KADIN CEO’LARA DÜŞEN GÖREV
Türkiye’de kadınları iş hayatından uzak tutan faktörlerin en önemlisi biliyoruz ki çocuk bakımı.
DEF’in raporuna göre, çalışan annelere kreş gibi imkânlar sağlayan şirketlerin oranı sadece yüzde 21.
Türkiye’de kadın istihdamını yükseltmek için şirketlerin de politikalarını gözden geçirmeleri gerek.
Tabii bu arada yüzde 12’lik bir oranla dünya liderler liginde oynayan kadın CEO’larımıza da büyük görev düşüyor.
Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent ile Renault-Nissan CEO’su Carlos Ghosn örneklerini vermiştim daha önce.
Her ikisi de kadın istihdamını yükseltmeyi başarmış erkek CEO’lar.
Demek CEO isteyince oluyor.
Sahnede artık iş kadını görmek istiyoruz
DÜN sabah Hürriyet Aile İçi Şiddet Konferansı’ndayız.
“Aile içi şiddet” Türkiye’deki kadınlar için istihdam da önemli bir mesele.
Medya Takip Merkezi’nin raporuna göre, 2009 yılında kadın medyaya en çok “şiddet, cinsel taciz”haberleriyle yer almış.
Tekrarlamama hiç gerek yok.
Toprağa canlı canlı gömülmekten, öz babasının cinsel tacizine uğramaya kadar geniş bir yelpazede görebiliyoruz “aile içi şiddeti”.
BM Nüfus Fonu Toplumsal Cinsiyet Programı Koordinatörü Meltem Ağduk’a göre, Türkiye’de her beş kadından ikisi fiziksel şiddete uğruyor.
Yurt dışında durum pek farklı değil esasında zira bu oran beşe bir.
Ancak Ağduk’un dikkat çektiği nokta şu:
Türkiye’de yasaların uygulanmasında aksaklıklar var ve en önemlisi şiddete maruz kalmış kadına hizmet yeterli değil
ACİL YARDIM HATTI
AB yasalarına göre nüfusu 50 bin olan her yere bir sığınma evinin yapılması gerekirken bizde tüm sığınma evlerinin sayıları 54.
Hizmet kapsamında Hürriyet’in 6. yılına giren “Aile İçi Şiddet” Kampanyası çerçevesinde 2007 yılında beri devrede olan “Acil Yardım Hattı” önemli bir boşluğu dolduruyor.
Hat açıldığı Ekim 2007’den 2009 sonuna kadar tam 18 bin kez aranmış.
Hattın yardım ettiği kişi sayısı 8 bin 573.
Kampanyalar, son yıllarda seslerini daha çok duyuran kadın örgütleri bu toplumsal yarayı kapatmak için yetersiz kalıyor.
Ağduk, “politik kararlılıktan” söz ediyor.
İşte o var mı? Tam olarak belli değil.
Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’nın vurguladığı nokta da önemli:
“Kadın hakları”, “aile içi şiddet” gibi konularda sahnede sadece kadın sanatçıları, kadın edebiyatçıları değil “iş kadınlarını” da görmenin zamanı geldi.
Özellikle de kadın CEO’ları.
Biliyorum kadın CEO’lardan fazla şey bekliyorum ama dünya liginde olmanın da sorumlulukları var.
Paylaş