Birol: Obama enerji verimliliği politikasıyla yılın adamı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ULUSLARARASI Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Dr. Fatih Birol artık gelenek haline gelmiş “Dünya Enerji Görünümü” raporunu sunmak üzere TÜSİAD’ın davetlisi olarak İstanbul’daydı.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ile Enerji Bakan Yardımcısı Murat Mercan’ın konuşmalarından sonra “2012 Dünya Enerji Görünümü” raporunu paylaşan Fatih Bir+ol bizi her zamanki müthiş bir ufuk turuna çıkardı. “Günümüzde kimsenin enerji konularına vakıf olmama gibi bir lüksü olamaz” diyen Fatih Birol’un bu yıl başrole “enerji verimliliğini” koymuş olması dikkat çekiciydi. Cari açığının büyük bir bölümü enerji ithalatından gelen Türkiye’nin nedense üzerine fazla eğilmediği bir konu. Nitekim Enerji Bakan Yardımcısı Murat Mercan’ın Türkiye’nin enerji politikasıyla ilgili sunumunda “enerji verimliliğine” değinmemiş olması da bunun kanıtı olsa gerek. Oysa İMSAD’ın da hesaplamış olduğu gibi, sadece binalarda enerji verimliliğiyle yılda 15 milyar dolar tasarruf edileceğini binlerce kez dile getirmiş durumda. Her neyse, Fatih Birol’a dönersek “enerji verimliliğinin” üç ana hedefi yakalamak için olmaz olmaz koşul olduğunu söylüyor: · Enerji güvenliğini sağlamak. · Ekonomik kalkınmayı desteklemek · Çevre kirliliğini azaltmak. Birol’a göre, son Time Dergisi’nin kapağında ikinci kez “Yılın Adamı” seçilmiş olan ABD Başkanı Obama’nın başarısında ardında “Enerji Verimliliği”nde atmış olduğu adımlar var. “ABD ilk kez Obama döneminde yakıt verimliliğine belirli standartlar getirdi. Bu adımlar petrole bağımsızlığının azalmasını da beraberinde getirdi” diyor. “Enerji verimliliği konusu iyi tasarlandığı takdirde hem makro ekonomi, hem tüketici için iyi” diye ekliyor. Türkiye’nin bu stratejiyi dizayn ederken Enerji, Sanayi, Çevre başta tüm bakanlıkların koordineli çalışmalarını öneriyor. ABD’nin yanı sıra Japonya’nın 2030 kadar, Çin’in ise 5 yıllık kalkınma planında “enerji verimliliğinde” koyduğu hedefler var. Avrupa Birliği derseniz “enerji verimliliğiyle” ilgili yönetmelikleri çoktan uyguluyor. Birol’a göre, enerji piyasalarında ciddi değişikliğe yol açan 3 faktörden biri “enerji verimliliği”. Diğer ikisi ise petrol ve gazdaki artış ile Fukuşima. Fukuşima sonrası İtalya, Almanya, Japonya gibi ülkelerin nükleere sırt çevirmeleri piyasaları etkilemiş. Fatih Birol sunumundaki dikkat çeken bir diğer nokta ise ABD’nin enerji kartlarını iyi oynamış olması ve Ortadoğu kaynaklarına artık bağımlı olmaması. Raporun diğer ara başlıkları özetle şöyle: · Kaya gazı enerjide dengeleri değiştiriyor. ABD, Kanada, Avustralya, Polonya “kaya gazı” nedeniyle ihya olacak ülkeler. · ABD önümüzdeki 10 yıl içersinde dünyanın 1 numaralı gaz ve 1 numaralı petrol üreticisi olacak. Suudi Arabistan’ın önüne geçecek. · Petrol fiyatları en yüksek seviyelerinde •En büyük dalgalanmalar doğal gaz fiyatlarında. Çarpıcı örnekler verelim: AB’deki fiyatlar ABD’den 5 kat, Japonya’daki fiyatlar ise 8 kat fazla. · Doğal gaz ihracatçısı ülkeler doğal gazda indirim yapmak zorunda kalacaklar. En az 4 ülke fiyatları düşürdü. Tüm opsiyonları iyi değerlendirenler kazanır. (Türkiye’ye mesaj var) •Doğal gazdaki fiyat farklılığı nedeniyle Avrupalı enerji yoğun birçok sanayi ABD’ye gidiyor. Almanya’nın bir petro-kimya deviyle, Fransa’dan demir-çelik devi bunların arasında. · Enerji tüketiminin Batı’dan Doğu’ya kaymasıyla artık enerji piyasalarını Doğu yönlendirecek. · Önümüzdeki yıllarda Ortadoğu petrolünün yüzde 90’ı Asya’ya gidecek. Pekin, Yeni Delhi ve Körfez ülkeleri ticaret bağlantısı yeni bir İpek Yolu. Enerji Bakan Yardımcısı Murat Mercan’ın sunumuna ve enerji konusuna önümüzdeki Salı günü devam edeceğim.