Balon balık nereden çıktı?

ELEKTRİK tüketimi son günlerde tavan yapmış.

Haberin Devamı

Mutlaka öyledir zira evlerde klimasız oturmak mümkün değil.

Geçen yaz da kavrulmuştuk ama bugünlerde Basra’dan geldiği söylenen sıcaklık dalgası bambaşka bir şey.

Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık, kuraklık her yerde.

ABD’de Oklahoma’daki göllerin yüzde 90 oranında kurumasına yol açan tarihi kuraklık nedeniyle 26 eyalette doğal afet durumu ilan edilmiş.

İklim değişikliğinin kesinlikle şaka olmadığını görüyoruz, yaşıyoruz.

Taşınma nedeniyle yeni elime geçen Akbank ile Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) “Vakit Yok, Kaybetmeden Harekete Geç” kitapçığındaki fotoğraflar iklim değişikliğinin Türkiye’deki etkilerini gözler önüne seriyor.

Karbon Saydamlık Projesi’nin Türkiye’de hayata geçmesine destek veren Akbank ve REC aynı ismi taşıyan proje kapsamında, iklim değişikliğinden etkilenmiş ya da etkilenecek olan 15 alanı belirlemiş.

Ege’de düzensiz yağışlardan büyük zarar gören Gediz Deltası bunlardan biri.

Pamuk ve buğday başta birçok ürünün yetiştiği Gediz Deltası’nda 4 bin aile yani yaklaşık 20 bin kişi tarımdan geçiniyor.

Tarlaları sular basınca geçim sıkıntısı baş gösteriyor haliyle.

Haberin Devamı

BALIKÇILAR MESLEĞİ BIRAKMA NOKTASINDA

Düzensiz yağışlardan sonra 2016 yılından beri büyük bir kuraklığın beklendiği Gediz Deltası Türkiye’de küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkisinin en net görüldüğü yer.

Mersinli balıkçılar son zamanlarda ortaya çıkan ve ağlarını kemiren “balon balığından” şikayetçi. İklim değişikliği nedeniyle Akdeniz’e, Atlantik Okyanusu’ndan,  Kızıldeniz’den 90’a yakın yeni tür balığın göç ettiği tespit edilmiş.

Balon Balık bunlardan biri.

Verdiği zarar öylesine büyük ki Mersinli balıkçılardan bazıları mesleği bırakma noktasına gelmiş.

Tekirdağlı çiftçiler derseniz onlar da iklim değişikliğinin bölgeye taşıdığı ve tahıllarda görülen “Sarı Cücelik” virüsünden yaka silkeliyor.

Akbank ile REC’in kitapçığında iklim değişikliği nedeniyle zarar gören insanlar yok sadece.

Giderek çoraklaşan Tuz Gölü, buzulları erimekte olan Orta Toroslar üzerindeki Aladağlar, İğneada’nın giderek kaybolmakta olan Longoz Ormanları ele alınıyor.

REC Türkiye ve Karadeniz Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp’ın da hatırlattığı gibi, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en açık ülkeler arasında.

Etkilerini yukarıdaki örneklerde gördük.

Önlem almadığımız takdirde her gün daha fazla göreceğiz.

Haberin Devamı

Çelik sektörüne 200 milyon dolarlık yatırım geliyor

TÜRKİYE açmazda.

Bir yandan iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında diğer yandan çevre kaygısını ikinci plana atarak ekonomik büyüme peşinde.

Tamam, insanlarını neredeyse köleleştiren, çevreyi inanılmaz katleden Çin gibi değiliz ama hızlı betonlaşma, sorumsuz HES’ler, nikel madenlerinde kullanılan “sülfürik asit” derken kendi çapımızda “çevre katliamları” işlemediğimizi kimse söyleyemez.

Ben de açmazdayım.

Kendimi çevreci olarak görüyorum ama çevreye pek dost olmayan sektörleri de yazıyorum.

Fransa’da Metalvalue adındaki bir şirkette çalışan arkadaşım Uygar Arıca Türkiye’de çelik sektörünü yakından ilgilendiren bir haberi verince önce duraksadım.

Ancak “Çelik sektöründe çevreye zarar vermeyen yepyeni bir teknolojiden söz edeceğim” deyince kulak verdim.

Arıca’nın belirttiği gibi, üretimde dünyada 8. sırada olan çelik sektörümüzün geleceği riskli.

Zira yurt dışından hurda ithal edip üretmek durumunda.

“Eninde sonunda hurda sıkıntısı çekilecek” diyor Arıca.

40 yılını çelik sektöründe geçiren Metalvalue’nun patronu Alain Honnart Japonların geliştirdiği bir teknolojiyi Türkiye’ye getirmek için harekete geçmiş.

Teknoloji şöyle:

Linyit ya da düşük kaliteli demir cevherinden nitelikli çelik için ham madde sağlanıyor.

Japonların teknolojisiyle kurulan, çevreye dost, düşük karbondioksit salan tesislerden biri halen ABD’de üretimde.

Arıca’nın verdiği bilgiye göre, Alain Honnart Türkiye’de Japonlarla ortak 200 milyon dolarlık bir yatırıma hazırlanıyor.

Çelik sektörünü yakından ilgilendiren bir haber bu.

Haberin Devamı

Boğaziçi Üniversitesi’nde Asya Çalışmaları programı

DOĞRUSUNU isterseniz Çin, Hindistan, Güney Doğu Asya ülkelerinde olup bitenleri batı medyasından izliyorum.

Hindistan ile Çin arasında Hint Okyanusu yüzünden gerginlik yaşandığını ya da Çin’in büyüme hızının üç yılın en düşük seviyesinde olduğuyla ilgili haberler en ayrıntılı şekilde batı medyasında.

Suriye gibi dertleriniz olsa da dünyanın 17’ncisi ekonomisi olarak oralarda olup bitenleri izlemek, uzmanlar yetiştirmek zorundasınız.

Bu yüzden Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’de ilk kez dil eğitimi dahil Çin, Japonya, Hindistan, Kore, Orta Asya/Rusya Güney Doğu Asya uzmanı yetiştirmeye yönelik Asya Çalışmaları master programı önemli

BU Asya Çalışmaları Müdürü ve Tarih bölümü öğretim görevlisi Profesör Dr. Selçuk Esenbel 2009 yılında üniversitede Konfeçyüs Enstitüsü’nü kurmuş.

2010 yılında ise Asya Çalışmaları Merkezi’nı kuran ve 2011 yılında master programını oluşturan Prof. Esenbel “Program yeni bir dünyanın anlaşılması için bir ilk adım” diyor.

Bir hatırlatma: Programa başvurular 1-7 Ağustos tarihinde.

Bir de not: Yıllık iznimen bir bölümünü kullanmak üzere yazılarıma ara veriyorum.

Yazarın Tüm Yazıları