ONLAR Van, Şanlıurfa, Adıyaman, Harran'dan İstanbul'a gönderdikleri mektuplarını pembe, yeşil, turuncu kağıda yazıyorlar.
Renkli mektup kağıtları gül, sümbül bezeli, zarfların üzerinde de ‘‘seni seviyorum’’ yazıyor.
Mektuplar genellikle ‘‘Filiz ablacığım, sizi çok seviyorum çünkü siz çiçekler kadar güzelsiniz’’ diye başlıyor.
‘‘Filiz Abla’’ dedikleri Turkcell'in ‘‘Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları’’ projesini yürüten Filiz Karagül.
İki yıldan beri Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da gezdiği yüzlerce köyün kızları kendi kızları gibi.
Mektuplarını çantasında taşıyor.
Nasıl taşımasın ki?
Semiha, Hatice, Çiğdem, Suzan, Fatma ve diğerlerinin umutlarını, rüyalarını, sevinçlerini hep yanında taşımak kaç kişiye nasip olmuş?
Hem onlara cevap yazmak gerek.
Yazmasan alınırlar, üzülürler.
Kimisinin rüyası İstanbul'u, özellikle de Taksim Meydanı'nı görmekti.
İstanbul'da özgürlüğe kavuşmaktı.
‘‘Hani kuş daima kafesin dışına çıkıp, özgürlüğüne kavuşmak ister ya, bizim bu taraflarda da öyledir. İstanbul'un en çok bir yönünü sevdim: Özgürlüğünü.’’
Kimisi denizi, kimisi kalabalığı merak ediyordu.
Tarkan da vardı elbet rüyalarında.
Onunla resim çektirmek, imzalı fotoğrafını almak filan gibi.
Gerçekleşti rüyaları.
İstanbul'u da gördüler, Tarkan ile de resim çektirdiler.
Filiz Abla'ya teşekkür etmek için mektuplar döşendiler.
Onlar güneydoğunun, doğunun şanslı kızları.
Kendileri de farkında hayatlarında bir şeylerin değiştiğini.
Bundan böyle kaderlerinin farklı çizileceğini.
Çünkü bir kere başlarına Turkcell'in bursu konmuş.
İlkokuldan sonra bursa hak kazanan 5 bin kızın arasındalar.
Ailelerin kızlarını okula, hele hele üniversiteye göndermeye pek gönüllü olmadıkları, maddi olanaksızlıkların, dini baskıların olduğu çevrelerde kaderini değiştirmek kolay iş mi?
Kendilerine başka dünyaların kapılarını açanlara müteşekkirler.
Doğru.
Ama bir şeyler değiştiyse, bunda kendi katkılarının da olduğunu gayet iyi biliyorlar.
Ne yazmış Emine?
‘‘Filiz Ablacığım çok teşekkür borçluyum ama benim de başarımı yabana atmamak gerek.’’
Liseden sonra kısmetse üniversiteye gidecekler.
Belki spiker, belki gazeteci olacaklar.
Kızların kaderleri yılda 180 milyon ile değişti.
Evet yanlış okumadınız.
Turkcell burs alanlara yılda 180 milyon veriyor. Şimdiye kadar 1,5 milyon dolar harcamış.
Okul masrafları ve diğer masraflar için.
Kızlar hem kendi masraflarını çıkartıyor, hem de kardeşlerine katkıda bulunuyorlar.
Filiz Abla'ya mektupların bir tanesi şöyle bitiyor: ‘‘Lütfen kendinize iyi bakın, çünkü Güneydoğu'nun insanları yani benim ve benim gibilerin sizlere ihtiyacı var.’’