Awacs politika Alman turisti etkileyecek

TÜRKİYE Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği 5. Türk-Alman Sempozyumu nedeniyle Antalya'dayım.

Robinson Clup'teki 3 günlük sempozyum için Almanya'dan gelen katılımcılar arasında Hıristiyan Demokrat ve Hür Demokrat partilerinden milletvekilleri, yerel yöneticiler ve işadamları var.

Programa göre, sempozyumun açılışına katılması gereken Turizm Bakanı Güldal Akşit, Müsteşar İsmail Kökbulut, AKP milletvekili Mehmet Dülger son dakikada gelemeyeceklerini bildirmişler.

Yani Türk tarafından sempozyuma katılan milletvekili yok.

Avrupa Birliği'yle (AB) ilişkiler, turizm, ekonominin tartışıldığı sempozyuma doğal olarak Irak Savaşı damgasını vuruyor.

Dilerseniz turizmden başlayalım.

Almanya, geçtiğimiz yıl Türkiye'ye 3.5 milyon turist göndermiş.

Türkiye'ye gelen toplam turistin yüzde 26'sı, yani her dört turistten biri Alman.

Bu yıl için öngörülen % 20 oranında bir artış idi.

Irak Savaşı, beklentileri tersine çevirmiş durumda.

İstanbul'un Bağdat'a 2 bin 600 km., Antalya'nın ise Bağdat'a 1600 km. uzakta olduğu mesajı ulaşması gereken yerlere ulaşamamış.

Zira bu savaşın uzaması durumunda iptallerin % 67 oranına kadar çıkabileceği konuşuluyor.

Gerçi Türkiye, Almanya'nın (tehlikeli ülkeler) listesinde yer almıyor ama, Alman Dışişleri Bakanlığı'nın bazı ülkelerle ilgili uyarıları var.

Turizm Bakanlığı'nın iptallere karşı nasıl önlemler aldığı yolundaki soruları yanıtlayan Müsteşar Yardımcısı Raci Karaca, 10 Nisan'dan itibaren 70 ülkeden 50'ye yakın gazetecinin ağırlanacağını söylüyor.

Amaç, Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğu mesajını vermek.

Bunun yanı sıra, reklam filmlerine ağırlık verilecek. Yabancı gazetelerde Türkiye ekleri yayınlanacak.

Bakanlık sadece bu kriz durumu için 7 milyon dolar ayırmış.

Sempozyuma katılan Almanya'nın en büyük tur operatörü TUİ Uluslararası İlişkiler Direktörü Günther İhlau, krizin iyi politikalarla atlatılabileceğini söyleyerek İspanya'dan örnek veriyor.

Bask teröristlerinin en hızlı dönemlerinde Madrid, Marbella, Barcelona gibi turistik merkezler etkilenmemiş.

Yani, doğru bir kriz politikasıyla hasarı azaltmanın yolları var.

Güzel, ama burada gözden bir nokta kaçıyor.

Kültür ve Turizm bakanlıkları birleşmeye hazırlanırken geçen hafta yazdığım gibi tüm kadrolar yenilenecek.

Kültürün olduğu gibi turizmin deneyimli bürokratları da büyük ihtimalle gidecek.

Turizme son sürat bir kriz politikasının uygulanması gerektiği sırada bu kadro değişimi yersiz değil mi?

Sempozyumun dışında Antalya'da konuşulanlara gelince:

İptaller peş peşe yağıyor.

Geçtiğimiz hafta burada Alman VDR televizyon kanalının gazetecilerini ağırlayan bir turizmci son derece karamsar. ‘‘Bu yıl tek umudumuz Rus turistler.’’

Peki, Alman turistlerin Türkiye'yi gözden çıkartmalarının tek nedeni korku mu?

Yine gayriresmi ağızlardan duyduğumuza göre, Alman Dışişleri Bakanlığı, Türk askerinin Kuzey Irak'a girmesi olasılığını Demokles'in kılıcı gibi turizmin üzerinde sallıyormuş.

Dışişleri Bakanı Fischer'in ‘‘Kuzey Irak'a girdiğiniz takdirde Awacs uçaklarındaki pilotları geri çekeriz’’ uyarısı, turizm için de geçerli anlayacağınız.

Türkiye'nin AB üyeliği 10 ila 20 yıl sonra


ANTALYA'ya gelen CDU milletvekili Hermann-Josef Arentz ile ayaküstü konuşuyoruz.

Arentz aynı zamanda İşçi Konseyi'nin başkanı.

Schröder Hükümeti'nin sıkı muhalifi.

Konuşmaya başlar başlamaz Bonn'un Awacs politikasını eleştiriyor.

‘‘Aynı politikayı ABD'nin yanında yer alan İspanya ya da Portekiz'e de uygulamak zorundayız. Aksi takdirde NATO'da etkinliğimiz yok olur’’ diyor.

Washington'un Irak politikasını desteklediği izlenimini veren Arentz Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine de soğuk:

‘‘Gerçekçi olalım. Türkiye'nin üyeliği 2010 ila 2020 yılları arasında mümkün olabilecek. Daha önce Türkiye ile sıkı bir işbirliğine gidebiliriz. Çeşitli platformlarda Avrupa Birliği, Türkiye'yi temsil edebilir.’’

Arentz
Irak Savaşı nedeniyle bölünmüş olan Avrupa Birliği'ndeki çatlağın kolay kolay tamir edilemeyeceği görüşünde.

Oysa Hür Demokrat Parti milletvekili Dr. Stefan Grüll Avrupa ülkelerinin savaştan kısa bir süre sonra aralarındaki görüş ayrılıklarını gidereceklerini, Irak'ın yeniden yapılanması için biraraya gelmek zorunda olduklarını söylüyor.

Peki yakın bir tarihte Avrupa Birliği'ne katılmaya hazırlanan Doğu Bloku ülkeleri Irak Savaşı’nda Amerika'nın yanında yer alırken, Türkiye'nin topraklarında Amerikan askerlerine izin vermemesi Avrupa Birliği çevrelerinde nasıl karşılandı?

Bu soruya Alman milletvekilleri tahmin edebileceğiniz gibi oldukça muğlak yanıtlar veriyor.

Frankfurter Rundschau Gazetesi yazarı Edgar Auth Alman kamuoyunun bunu karnemize bir artı puan olarak kaydettiğini söylüyor.

Bunu özellikle aklımızda tutalım ve yeri geldiğinde hatırlatalım.

Bir açıklama


Geçen cuma günü bu sütunlarda yer alan ‘‘Turizm ve kültür bakanlıkları ne pahasına birleşiyor?’’ yazısında adı geçen Kültür Bakanı Erkan Mumcu'nun danışmanlarından Deniz Gökçe'nin, Akşam Gazetesi yazarı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Deniz Gökçe ile aynı kişi olmadığını belirtmek istiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları