8 Mart vaatleri yetmez, kadın adayları listelerde görelim

Haberin Devamı

8 MART kutlamalarından, acı bilançolardan, takdirde karşıladığımız özel sektörün “cinsiyet uçurumu” kapatmaya yönelik çok önemli kampanyalarından hiç söz etmeyeceğim.
Türkiye’nin “kadın sorunu” o kadar öylesine derin bir yara ki, ne kampanyalar, ne de erkeklerin etek giymeleri kısa vadede merhem olabilir.
“Cinsiyet eşitsizliğinin” kapanmasının yolu siyasetten geçer.
Nokta.
Bu yıl Davos’ta da gündeme gelen Ruanda örneğini vereceğim.
20 yıl önce 800 bin kişinin can verdiği bir sivil savaştan çıkan Ruanda parlamentoda kadınların çoğunlukta olduğu dünyadaki tek ülke.
Parlamentosundaki kadın oranı yüzde 64.
İsveç, Finlandiya’nın bile önünde.
Ruanda, Türkiye’nin 142 ülke arasında 125. sırada olduğu Dünya Ekonomik Forumu’nun “Cinsiyet Uçurumu” Raporu’nda 7. sırada.
Kadınların ekonomik hayata katılma kaleminde ise 25. sırada.
Türkiye’nin bu kalemde 132. sırada.
Ruanda’nın “Cinsiyet Uçurumu” raporunda iyi bir netice elde etmesi parlamentodaki kadın oranıyla direkt bağlantılı.
Mecliste kadın haklarını en iyi kim savunacak, kadını gözeten yasalar için kim mücadele edecek?
Tabii ki en çok kadın milletvekilleri.
Dünyadaki kadın milletvekili ortalaması yüzde 20’lerde iken Türkiye’de sadece yüzde 14.
Böyle bir temsil ile hangi kadın haklarından söz edebiliriz?
8 Mart nedeniyle siyasilerin mesajlarına takıldı gözüm.
Başbakan Davutoğlu, Mardin’de “Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu” panelinde yaptığı konuşmada “kültürümüzün kadına saygı üzerine kurulu olduğunu” söylemiş.
Çözüm sürecine de değinerek “kadınların sahip çıkmadığı hiçbir mesele başarıya ulaşamaz” demiş.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise “Kadınlar ne kadar özgürse Türkiye o kadar özgürdür” diye konuşmuş.
Güzel sözler, güzel vaatler.
Ama biz kadınların bu sözlere, vaatlere karnımız tok.
Şunu bilmek istiyoruz:
Siyasi parti liderleri kadınlara milletvekilliği yolunu açacak mı?
Listelerinde seçilecek yerlere koyacaklar mı?
Ka.Der’in geleneksel 8 Mart karnesini açıklayan Genel Başkan Gönül Karahanoğlu’nun dediği gibi“Demokrasi ayıbı ancak kadını siyasal yarışın dışında bırakan zihniyet değişirse giderilir”.

Haberin Devamı


Bugün doğan kız çocuğu CEO’luk için 81 yıl bekleyecek

Haberin Devamı

TOPLUMSAL cinsiyet eşitsizliği hem Türkiye’nin büyük sorunu, hem dünyanın.
BM Kadın Birimi İcra Direktörü Phumzile Mlambo-Ngcuka’ya göre, dünyada hiçbir ülke tam anlamıyla kadın-erkek eşitliğini sağlayamamış.
Dünyada devlet başkan olan kadın sayısı yirmiden az.
Son 20 yılda ise dünyada kadın milletvekillerinin oranı ortalama yüzde 11’den yüzde 22’ye çıkmış.
Mlambo-Ngcuka “Eşitlik konusunda değişim yavaş ilerliyor. Sadece iş yaşamına bakarsak kadınların erkeklerle eşit şartlara sahip olmaları 81 yıl alacak” diyor.
Yani bugün doğan bir kız çocuğu, CEO’luk koltuğuna oturmak için erkeklerle eşit şansa ancak 81 yıl sonra sahip olacak.

BM neden 5. Küresel Kadın Konferansı’nı düzenleyemiyor?

Haberin Devamı

SABANCI Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu 8 Mart’tan öncesi İstanbul’da önemli bir konferans düzenledi.
“Kadın Hakları Çıkmazda Mı” konferansında, UNDP, Dünya Bankası, Unesco gibi kurumlara danışmanlık yapmış olan Londra Üniversitesi öğretim üyesi Deniz Kandiyoti’yi dinledik.
Ortadoğu, Orta Asya, Afganistan’ı toplumsal cinsiyet konusunda çalışmaları olan Kandiyoti kadının durumunu Türkiye’de ve dünyada vahim olarak tanımlıyor.
“Günümüzde kadın hakları ateş hattında” diyen Kandiyoti’ye göre, BM çok istediği halde 5. Küresel Kadın Konferansını düzenleyemiyor.
Bu konferansların en sonuncusu benim de izleme fırsatını bulduğum 1995 Pekin konferansıydı.
Kandiyoti “BM 5. konferansı düzenleme kararını alamıyor çünkü bugüne kadar kadınların elde ettiği hakların gerisine düşüleceği kaygısını taşıyor” diyor.
Böyle bir kaygının nedeni ise şu:
Tunus, Mısır, Türkiye gibi ülkeler kadın-erkek eşitliğine başka bir pencereden bakıp bunu BM’ye impoze etmeye çalışıyor.

Yazarın Tüm Yazıları