Paylaş
5 kıtaya yayılmış 26 adet Ar-Ge merkezi.
Buralarda çalışan (1000 kadar doktoralı olmak üzere) 8 bin 700 kişi.
Kimya mühendislerinden, antropolog, zoologlara kadar uzanan farklı disiplinlerden bilim insanları.
Ve hatta temizlik ürünlerinde değişik bir koku adına Patagonya’da nadir bir çiçeklerin peşine düşebilen parfüm uzmanı biyokimyageler.
P&G Türkiye ve Kafkasya
Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ile birlikte ziyaret ettiğimiz“Brüksel İnovasyon Merkezi” (BIC) Avrupa’nın en büyük Ar-Ge merkezlerinden biri.
Belçika’nın 1958 yılında düzenlemiş olduğu Expo alanına kurulmuş.
Aralarında İTÜ, ODTÜ’den gelen 22 Türk’ün de bulunduğu 40 ülkeden 590 kişi çalışıyor.
25 laboratuvarı barındıran BIC’in iletişimden sorumlu müdürü Çinli.
ABD’de işe mum yapmakla başlayan iki İrlandalı göçmenin temellerini attığı 177 yıllık P&G’nin Ar-Ge’ye verdiği önemi anlatan Nigel Kermode ise İngiliz.
Kermode, “hızlı tüketim sektöründe” Ar-Ge harcamalarında P&G’nin açık arayla önde olduğunu söylüyor.
Şirket araştırma, geliştirmeye yılda 2 milyar dolar harcıyor.
Bu rakam cirosunun yüzde 2.3’ü ediyor.
Yılda 3 bine yakın patent alıyor ve 2 bin 500 bilimsel makalenin yazılmasına katkıda bulunuyor.
Ar-Ge bütçesinden 350 milyon dolar ise tüketici davranışlarını derinlemesine incelemeye ayrılmış.
Tam bir gün boyunca çeşitli bölümlerini ziyaret ettiğimiz BIC’de kimyasal deneylerin yapıldığı laboratuvarların yanı sıra “tüketici laboratuvarları” da var.
Ar-Ge merkezinde salonuyla, mutfağıyla, banyosuyla ev ortamları yaratılmış.
Kimi zaman tüketiciler buraya davet ediliyor ve piyasaya çıkacak ürünlerle testler yapılıyor.
Brüksel’deki Ar-Ge merkezden Türkiye’ye gelerek bizim tüketicilerle ilgili araştırmalar yapan ekipler de mevcut.
Turnaoğlu’nun dediği gibi başarının sırrı “yerel tüketiciyi dinlemekten” geçiyor.
P&G’nin Ar-Ge merkezlerinin de 26 ülkeye yayılmış olmasının nedeni yerel tüketiciye yakın olmak.
Şirketin en son Ar-Ge merkezleri Asya’da, Singapur ile Beijing’de açılmış.
BIC’e dönersek burada geliştirilen ürünler 100 değişik ülkede günde 2,5 milyar tüketiciye ulaşıyormuş.
Türkiye’de önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak hava ferahlatıcı “Febreze” de aynen Ariel markası gibi BIC’de geliştirilmiş bir ürün.
Kötü kokuyu başka bir kokuyla gidermek yerine önce kötü koku moleküllerini tespit ederek onları hapsetmeyi başaran bir teknolojinin ürünü.
Turnaoğlu, Türkiye pazarına hayli geç girecek olan bu üründe ilk yıl sonunda çift haneli pazar payına ulaşmayı hedefliyor.
Turnaoğlu: Türkiye’de gerçek bir orta sınıf hikâyesi var
HIZLI tüketim sektörü gelir düzeyinin artışını en iyi belirleyen sektörlerden biri.
Tüketicinin nabzı neredeyse günü gününe ölçülüyor.
Turnaoğlu, P&G için Türkiye’nin önemli bir pazar olduğunu belirtiyor.
“Türkiye’de son 10 yılda 2-3 kat büyüdük. Burada gerçek bir orta sınıf hikayesi var” diyor.
Esas tüketim patlamasının Türkiye’nin doğusundan geleceğini söyleyen Turnaoğlu özellikle barış süreciyle birlikte bölgede alış verişe gidenlerin sayısında artış olduğunu belirtiyor.
YASED ‘Türkiye nasıl bölgesel merkez olur’ raporu hazırlıyor
UZUN zamandır çalışmalarına hasret kaldığımız YASED eylül ayında önemli bir rapor açıklayacak.
Yurt dışına sıklıkla gidip gelen yabancı şirket CEO’larının uzun zamandır beri kafa yordukları “Türkiye nasıl bir bölgesel merkez olur” raporunda çeşitli sektörler masaya yatırılmış.
Dubai gibi “yabancı cenneti” bölgesel merkezlerle karşılaştırmalar yapılmış.
Paylaş