Paylaş
Dünya sosyetesinin uğrak yerlerinden Fransa’nın en ünlü Akdeniz sahil şeridi Côte d’Azur’dan bir Robert Kolejli sınıf arkadaşım selam göndermiş. Hemen iki kış önce en küçükten en büyüğe ailecek yaptığımız rengârenk tatili yeniden yaşadım. Yazın trafikten bezdiren bu bölge Noel ve yılbaşı civarında ferah ve tenha oluyor. Ailem şaraba benim kadar tutkun olmasa da her seyahatimizde onları şaraphanelere sürüklemeden edemiyorum. Bu sefer rotamız Nice’ten başlayarak Marsilya’ya kadar sahili takip ederek oradan kuzeye vurup Châteauneuf-du-Pape’a ulaşmak ve aynı yoldan geri dönmekti.
Turizm konusunda ön plana çıkan bu sahilin bağlı olduğu Provence eyaleti aslında bir hayli iç bölgelere de ulaşan geniş bir şarap bölgesi. Kuzeyinde Rhône vadisi, güneyinde Languedoc-Roussillon uzanıyor. Turistik rozeleriyle sürekli gündemde olan Provence’i etraflıca keşfedenleri en çok etkileyen, komşularının kalite ve lezzetiyle boy ölçüşebilecek beyaz ve kırmızıları... Nice’in sırtlarındaki sarp bağlarıyla küçücük Bellet’den Bandol’un mürekkep yoğunluğundaki kırmızılarına nice cevher gizli burada.
DAĞLIK BÖLGELERDE ENFES BEYAZLAR VAR
Roze olmayan şaraplar bölgede üretimin beşte birini geçmediğinden Fransa dışında pek tanınmıyorlar. Her üç kırmızıya sadece bir beyaz düştüğünü göz önünde bulundurursak beyaz Provence şaraplarının ne kadar nadir olduğunu bir düşünün. Zaten bu kadar sıcak bir iklimde beyaz üzümlerin başarılı olmasını beklemek yanlış. Buna rağmen dağlık ve ovalık bölgelerde enfes beyazlara rastlanıyor.
Örneğin Bellet’te eşit miktar beyaz, kırmızı ve roze üretiliyor ama beyazlar en dikkate değerleri. Nice’te İtalyan etkisi o denli yoğun ki beyaz Bellet şaraplarında Vermentino veya Fransızcasıyla Rolle üzümü kullanılıyor. Bu arada yolunuz Nice’e düştüğünde komşu kasabası Eze’ye uğrayıp Château Eza’nın nefes kesen Akdeniz manzaralı terasında şarap yudumlamanızı tavsiye ederim. Bir diğer beyazlarıyla meşhur apelasyon Provence sahilinin diğer ucunda, tarihi Marseille limanının dibine sokulmuş, Akdeniz’in en sevimli sahil kasabalarından Cassis. Turkuaz sulara inen sarp falezli koyların inci gibi dizildiği bu cennet parçasının bir de nefis beyazları olmasını kıskanmamak elde değil.
Provence kırmızılarına gelince, başı Bandol çekiyor. Burası İspanyol asıllı Mourvèdre üzümünün baş tacı edildiği yegâne Fransız apelasyonu. Harmanın en az yarısı Mourvèdre içermesi gerekirken üst düzey Bandol’lerin çoğu neredeyse tamamen bu türün en yaşlı asmalarından yapılıyor. Bağlar kara içlerinde ama bu turizm beldesinde hızlı yapılaşma bağ alanlarını tehdit etmeye başlamış. En az 18 ay meşede dinlendirilmeleri gereken bu şaraplar, özellikle Tempier veya Pibarnon gibi köklü şarapevlerinden olanları, hem genç içime uygun, hem de yıllandıkça lezzet kazanıyorlar. Güderi, tütün, siyah zeytin, yabani mantar gibi sıradışı aromatik özellikleriyle benzersiz şaraplar bunlar.
KIRMIZISIYLA DİKKAT ÇEKEN ÜÇ APELASYON
Sırada kırmızı şaraplarıyla dikkat çeken üç apelasyon var. Biraz karışık gelebilir ama; Côtes de Provence, Coteaux d’Aix-en-Provence ve Les Baux-de-Provence büyükten küçüğe ve doğudan batıya sıralı, iç bölgeler. Côtes de Provence roze hâkimiyeti altında ama yakın zamanda kırmızıları giderek lezzet kazanıyor, ancak diğer iki bölge kalitesinde değiller. Sempatik üniversite şehri Aix bağlarını kapsayan Coteaux d’Aix-en-Provence apelasyonu ise Michel Tardieu ve Michel Chapoutier gibi iki Rhône vizyonerinin bile enfes şaraplar yaptığı potansiyeli yüksek bir bölge.
Coteaux d’Aix-en-Provence ve küçük iç bölgesi Les Baux-de-Provence’da Grenache, Syrah ve Mourvèdre’nin yanı sıra harmanlarda Cabernet Sauvignon’a da rastlanıyor. Boksit zengini topraklarıyla bu madene adını veren Les Baux-de-Provence üreticilerinin çevre duyarlılığı ile de tanınıyor. Birlik olup organik tarımı yıllar önce benimseyen bu bölge Fransa’nın topyekûn biyodinamik tarıma geçen ilk ve tek apelasyonu. Domaine de Trévallon, Domaine des Terres Blanches ve Mas de Gourgonnier bu bölgeden favorilerim arasında. Sıcak iklime rağmen özgün topraklarda doğru üzümlerle ve doğaya saygıyla yapılan Provence kırmızılarının potansiyeli çok daha ciddiye alınan Rhône emsallerini gizliden gizliye ürkütüyordur eminim.
Paylaş