Birincinin gölgesinde

Kim birinci olmak istemez ki? Peki ya ikinci? Buruk bir mutluluktur ikinci olmak.

Onca rakibin önünde fakat birincinin gölgesinde. Ama birincinin de işi zordur hani. Sürekli mercek altında oradan oraya savrulur durur. İkincinin dünyası daha sessiz ve sakindir. Üstelik ikincinin birinciliğe yükselme rüyası, birinci için ikinciliğe düşme kabusuna dönüşür. Kimi zaman ikinci olmak daha mı huzurlu diye düşünmeden edemez birinciler. Şarapta ikinci olmak da bunun gibi bir avantaj bazen.

Sessiz, gizli saklı ikinci şaraplar Bordeaux kaynaklı, dünyaya hızla yayılmış bir kavram. Etiketinde taşıdığı isim neredeyse içeriğinden daha çok konuşulan çoğu efsanenin genelde pek tanınmayan bir ikincisi de var. Bu belki ikinci kalite anlamına geliyor ama ikinci şarap aynı zamanda akla yatkın maliyet de demek. En iyi örnek el yakan fiyatlı “Birinci Sınıf” beş büyük Bordeaux ve ikincileri. Aşağıda parantez içindeki isimler, bahsi geçen ikinci şarabın büyük kardeşinin adı.

Dünya çapında isim yapmış lüks tüketim malları olan bu beşli, bütçesi engin olanların ilk tercihi olsa da hesaplı alışverişi tercih eden tüketici ve hatta koleksiyoncular için ikinciler biçilmiş kaftan. Üstelik ana şarabın fiyatının üç, bazen dörtte biri olan bu kırmızılar kimi zaman daha da zor bulunuyor çünkü bilenin, dolayısıyla kapanın elinde kalıyorlar. Bunlar Carruades de Lafite (Lafite), Les Forts de Latour (Latour), Pavillon Rouge (Margaux), Le Petit Mouton (Mouton) ve Bahans Haut-Brion (Haut-Brion).

İKİNCİ ŞARAPLARIN İNCİLERİ

Birinci Sınıf beşlisini takip eden diğer dört sınıflandırmada neredeyse her şarabın ikincisi var. Bu uzun liste burada saymakla bitmez ama internetten veya Bordeaux hakkında yazılan iyi kitaplardan edinilebilir. İkinci şarap yapmanın ilk amacı büyük şarabın kalitesini o yıl hava şartlarının getirisine veya götürüsüne rağmen en yüksek seviyede tutmaktır. Şarabın yapımcısı her fıçıyı teker teker tadarak sene boyu tuttuğu notlarla hangilerinin büyük şarap olmaya hak kazandığını harmanlama ve şişeleme günlerine kadar belirler durur.
Büyük şaraba uygun olmayan fıçılar asla artık gözüyle bakılacak kalitede değildir. Onlar sadece iyinin kötüsü olarak işaretlenir. Geriye kalan fıçıların harmanı çoğu zaman büyük şarabın sanki sesi bir miktar kısılmış bir versiyonu gibidir. Veya en azından öyle olmalıdırlar. Ancak kimi Château maddi zorluklara veya açgözlülüğe yenik düşerek ikinci şaraplarını suiistimal edebilir. Çoğu zaman bunu tatmadan anlamak mümkün olmasa dahi üstün, tutarlı fiyat-kalite paritesiyle isim yapan klasik ikinciler de var.

Bu tür favoriler arasında şahsen en beğendiklerim Clos du Marquis (Léoville-Las Cases), Reserve de la Comtesse (Pichon Lalande), Pagodes de Cos (Cos d’Estournel) ve ikinci benlik anlamına gelen yaratıcı ismiyle Alter Ego (Palmer). Meşhur 1855 sınıflandırmasına Haut-Brion dışında başka şarabı alınmayan Pessac-Leognan’dan La Chapelle de la Mission (La Mission Haut-Brion) ise bahsedilmeden geçilmemesi gereken bir diğer süper ikinci.

Sağ Yaka’dan kendi sınıflandırmasını yapan St.-Émilion’un en meşhur ikincileri Le Petit Cheval (Cheval Blanc) ve Chapelle d’Ausone (Ausone) bulması çok zor olsa da aramaya değen örnekler. Sınıflandırması olmayan Pomerol’un ise tartışmasız kralı Pétrus ve en sıkı rakibi Le Pin ikinci şarap işine asla bulaşmayan isimler. Standart dışı her fıçı doğru meçhul bir ikinci el pazarına! Belki de sarsılmaz imajları ardında yatan etkenlerden biri de bu aşırı titizlik. Onları kalitede yakından takip eden Les Pensées (Lafleur) ve Blason (L’Évangile) ise Pomerol ikincilerinin incileri.

YENİ DÜNYANIN FIRLATMALARI

Bordeaux’nun birçok bakıma zıttı olan zorlu rakibi Burgonya eşi bulunmayan detaylı bağ sınıflandırma sistemiyle bu tür bir ticari markalaşmaya izin vermeyen bir bölge. Diğer bir rakip olan Rhône Vadisi ise özellikle güneyinde Coudoulet (Beaucastel) ve Pignan (Rayas) gibi nefis şaraplarla bu sistemin takipçisi. İtalya’da özellikle Bordeaux üzümlerini işleyen Le Serre Nuove (Ornellaia) ve Guidalberto (Sassicaia) gibi meşhur ikinciler yine paranın karşılığını fazlasıyla veriyorlar.

Kanunların Avrupa kadar katı olmadığı Yeni Dünya’da ise ikinci şarap son derece yaygın, hatta moda bir kavram. Biraz isim yapıp ikinci bir şarap fırlatmayan yok gibi. Bu ikinci şarabın gerçek varoluş sebebi ise en önemli konu. Bu kavramı 18’inci yüzyılda başlatan Bordeaux’daki gibi ilkine ulaşamayanlara yardım eli uzatılıyorsa ne mutlu. İkinci şaraplar adeta tekne almaya gücü yetmeyenlere mavi yolculuk fırsatı!

Yazarın Tüm Yazıları