Çiçeksi denince şarapta akla ilk gelen üzüm Viognier. Baharı müjdeleyen yeni açmış hanımeli ve yasemin gibi bin bir kokuyu iyi bir Viognier ile dört mevsim yaşamak mümkün.
Henüz keşfetmediyseniz, hele bir de şeftali, kayısı seviyorsanız, Viognier sizin üzümünüz. Tıpkı Misket ve Riesling gibi zengin bir aromatik yelpaze sunabilen bu beyaz üzüm bağda bir hayli nazlı olduğundan diğerlerinden çok daha nadir. Hakkını vererek Viognier yapmak için çoğu şarapta olduğu gibi üzümün kalitesi çok ama çok önemli. Hatta Viognier’nin doğru aromatik özelliklerini sergileyebilmek bir bakıma sufle pişirmeye benziyor. Sufle ya kabarır ve servis edilene kadar formunu korur ya da kabarmaz ve hemencik çöküverir. Ayarını tutturmak deneyim, maharet ve ideal fırın koşulları gerektirir. Viognier de en az bu kadar meşakkatli. Öncelikle asmada olgunlaşması diğer üzümlere nazaran çok zaman alıyor. Tam olgunlaşmadan da asla o karşı konulmaz çiçek ve meyve aromalarını vermiyor. Sıcak bir güneş istiyor ama kavurucu ısılarda çok çabuk, dengesiz olgunlaşıyor ve şekerleniyor. Serin havayla dengelenen uzun bir hasat mevsimi şekerini ve dolayısıyla da şarabın alkolünü makul seviyede tutatarak canlılığı koruyor ve ideal Viognier için ilk adım atılmış oluyor.
COTE ROTIE’LERİN SIRRI
Adının, hatta kendisinin nereden geldiği henüz bilinmeyen bu gizemli üzüm 1980’li yıllarda kaybolmaya yüz tutuyor ancak kuralcılığın tutuculuğa dönüşebildiği Fransa’da kırmızı kral Syrah’nın hegemonyası altındaki kuzey Rhône’da tutunabiliyor ve ufacık Condrieu bölgesi seneler boyu Viognier ile eşanlamlı kabul ediliyor. Ünüyle beraber raflarda da giderek yaygınlaşan Condrieu hâlâ Viognier için sarsılmaz bir referans. Condrieu’nun ne kadar küçük olduğunu rakamlarla aktarmak mümkün. Yüz hektar bağ alanından bonkör bir yıl 30 bin kasa zar zor elde edilebiliyor. Burada kırmızı üzüm yetiştirmek yasak. Hemen kuzeyinde dünyanın en saygın Syrah şaraplarının geldiği Côte-Rôtie benzer bir yasağı sadece kırmızı şarap üretimine izin vererek cevaplıyor. Güçlü Côte-Rôtie’lere gövde, bambaşka bir aromatik boyut ve kopkoyu bir renk katan ise bizim Viognier’nin ta kendisi. Côte-Rôtie’de Syrah’ya yüzde 20 kadar Viognier katılmasına izin veriliyor. Bu iki üzüm fermentasyon sonrası harmanlanırsa Syrah’nın rengi haliyle açılıyor oysa birlikte fermente edildiklerinde Viognier kabuklarında gizlenen renk çözücüler Syrah kabuklarının renk pigmentlerini ortaya çıkarıyor. Onlarca yıl eskime özelliğine sahip muhteşem Côte-Rôtie şaraplarına yine Viognier’nin katkısı olan baş döndürücü parfüm de cabası.
NEBBİOLO’NUN AKRABASI
Kuzey Rhône’un her ölçekte en büyük sihirbazı Guigal efsane “La-La serisi” Côte-Rôtie’lerinin yanı sıra enfes Condrieu beyazlarıyla da yine lider. Bolca ürettiği klasik bir Viognier ile turnayı gözünden vuran Guigal ayrıca en özel iki küçük bağ parselinden kısıtlı miktarda ürettiği La Doriane ile apelasyonu dünyanın en iyi beyazları seviyesine çıkarıyor. Diğer büyük Condrieu ustaları son zamanlarda sivrilen Georges Vernay ile Andre Perret, Delas Frères ve René Rostaing gibi bölgenin saygın isimleri. Bir diğer kayda değer Viognier en küçük Fransız apelasyonlarından biri olan Château Grillet. Condrieu apelasyonunun orta yerinde yer aldığı halde özerk bir konum tanınan bu tarihi şaraphane son yıllarda ne yazık ki ancak ikinci planda kalan şaraplar üretebiliyor. Yenidünya’dan Condrieu ayarında Viognier yapmaya çabalayan ülkelerin başını Avustralya çekiyor. Büyük ölçekte Yalumba ve butik üretici Clonakilla bu üzümün en iyi Güney Yarımküre örnekleri. Kuzey Amerika’da da nadide ve üstün Viognier’lere Kaliforniya’dan Alban, Calera, Melville, DuMol ile Vasington’dan Cayuse gibi isimlerle rastlamak mümkün. Dünyanın dört bir yanını kaplamış, iyilerinden çok vasat örneklerine rastlanan popüler üzümlere cazip bir alternatif sunan Viognier üreticiden tüketiciye giderek daha da aranan bir üzüm. Dayanılmaz cazibesini belki de son yıllarda ortaya çıkarılan soylu Piemonte kırmızısı Nebbiolo ile yakın akrabalığı açıklıyor.