Kiraz bitti, yaz bitti

Bana göre yaz demek, kiraz demek. Ve yeterince kiraz yiyemeden bir anda geçiverdi bu yaz…

Aman yiyeceğim, Amerika’dakilerin tadı yok, dönünce bulacağım derken bitti kiraz mevsimi. Hoş son bir iki gündür havalar tekrar ısınıp yaz günlerini hatırlatsa da, Eylül ile birlikte havanın, güneşin rengi değişti, sanki bir hüzün çöktü gökyüzüne; daha bir matlaştı, karamsarlaştı… Kim bilir daha kaç yaz kaldı ömrümüzde? diye düşünmeye başlıyor insan ister istemez bu havalarda. Kaç mevsim daha kiraz yiyebileceğiz doya doya ?Kaç yaz kaldı acaba ayağımızı suya sokacağımız?.. Biraz depresif oluyor insan sonbaharda…
Ama ben yine de seviyorum sonbaharın melankolisini. Şehirler doluyor, herkes işine gücüne, düzenli hayatına geri dönüyor. Ankara’ya da çok yakışıyor sonbahar! Hafiften serinleyen havalar, cafelerde içilen sıcacık çaylar, sokaklarda uçuşan kızıl, sarı yapraklar, oğlanların okullarına başlaması, yazın her biri başka yerlere dağılan dostlarla bir araya gelmek bana çok iyi geliyor.
Bir de dikkat ettim en çok sonbaharda film izleyip kitap okumuşum…
Geçtiğimiz yıllarda bir sonbahar günü izlemiştim Woody Allen’ın “Midnight in Paris” filmini. Kesinlikle tavsiye ederim, kendinize zaman ayırdığınız, evde yalnız olduğunuz bir gün alın DVD’sini izleyin. Filmin havası, müzikleri, gördüğünüz Paris kareleri fazlasıyla yetecektir size farklı bir dünyaya götürmeye. Bu sonbaharda da Woody Allen’a takıntılı bir eczacının başkarakteri canlandırdığı “Paris&Manhattan” filmini izledim sinemada. Filmi izleyeli çok olmadı ama ne yazık ki şuan size heyecanla anlatacağım çok çarpıcı anılar da kalmamış hafızamda. Cem Yılmaz’ın oynadığı İş Bankası reklamı daha çok kaldı aklımda. Bu arada reklam çok keyifli olmuş, bayıldım!
 
Sonbahar sokak modası!
 
Havalar serinleyince montlar, uzun kollu gömlekler, yağmurluklar çıkmaya başladı dolaplardan. Uzun süre New York sokaklarında dolaşırken vitrinleri de epeyce inceleme fırsatı buldum. Gelin size bu kışın modasından ufak ipuçları vereyim:
1)Bu sezonun en vurucu noktası tartışmasız pantolon takımların geri dönüşü. Pantolonların dominantlığında bir kış bekliyor bizi.
2)Bu sonbahar siyahın karanlığı ve kasveti de yerini bordo ve laciverte bırakıyor. New York vitrinlerinde bolca bordo çizmeler, bootie’ler, ayakkabılar vardı.
3)Deri detaylar çok revaçta. Gerçek veya suni fark etmez. Deriyi tamamen ya da kıyafetinizin kıyısında köşesinde kullanmayı ihmal etmeyin. Özellikle deri cepli mini elbiseler, deri detaylı trikolar ve renkli deri ceketler bütün vitrinlerde!
4)Sivri burun ayakkabılar geri dönüyor! Yaşasın ben saklamışım! Özellikle burun kısmında metal ve ya farklı renk detayları olanlar çok moda.
5)Boş vakitlerinizde de sandıklardan ve dikiş kutularından annelerinizin, anneannelerinizin düğmelerini çıkartın ve kıyafetlerinizin yaka paçasına dikin. Ciddi söylüyorum, metal, renkli, sade, abartılı her türlü düğme kullanabilirsiniz!
6)Kısa saç moda. Ama uzun saçtan vazgeçmeyenler için de örgü modası var. Bildiğiniz saçı üçe ayırıp birbiri üzerinden atlatarak örülen saç örgüsü bütün dergilerde, defilelerde, televizyonlarda... Bir de krepeli, kabarık, Belgin Doruk stili hacimli saçlar içe kıvrılırken zarif saç bantlarıyla süsleniyor.Bu sezon saçlar havaya!
7)Sonbahar bolca aksesuar kullanma zamanı. Özellikle de büyük yüzükler ve deri bileklikler. İnce kazakların ve düz elbiselerin üzerine takılan sıra sıra uzun kolyeler de çok sık takıldı gözüme. Ama en popüler aksesuar broş olacak bu sezon.
8)Bu kış dudaklar böğürtlen rengi olacak. Tırnaklarda doğal tonlar çok moda, bej ojeler hiç olmadığı kadar çok revaçta. French manikürde de beyaz yerine siyahlar ve bordolar kullanılarak yeni bir akim başlamış haberiniz olsun.
Yazarın Tüm Yazıları