En yakın arkadaşa mektup

DÜN akşam en yakın arkadaşım evlendi. O’na hitaben, dostluk üzerine kaleme alınmış bir mektuptur.

Sevgili Betül,
Can arkadaşım, yol arkadaşım...
Ne çok şey var aslında sana söylemek istediğim, ne çok şey var teşekkür borçlu olduğum... En zor zamanlarımda elini sen uzattın bana, karanlıktan aydınlığa ilk adımlarımı seninle attım. Ne çok yaşanmış anılarımız var. Bazen pijamalar üzerimizde, film seyrederken elimizde kabak çekirdekleri gözyaşlarımız sel oldu, bazen kızlarla Heybeliada’da mimozalar arasında bulduk kendimizi... Tezpişti’ye hala gülüyoruz. Ağaçları giydirdik birlikte! Mevlana ziyaretlerimiz, Eymir’de karlar üzerindeki danslarımız, Dubai maceralarımız, Ağva’daki hayal kırıklığımız? Yıllar yıllara eklendi, çok değiştik, çok yollardan geçtik. Ama dostluğumuz da bizimle büyüdü, bizi biz yaptı. Ali bir gün dönüp, “Sen benim ikinci annemsin” dediğinde, yüreğinden hissederek söylediği bu söz ile durdum düşündüm, dosttan ötesin sen, öteki bensin...

SAKINDIĞIN SEVGİ

Sen dün akşam evlendin. Üstelik çok sevdiğim, kalbi yumuşacık, seni yıllarca sevmiş Bülent Ağabey ile... Peki ya bendeki bu hüzün neden? Hep düşünürüm evlenin arkasından neden gözyaşı döker insanlar diye. Gidenin gittiği yerde mutlu olacağına duyulan inanç mı yaşartır gözleri yoksa artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı düşüncesi mi? Artık sabahın 7’sinde evine telefon açabilecek miyim? Ya da gece içim sıkıldığında kalk gel diyebilecek miyim diye endişeleniyorum.
Öte yandan da incinmenden, o fedakar yüreğine zerre hüzün düşmesinden korkuyorum. 27 yıldır sahip çıktığın, koruduğun, sakındığın sevgi dolu birlikteliğinin altına imza attığında birşeylerin dengesinin bozulacağından korkuyorum.
Ama sonra diyorum ki... Betül Ilgar bu! Yıllarca Ankara’nın en çalışkan, en üretken kadınlarından biri olmuş, her ortamda kendini ispat etmiş, sıkı bir sivil toplumcu, dirayetli bir kişilik ve en önemlisi ne istediğini ne yapması gerektiğini çok iyi bilen sapasağlam bir kadın! O bilir ne yapacağını.

DOSTUMU RUHUMLA SEVERİM

Canım Betül’üm,
Sana yüreğin kadar aydınlık, kalbin kadar temiz bir ‘yeni’ hayat diliyorum. Yılların alıp götürdüğü ne varsa hepsini katmer katmer geri alacağın, gözlerinin keyiften, neşeden parlayacağı bir ömür diliyorum sana...
Son yıllarda hayat beni türlü sınavlardan geçirirken öğrendiğim en önemli ders şu oldu: Dost biriktirmek...
Benim birikimim sağlam! Hep yanımda olan dostlarım, her an varlıkları ile beni güçlü kılan kardeşlerim, yoldaşlarım var. Böyle değil midir dostluk dediğin, gözünün dilini bilen, söylemeden anlayabilen, en derin yaralarını açıp gösterebildiğin, merdivenlerden çıkarken ve alkışlandığında değil, tökezlerken ve yuhalanırken de koluna girebildiğin...
Mevlana’nın dediği gibi,
Ben dostumu ne aklımla ne kalbimle severim,
Olur ya kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostumu ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur...
Yolun açık olsun yol arkadaşım.
Yazarın Tüm Yazıları