Yüz yüze eğitim başlıyor

Koronavirüs nedeniyle 31 Ağustos’ta başlayan uzaktan eğitim sürecinde gözler şimdi kademeli geçişin yapılacağı pazartesiye çevrildi. 21 Eylül de 1. sınıflarla birlikte yüz yüze eğitim başlıyor. 3 haftalık değerlendirme sonrasında ise diğer düzeydeki sınıfların geçiş yapıp yapmayacağına karar verilecek. Yüz yüze eğitim neden önemli? Okullar-eğitimciler sürece hazır mı? Veliler ve öğrencilere tavsiyeler neler? Hepsini sordum.

Haberin Devamı

DOĞRU PLANLAMA İLE OKULLARIN AÇILMASI ŞARTTIR

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu yüz yüze eğitime geç bile kalındığını söylüyor. ‘İyi de vaka sayıları her geçen gün artarken okullar nasıl açılabilirdi ki?’ Pehlivanoğlu soruma soru ile cevap veriyor: “Peki şu an çocuklar nerede? Sokakta. Ebeveynleri çalışan, bakıcı tutacak maddi gücü olmayanlara kim bakıyor? Anneanne ve babaanneler; yani risk grubundakiler. Peki ‘Dışarısı okuldan daha mı güvenli?’ Çocuk parktan, sokaktan aldığı virüsü eve götürmüyor da sadece okuldan aldığını mı taşıyor? 15 yaşın altındaki çocuklara ekrandan eğitim olmaz! Soyuttan somuta geçmedikleri için ekrandan istenilen yeterlilikte öğrenemezler. Maddi durumu iyi olan öğretmen tutar, özel ders aldırır. Diğer çocukların günahı ne? Hele ki 1 ve 2. Sınıflar çok kritik. Okuma-yazma öğrenecekler. Sadeleştirerek eğitim yapılabilir. Doğru bir planlama ile okulların açılması şarttır” diyor.

Yüz yüze eğitim başlıyor

Haberin Devamı

DENGEYİ KURMALIYIZ

Genel bir karar almaktansa vaka sayıları, il, ilçe, mahalle bazlı sonuçlara göre hangi okulların eğitime açılıp hangilerinin açılmayacağına karar vermenin daha mantıklı olacağını savunan Pehlivanoğlu şöyle devam ediyor: “Tüm okullar aynı anda eğitime başlasın demiyoruz. Anaokulu, 1 ve 2’yi bölerek açın. Sonra 5 ve 9. sınıfları bölersin. Diğerleri bir süre daha uzaktan eğitime devam eder. Salgının azaldığı yerde de yüz yüze eğitime geçilir. Kaybettiğimiz her gün bir neslin geleceğinden çalıyoruz. BM ‘Çocukların sağlığını korumak ile geleceğini korumak arasındaki dengeyi iyi kurmalıyız’ diyor. Bugün fabrikaları-işyerlerini açmazsanız ekonomi, restoranları kafeleri açmazsanız turizm tıkanır. Eğitim başlamazsa ‘Bakın, hiçbir şey olmadı’ diyebilirsiniz ama bunun zararını 15-20 yıl sonra görürsünüz.”


3 HAFTALIK BİR PROTOTİP GİDİŞATI BELİRLER

Eğitim uzmanı Salim Ünsal “İlk 3 hafta deneme olacak. İlk hafta 1 gün, 2 ve 3. hafta 2 gün okula gidilecek. Yani ‘okullar açılacak’ ama tam manasıyla eğitim başlamamış olacak” diyor. Salgının yaygınlığından kaynaklı diğer yaş grupların eğitime başlama sürecinin gecikeceğine dair endişeleri olduğunu söyleyen Ünsal şöyle devam ediyor: “Uzaktan eğitim alternatifleri başarılı olan bir ülke olsak da yüz yüze eğitim farklı. Okul sadece bilgi yüklenen bir yerden ziyade çocukların sosyalleşmesi, arkadaşlık ilişkilerini geliştirmesi, yardımlaşma gibi birtakım kişilik özelliklerini kazanmaları, psiko-sosyal gelişimlerini tamamlamaları adına önemlidir. Okulun kazandırdığı yeterlilikleri uzaktan eğitimle çocuklara kazandırabilmemiz mümkün değildir.

Yüz yüze eğitim başlıyor

Haberin Devamı

HAFİF MÜFREDAT UYGULANABİLİR

Sağlık güvenliği tam sağlanamayacaksa okulların açılması taraftarı değilim ama o zaman da eğitimin sonradan telafi edebilmesi adına ayarlamalar yapılmalı. Bu noktada müfredatın daraltılması fayda sağlayabilir. Eğitim müfredatımızın üzerinde sınav baskısı var. ‘Fenin, kimyanın, tarihin neden bu kadar ayrıntısına iniyoruz?’ dediğimiz yerde karşımıza sınav gerçekliği çıkıyor. Keşke sınavlar bu kadar belirleyici olmasa da çocuklar bu süreci daha yaşamsal öneme sahip, hafif bir müfredatla atlatabilse. Bu çocuklar bu süreçte illa hasar alacak. Ancak bunu uzaktan eğitim argümanlarını güçlendirip çocuğu takip edecek, denetleyecek, aile ve eğitimcileri sisteme dahil edecek bir süreç ile hafifletmek elimizde.”

Haberin Devamı


RUHSAL SAĞLIĞINDAN ETMEYİN

Yüz yüze eğitim başlıyor


Psikolog Irmak Kerimoğlu: “Çocukları tedbir almaları için yönlendirmeye çalışırken onları fazlasıyla korkutmak, bu süreçte yaptığımız en büyük hatalardan biri. Onların düşünme tarzları bizlerden çok farklı. Bir çocuğa eğer ‘Korona olursan nefes alamazsın’ ya da ‘Bak hastanelere düşer bu hale gelirsin’ deyip fotoğraflar gösterirsek korkutur, tedbir almak yerine panikletiriz. Çocuklarda zaten özellikle de son dönemde el yıkama gibi obsesif kompulsif bozuklukların arttığına şahit oluyoruz. O nedenle çocukları ‘Temiz kalabilmek, mikroplardan korunmak için el yıkaman lazım’ ya da ‘Genel anlamda sağlığını korumak için maskeni takman ve çıkarmaman lazım’ gibi basit yönergelerle korkutmadan bu sürece hazırlamalıyız. Aşırıya kaçmak çocuğun okula uyumunu zorlaştıracağı gibi, sosyal becerilerini de etkileyebilir, sonradan onarılması güç ruhsal problemlere sebep olabilir. Çocukları fiziken koruyalım derken ruhsal sağlıklarından etmeyelim. Ebeveyn olarak şu an hepimiz kaygılıyız ama bunu kontrol edebilmek elimizde. Kaygılarımızı sıfırlamamız mümkün olmadığına göre şimdi çocuklarımızı sosyalleşmeleri ve uyum sağlamaları adına teşvik etme zamanı.”

Haberin Devamı


OKUL SOKAKTAN DAHA GÜVENLİ

Yüz yüze eğitim başlıyor


ODTÜ Geliştirme Vakfı Niğde Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Naim Osman Erem okulların daha önce açılması gerektiğine inanan eğitimcilerden. Erem “Okulları hiç kapatmayan AB ülkelerinden gelen raporlar çocukların bulaş hızını arttırmadığını söylüyor. Çocuklar şu an düğünde, tatilde, sokakta ama okulda değil. İnanın okular dışarıdan daha güvenli” diyor. ‘Peki okullar eğitime hazır mı?’ Erem sınıfların yeterli büyüklükte olduğunu belirterek şöyle devam ediyor: “Bir sınıfta 15 öğrenci olacak. Okula öğrenci ve personel haricinde veli de olsa kimse alınmayacak, girişte tüm çocukların ateşi ölçülecek. Grip gibi semptomlar olursa aileye haber verilecek. Okul ders aralarında ve akşam dezenfekte edilecek. TSE’den temiz okul belgesi de aldık. Hazırız.”

 

Yazarın Tüm Yazıları