Paylaş
UMRE MÜRACAATI DURDU
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Suudi Arabistan’ın önlemlerini desteklediklerini açıkladı:
“Tedbir amaçlı olduğunu ifade ettiler. Biz de derhal tedbirlerimizi aldık. Gitmek üzere olan umrecilere bilgi verdik. Suudi Arabistan’daki umreciler ise normal ibadetlerini yapacak, dönüş tarihleri plana göre devam edecek. Ancak ikinci bir duyuruya kadar yeni umre müracaatı almayacağız.”
KIYAMET ALAMETİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR
İLAHİYATÇI Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, ‘kıyamet alameti’ diye bir şey olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Çünkü Allahu teâlâ kıyametin zamanı konusunda kimseye bilgi verilmediğini ve ansızın geleceğini birçok ayette bildirmiştir. Ansızın gelecek olan şeyin alameti olmaz. Bunu anlatan ayetlerden bir kısmı şöyledir: ‘Ya Muhammed, Sana o saati/kıyamet saatini soruyorlar, ne zaman gelip kalıcı olacak, diye. Sen nerede, onu bilmek nerede! Onun tam bilgisi Rabbinin katındadır. Sen sadece böyle bir günden korkanı uyaran bir kişisin. İnsanlar onu gördükleri gün, bu dünyada bir akşam ya da bir gündüz vakti kadar kalmış gibi olurlar.’ Naziât Suresi 42-46. ayetler. Bir başka ayet de şöyle der: Sana o saati/kıyamet saatini soruyorlar, ‘Ne zaman gelip kalıcı olacak’ diye. De ki, ‘Onun bilgisi sadece Rabbimdedir. Vakti gelince ondan başkası onu ortaya çıkaramaz. Göklerde ve yerde etkisi ağır olacaktır. Size gelişi ansızın olacaktır.’ Sanki öğrenmişsin gibi, tutup sana soruyorlar. De ki ‘Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Ama insanların çoğu bunu bilmez.’ Araf Suresi 187. ayet. Tüm bu ayetlerin ışığında Allah’tan başka kimsenin bilmediği ve ansızın geleceği açıkça bildirilmiş bir konuda herhangi bir şeyi kıyamet alameti saymak mümkün olmaz.”
HERKESİN KIYAMETİ ÖLÜNCE KOPAR
İLAHİYATÇI yazar Muhammed Serkan Gül: “Aslına bakılırsa kıyamet alametlerinin en büyük habercisi peygamberimizdir, çünkü kendisi ahir zaman peygamberidir. Bir gün, Resulallah efendimiz hutbe irad ettiği sırada gözleri kızarır, sesi yükselir, ‘Benimle kıyametin arası, şu iki parmağın arası kadar yaklaştığı sırada ben peygamber olarak gönderildim’ buyururlar. Sonrasında, Resulallah efendimiz, ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması, zinanın açıkça yapılır olması, ehliyetsiz insanların söz sahibi olması, adam öldürme olaylarının artması, dünya malının bollaşması, zekât verecek fakirin bulunmaması gibi birçok hadis-i şerifle bizi bilgilendirmiştir. Bizler bazen kıyameti deprem, bazen sel baskını ya da hastalıklarla hatırlar ve korkmaya başlarız. Bu vesile ile günahlarımızı terk etmeye gayret gösterip hatalarımızı düzeltmeye çalışırız. Bırakalım büyük kıyametin endişe ve korkusunu da kendi kıyametimizle ilgilenelim, çünkü herkesin kıyameti ölünce kopar.”
MODERN HURAFELERE İNANMAYIN
İLAHİYATÇI Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Hastalık sebebiyle Kabe’nin kapatılmasının bir kıyamet alameti olabileceğini asla düşünmüyorum” diyerek söze başlıyor. Öztürk, “Riskli bir şey, tedbirsizlik de var. Zaten tedbirsizliğin dramatik sonuçları da ortada. İnsanları riske etmemek için böyle bir tedbir alınmak zorundaydı. Geçici bir süre, tamamen kapatılması daha da uygun olurdu. Zira orada ibadet yapmak demek ‘Öleceğinizi bile bile gelin’ demek değildir” diyor. Suudi Arabistan’ın en başından daha sıkı güvenlik önlemleri alması gerektiğini de hatırlatan Öztürk, “Kalabalık mekânlarda risk daha yüksek. Bakın, Vatikan’da da Kudüs’te de benzer bir uygulama yapıldı. Bu da mı kıyamet alameti? Apokaliptik denilen kıyamet alameti söylemlerini fantastik buluyorum. Evet, Kâbe kutsal bir mabet. Elbette ki gidilmeli ama böyle bir hastalık riski varsa ‘Orada gidip, dua edip şehit olacağım’ diye düşünmek saçmalıktır. Modern hurafelere inanmayın” diyor.
ALLAHU TEÂLÂNIN İKAZIDIR
AHMET Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca) anlatıyor: “Hadis-i şeriflerde ‘Fel ya’budû rabbe hâzel beyt (Kâbe’den istifade edin)’ yani ‘Onu tavaf ederek günahlarınızın af, dualarınızın kabul olması için faydalanın. İki kere yıkıldı üçüncüde de kaldırılacak’ buyuruluyor. Kaldırılması, kıyamete yakın olacak. Allahu teâlâ, Kâbe’yi taşlarla birlikte semadaki Beyt-ül Ma’mura ilhak edecek. Habeşli bir dazlak adamın Kâbe’nin taşlarını sökeceği ve Kâbe’nin tavaf edilmeden boş kalacağı da kıyamet alameti olarak bildiriliyor. Yine, Kudüs mamur olduğunda Medine’nin harap olacağı Ebu Davud hadisinde var. Tabii bunlar 10 büyük alametten sonra, artık kıyamet kopmak üzere, eli kulağındayken gerçekleşecek hadis-i şeriflerdir. Dolayısıyla şu andaki durumun böyle bir alamet olarak görülmesi zaman ve zemin bakımından müsait değildir. Zira büyük alametler henüz başlamamıştır. Benim yorumum şudur. Görünen sebep koronavirüsüdür ve İslamiyet elbette ki tedbir almayı emreder. Ancak gerçek sebep umreye ve hacca gidenlerin günahları, laubalilikleri, ciddiyetsizlikleridir. Bu, umreyi turistik seyahate çevirmek, ‘Gittim’ havası atmak için mana ve ehemmiyetine vakıf olmadan yapılan ziyaretler karşısında Allahu teâlânın bir ikazıdır. Maalesef gördüğümüz üzere insanlar gülerek, konuşarak, tavafın şartlarına uymayan şekilde bu ibadeti oyuna çevirmişlerdir.”
Paylaş