Paylaş
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK İÇERİSİNDEYİZ
HACETTEPE Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Banu Cangöz, uzun yıllardır yaşlılarla ve 65+ Yaşlı Hakları Derneği ile çalışıyor. Uzayan bu kapanma sürecinin, özellikle de 65 yaş üzerinde yarattığı psikolojik duruma gözlerimizi kapamamızın mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Cangöz, “Psikolojide buna ‘öğrenilmiş çaresizlik’ diyoruz. Ne demek? Kişinin kurallara ne kadar uyarsa uysun, kendinden bekleneni ne kadar yaparsa yapsın istediği sonuca varamama durumu. Bugün birçok yaşlı öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor. Aşı dışında, sosyal hakları, serbest zaman bakımından düşünüldüğünde maalesef ödüllendirilmediler. ‘Ne yaparsam yapayım zaten olmuyor’ düşüncesi bir süre sonra kişinin bir gün tüm gerekli olanaklar sağlansa, fiziksel olarak potansiyeli olsa bile, eski şekilde davranmaktan vazgeçmesine, eylemsiz kalmasına yol açabilir. İşte bu yüzden de yaşlıların bir ‘açılma’ yaşandığında hayata yeniden uyum sağlama/katılma noktasında sıkıntı yaşayacaklarına dair endişeliyim” diyor.
İPTAL DEĞİL ERTELEME
Peki telafisi mümkün mü? Prof. Dr. Cangöz fiziksel olarak olmasa da pekiştirici durumlar yaratılması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam ediyor: “Sadece telefon araması yetmez. Uygunluk varsa, aplikasyonlar aracılığıyla teknolojiyi en verimli şekilde kullanıp, canlı görüşmeler öneriyorum. Hele de bayramda... Yan yana olamasak da yüz yüze olmak önemli. Tabii kaç kişi teknolojiyi bu kadar kullanıyor, orası muamma. Biz de gidemiyoruz. O zaman komşulara, gönüllülere iş düşüyor. Kapıdan ya da balkondan balkona bayramlaşmak şüphesiz iyi gelecektir. Yalnız olmadığını bilmek herkese iyi gelir. Unutmayın ki illa bir açılma olacak, bugünler geçecek. ‘İptal’ gibi değil de ‘erteleme’ gibi görmek lazım durumu. Yani, bayram harçlığını torununuza 1 hafta gecikmeyle vereceksiniz diyelim.”
ANILARINIZI YAZIN
“Yaşlılara bir önerim de hele de böyle uzun kapanmalar için anılarını yazmaları. Zihni, geriye dönük aktive etmek Alzheimer, demans gibi hastalıkları engelleyebileceği gibi doğal bir aktivitedir de. Sizi mutlu eden, çocuklarınıza, torunlarınıza bırakabileceğiniz anılarınızı oturun, yazın. Eski bayramları, mahallenizi, komşulukları, sizi mutlu eden detayları anlatın mesela. Size de onlara da iyi gelecektir.”
HER ŞEYE RAĞMEN HAYAT DEVAM EDİYOR
UZMAN psikolog Esra Ezmeci aslında çok uzun zamandır bayramların ‘tatil’ gibi algılandığını, bazılarımız için eski anlamlarını yitirdiğini hatırlatıyor ve ‘Bu süreç aslında kaybettiğimiz değerlerin kıymetinin anlaşılması adına hepimiz için artıya dönüşebilir’ diyor, şöyle devam ediyor: “Pandemi süreci aslında bizlere tam da görmemiz gerekenleri gösteriyor. Her şey elimizin altında ve her şeyi yapabiliyorken kıymetini bilmediğimiz durumların aslında ne kadar önemli olduğunu anladık. Aile-aile bağları, dostluklar, işimiz-iş arkadaşlıklarımız... Zamanında kıymetini anladığımız bağlarımıza sahip çıkma zamanı. Nasıl mı? Teknolojiyi kullanın. Yüz yüze görüşmeler, sohbetler yapın. Beraber yapmak için bir şeyler planlayın. Mesela, aynı filmi izleyip ya da aynı kitabı okuyup, hakkında sohbet edin. Madem bayram mutfağa girin. İyi hissedeceğiniz yemekler yapın, yeni tarifler deneyin. Tarifleri sevdiklerinizle de paylaşın. İmkân varsa balkona yoksa kapının önüne çıkın. Yüzünüzü güneşe dönün, bugünler de geçecek, inanın. Umutsuzluğa kapılmak yok... Bahçeniz varsa bahçe ile yoksa saksılarınızla ilgilenin. İleri dönük hedeflerinizi belirleyin. Sonsuza kadar evde oturmayacağız, değil mi? Bayram sabahı güzel kıyafetlerinizi giyin, belki bir müzik açın. O coşkuyu yaşatmak elinizde. Unutmayın, hayat her şeye rağmen devam ediyor.”
ESNAF 1 GÜNLÜK AÇILMA İSTİYOR
TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bir yıldır COVID-19’un getirdiği zorluklara göğüs geren, tam kapanma nedeniyle sıkıntılar yaşayan esnaf ve sanatkârların işyerlerinin en azından arife günü açılması talebini, İçişleri ile Ticaret bakanlıklarına yazılı olarak iletti. Sonuç alınır mı? Göreceğiz ama TESK Başkanı Palandöken “Tam kapanma nedeniyle beklenen ciroyu yapamadık. Esnafın ramazandan önce aldığı ürünler rafta kaldı. Oysa internetten satış var ve ihtiyaçlar fahiş fiyatlarla karşılanıyor. O nedenle, en azından 1 gün, mahalle aralarında faaliyet gösteren konfeksiyoncu, ayakkabıcı gibi küçük esnaf ile ‘bayram tıraşı’ için berber- kuaför esnafımıza bir imkân sağlanırsa hem esnafımızın hem çocukların yüzü güler hem de bir nebze de olsa bayram coşkusu yaşanır” diyor.
BAYRAM NAMAZI KILINACAK
GEÇTİĞİMİZ Ramazan Bayramı’nda bayram namazı kılmak mümkün olmamıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl tedbirler kapsamında camilerde bayram namazı kılınabileceğini açıkladı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bayram namazı da cuma namazı gibi kısa namazdır. İki rekattır. Cuma namazını nasıl kılıyorsak bayram namazını da aynı şekilde kılabiliriz” dedi. Ancak bulaş riski sebebiyle bayram namazı sonrasında geleneksel olarak uygulanan bayramlaşma merasimlerinin yapılmaması, sadece yakınlardaki (yürüme mesafesindeki) camilere gidilmesi, araç ile camiye gidilmemesi yönünde uyarılarda bulunuldu.
Paylaş