Paylaş
AYNAYA BAKAMIYORDUM
Empatiden uzak ‘Ne var canım, abartma! Şapka, fular ya da tülbent takarsın’ diyenler olmuştu bana da. Şimdi vereyim cevabını, ‘Git şapkayı sen tak! Psikolojim ne olacak?’ Günün sonunda aynaya bakmak var! Her aynaya bakışınızda kel kafanız, olmayan kaş-kirpikleriniz ile kanserinizle yüzleşiyorsunuz. Peruksuz dolaşsanız, bu kez de tüm gözler üzerinizde. Oysa iyi bir peruk mucizeler yaratabilir. Eski senmişsin gibi hissettirir, sağlıklı günlerin geri geleceğine olan inancını artırır. Yanı sıra iyi bir perukla kimse ‘acıyarak’ bakmaz ve dahası ‘Ne oldu?’ diye de sormaz sana. Hele de zorlu bir tedavi sürecinde isen tüm bunlar öyle bulunmaz şeyler ki. Ama gel gör ki gerçek saçtan yapılan peruklar çok pahalı. Yurtdışından geliyor, dolar üzerinden satılıyor. Hadi, ben aldım bir şekilde ama ya alamayanlar? Tam da bu noktada Pİ Kadın Kanserleri Derneği yardıma koşuyor. Derneği, 8 yıl önce meme kanseri teşhisi konulan Arzu Karataş, sağlığına kavuştuktan hemen sonra kurmuş. Amacı hem hastalık hem de maddi sorunlarla aynı anda mücadele eden kanserli hastalara yardım edebilmek.
PERUK İLE ÖTEKİLEŞTİRİLEN BAKIŞLARDAN KURTULUYORSUNUZ
‘Birlikte daha güçlüyüz’ peruk kampanyasını genişletmek için bir de reklam filmi çekildi. Ünlü oyuncu Demet Özdemir ile yazar, influencer ve kanserle mücadelesini kazanan Demet Işıl markanın tanıtım yüzü oldu ve böylelikle ilk kez kanser sebebiyle saçlarını kaybeden bir kadın da şampuan reklamında oynadı. Diyor ki: “Doktor, ‘Meme kanserisin’ dediğinde aklımdan ilk geçen, o zaman 2.5 yaşında olan oğlum ve belime uzanan saçlarım olmuştu. Çok uzun, gür ve altın sarısı saçlarım vardı. Öyle ki bazen yolda durdurup ‘Ne kullanıyorsun?’ diye sorarlardı. Oğlum, Emir saçlarıma dokunmadan uyuyamazdı, ki hâlâ da öyle. Tüm tedavim boyunca beni en çok sarsan durumlardan biri de saçımı kaybetmekti. Çünkü isteyerek olmadı, yani canım istedi diye kazıtmadım kafayı. Peruksuz gezdiğim de oldu ama bir keresinde kadının biri ‘Hastalık falan kaparım’ diye söylenip kızı ile koşarak kaçtı yanımdan. Ondan sonra da bir daha peruksuz hiç dışarı çıkmadım. Perukla, ‘ötekileştiren’ bakışlardan kurtuluyorsunuz. Eskisi gibi sağlıklı ve güzel hissediyorsunuz. Enfeksiyondan da koruyor. Sadece bir peruk! Ama tüm bunları başarıyor. Dolayısı ile bu projenin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Bir de şu var: Tüm kanserli kadınlar adına sonunda sesimizi duydular, ‘Bizi gördüler. Görüldük!’”
AYNAYA BAKAMIYORDUM
Empatiden uzak ‘Ne var canım, abartma! Şapka, fular ya da tülbent takarsın’ diyenler olmuştu bana da. Şimdi vereyim cevabını, ‘Git şapkayı sen tak! Psikolojim ne olacak?’ Günün sonunda aynaya bakmak var! Her aynaya bakışınızda kel kafanız, olmayan kaş-kirpikleriniz ile kanserinizle yüzleşiyorsunuz. Peruksuz dolaşsanız, bu kez de tüm gözler üzerinizde. Oysa iyi bir peruk mucizeler yaratabilir. Eski senmişsin gibi hissettirir, sağlıklı günlerin geri geleceğine olan inancını artırır. Yanı sıra iyi bir perukla kimse ‘acıyarak’ bakmaz ve dahası ‘Ne oldu?’ diye de sormaz sana. Hele de zorlu bir tedavi sürecinde isen tüm bunlar öyle bulunmaz şeyler ki. Ama gel gör ki gerçek saçtan yapılan peruklar çok pahalı. Yurtdışından geliyor, dolar üzerinden satılıyor. Hadi, ben aldım bir şekilde ama ya alamayanlar? Tam da bu noktada Pİ Kadın Kanserleri Derneği yardıma koşuyor. Derneği, 8 yıl önce meme kanseri teşhisi konulan Arzu Karataş, sağlığına kavuştuktan hemen sonra kurmuş. Amacı hem hastalık hem de maddi sorunlarla aynı anda mücadele eden kanserli hastalara yardım edebilmek.
KAMPANYAYA SAÇLARIMI KAYBETTİĞİM GÜN KARAR VERDİM
Pİ Kadın Kanserleri Derneği Başkanı Arzu Karataş, o günleri şöyle anlatıyor: “Herkes için 14 Şubat, Sevgililer Günü’dür ama benim saçlarımı kaybettiğim gün. Parça parça dökülmeye başladı, ilk o gün dibe vurdum. Aynaya bakamıyor, kendimi yalnız, kızgın ve çıplak hissediyordum. ‘Sağlığın da gitti, güzelliğin de!’ diye öfke içindeydim. Zor bir psikoloji. O gün koştum gittim hemen peruk almaya. Çünkü eski ben gibi hissetmeye ve görünmeye ihtiyacım vardı. Aksi halde hayata tutunacak gücü bulamayabilirdim kendimde.” Ancak o da ben gibi peruk fiyatlarını görünce şok olmuş. Peruk bağışı projesi de zaten o gün aklına düşmüş.
Arzu Karataş
ÜCRETSİZ PERUK
Karataş özel bir hastanede yönetici. Bir gün hastanede tesadüf eseri P&G markasının CEO’su Tankut Turnaoğlu ile tanışıyor. Derneği ve maddi durumu iyi olmayan kadınlara peruk projesini anlatıyor ve kabul de görüyor. 3 yıldır Pantene ile ücretsiz peruk bağışı yapıyorlar. Bu yıl farklı. Çünkü bu kez en yüksek peruk bağışı; binlerce peruk hedeflenmiş. Öncelik ise depremzede ya da deprem bölgesinde yaşayan kadınlar. Hem bölgeye gidecekler hem de vereceğim adrese ulaşan, maddi durumu yetersiz kadınlara Amerika’dan getirilen ve gerçek saçtan yapılan perukları ulaştıracaklar. Peruk desteği için: www.kadinkanserleriderneği.org başvuru yapabilirsiniz.
CEZAEVİNDEN GELEN MEKTUP
Geçen yıl bu zamanlar kanser sürecimden bahsettiğim yazı dizisinde ‘Saçım saçın olsun’ demiş, kesilen saçların çöpe gitmemesi gerektiğini ve o saçlardan maddi imkânı olmayan kadınlar için peruk yapıldığını yazmıştım. Yazımı okuyan, Silivri 1 No’lu L tipi cezaevinde yatan bir hükümlü, Murat Bey ulaştı bana. Uzun mektubuna, kökünden kazıyıp boyu 60 santimetreyi bulan saçlarını eklemiş: “Umarım bir hastaya şifa olur” diyor. Onun gönderdiği ve benim o dönem kökünden kazıdığım saçları da verdim Karataş’a. O saçlardan da iki peruk yapılacak. Bu vesile ile ‘Nasıl yardımcı olabilirim’ diye soranlara bir daha duyuralım. Saçlarınızı bağışlayabilirsiniz. https://www.kansersavascilari.org/
Paylaş