Paylaş
DEVLETİN SIRTINA DAYANMAMALI
TARTIŞMANIN fitilini Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer ateşledi. Sosyal medyada ‘Aşı olmamayı hak sayan her öğretmen, personel ve öğrencinin, düzenli-zorunlu PCR test ücretlerinin, vergilerimle ödenmesine itiraz ediyorum’ yazdı. Prof. Dr. Başer’i arıyorum, ‘Durum vergilerimiz meselesinden çok öte. Burada amacımız caydırıcılık olmalı’ diyor, şöyle devam ediyor: “Fransa’da ya aşı ya da parasını verip PCR testi yaptırma zorunluluğu var. Bir gün geçerli hızlı test 20-25, 3 gün geçerli PCR testi 50 Euro. Birçok ülke de bu yönde adım atıyor. ‘Başkası aşı olsun da bir göreyim’ diyerek, bencilce bir tutumla bu ülkeyi zora sokuyorsan, eğitimin sekteye uğramasını göze alıyorsan zorunlu PCR testini de o zaman devletin sırtına dayamayacaksın. Bu haksızlık!”
PARA İLE ZORUNLU KILMAK YANLIŞ
BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü öğretmenler ve okul çalışanlarına haftada 2 kez PCR testi zorunluluğu getirilmesinin makul olduğunu belirterek, “Virüsün bulaşma ve kuluçka süresi 3 gün kadar. Pazartesi günü bir şekilde virüs ile karşılaştığınızı varsayalım o gün testiniz negatif çıktı, 3 gün sonra, perşembe günü yapılan test pozitif çıkabilir. Böylelikle yeni enfekte olan kişi, virüsü etrafına yaymadan, hemen tespit edilip izole edilebilecek. Almanya’da sistem bu şekilde yürüyor. Başka türlü okulları açık tutmak da sosyal hayatı devam ettirmek de mümkün olmaz. PCR, salgın ile başa çıkmak için önemli ve etkili bir yöntem” diyor.
TEŞVİK EDEBİLİR
PROF. Dr. Özlü haftada 2 günden ayda 8 kez yapılacak PCR testinin aşı olmayı teşvik edebileceğini söylese de ‘Ama’ diyor, şöyle örneklendiriyor: “Kategorik olarak karşı olanları zorunlu PCR de ikna etmeyebilir. Erteleyen, üşenen, ihmal eden, ‘iyiyim ama’ diyenlerse ‘Aşı olayım da bitsin’ diyebilirler. Haftada 2 kez sıraya gir, bekle, ağzına, burnuna bir çubuk girsin, zor. Öte yandan zorunlu aşıdan yana değilim, makul gelmiyor. Anlatarak, sorulara cevap vererek bir yol almak lazım. O nedenle para ile bir işi ‘zorunlu’ hale getirmeyi de doğru bulmuyorum. Amaç zorla aşı yapmak değil toplumu korumak.”
BİRÇOK ÜLKEDE TEST PARALI
ENFEKSİYON Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, zorunlu PCR testlerinin birçok ülkede paralı olduğunu belirterek, “Bilim insanlara her türlü hizmeti sunuyor; aşı geliştiriyor, sonra o aşıyı ücretsiz uyguluyor, gidemeyenin ayağına gidiliyor ama sen tüm bunlara rağmen aşı olmuyorsun. O zaman da başka insanlarının sağlığını tehlikeye atmamak için PCR testi olmak zorundasın, ki bu testler birçok ülkede paralı. Bu noktadan sonra kişinin kendi sorumluluğu! ‘Özgürlük ve haklar başkasının özgürlük ve haklarının başladığı yerde biter’ denir. Aşı olmama hakkın olabilir ama ya başkası senin yüzünden hastalanırsa, salgın bitmezse? Diyelim bir aracım var ve kasko yaptırmıyorum. Kaza oldu. Zararını öderim. Siz diyorsunuz ki ‘Kasko yaptırmayayım, kaza olursa da parasını devlet ödesin.’ Bu olur mu? PCR testi için para verecek, gidip, gelecek, eziyetine katlanacak... Bir noktada aşıya yönelme olacağını düşünüyorum.”
KİM HASTA KİM DEĞİL BİLMEK HAKKIMIZ
ENFEKSİYON Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Sağlık Bakanlığı açıklamasından zorunlu PCR testlerinin sadece yüz yüze eğitim verecek öğretmen, personel ile üniversite öğrencileri-çalışanlarına ‘ücretsiz’ olacağı sonucuna vardığını belirterek, “Diyelim uçağa binecek ya da tiyatroya, sinemaya gideceğim. O zaman ‘ücretli’ diye anladım, ki zaten yurtdışına çıkmak isteyenler test için halihazırda para ödüyor. (Özel hastanede PCR testi 200-250 TL.) Bu zorunlu testlerin aşılamayı, ücretli de ücretsiz de olsa, arttıracağını düşünüyorum. Peki, zorunlu mu olmalı? Evet, olmalı. Liseye giden bir kızım var. Bilinçli vatandaşlık gereği, bizler, tüm aşılarımızı oluyorsak, karşımızdaki öğretmenin de hasta olup olmadığını bilme hakkımız var. ‘Aşı olan da hasta oluyor’ gibi bir savunma var. İyi de sen aşı olmadın ya da PCR yaptırmadın diye ben niye, hafif atlatacak olsam da hastalanayım ki?” diye soruyor.
Paylaş