Paylaş
AYIP OLUR DİYE DOKTORA GİTMEYEN ÇOK
Kendimden de iyi bildiğim gibi meme gibi bazı kanser türleri erken evrede yakalandığında tam tedavi edilebiliyor. Sorum şu: Doğu illerinde yaşayan kadınların kanseri neden en geç evrede yakalanıyor? Ataerkil bir toplumda yaşamanın verdiği ‘utangaçlık’, ‘ayıp olur’ çekincelerinin Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde daha yaygın olduğunu belirten Salih Yüce, şöyle anlatıyor: “Eşlerine ya da yakınlarına ‘Mememde böyle bir şey çıktı’ demeye utanıyor, sorununu anlatmaya çekiniyorlar. Ne zaman ki o kitle ağrımaya başlıyor, artık saklanamaz bir aşamaya (memeden kan-sıvı gelmesi) geliyor, o zaman doktora gidiyorlar. Bu yüzden de toplantıları yerinde yapalım, farkındalığı arttıralım istedik.”
BÖYLE ŞENLİK YOK
9. Uluslararası onkoloji günlerinin bu yılki ana teması kadın kanserleri; meme, yumurtalık, rahim ve rahim ağzı kanserleri 1 yıldır meme kanseri tedavisi gördüğüm ve Hürriyet gazetesi olarak bir farkındalık yaratmak için çabaladığımız için ben de bu toplantıya davetliydim. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Program Yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Özlem Sönmez ile bir oturuma katıldım. Ama öncesinde Türkiye’nin dört bir yanından Muş’a gelen kanser hastaları, öğrenciler ve halkın katılımı ile muhteşem bir yürüyüş düzenlendi. İnanın böyle şenliklisine İstanbul’da bile katılmadım.
10 GÜNLÜK ÖMRÜN KALDI DEDİLER 20 YIL OLDU
Organizasyonun ev sahibi Genç Birikim Derneği Başkanı Salih Yüce’ye 1999 yılında yumuşak doku kanseri teşhisi konuldu. O dönemde tedavi yöntemleri şimdiki kadar ileri değildi belki de o nedenle doktorları tıpkı Türk filmlerinde olduğu gibi 10 günlük ömür biçmişler kendisine: “İnanmazsın gidip mezar yeri bile ayarladım. Hatta nenemi çok severim, beraber gömsünler bizi diye iki kişilik aldım mezarı. Hayat işte! Tedavilerden o kadar iyi yanıt aldık ki hocalarım bile şaşırdı. 2002’de bitti tedavi. Çok şükür şimdi sağlıklıyım ve benim gibi kanser hastalarına bir faydam olsun diye koşturuyorum.”
Salih Yüce
BURASI MUŞ
Yüce sağlığına kavuştuğu günden beri hiç vaz geçmemiş. ‘Benim gibi hastalar için ne yapabilirim’ diyerek kendini kanser hastaları ve yakınlarına adamış. Hatta öyle ki Muş’ta bir toplantı yapma fikrini ilk ortaya attığında, ‘Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya’da olur. Burası Muş. Kimse gelmez, uğraşma’ diye dalga geçenler olmuş. Diyor ki: “Herhangi bir büyükşehirde, 5 yıldızlı bir otelde toplanabilirdik, doğru. Daha kolay ve daha ucuz olurdu. Ama yerelden bölgeye, bölgeden ulusala yürütülecek bir dayanışmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum ben. Kaldı ki bizim buralarda kanser inanılmaz yaygın. Beslenmeden; aşırı yağlı yemek ve çok sıcak çay içmeye bağlı mide ve bağırsak, sigaradan kaynaklı akciğer ve gırtlak kanserleri yaygın. Kadın kanserlerinde ise meme ve rahim gibi kanser türleri maalesef ki en ileri evrede yani son safhada yakalanıyor.”
KANSER ÖNLENEBİLİR
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, dünyada her yıl 20 milyon insanın kanser tanısı aldığını ancak bu sayıyı ‘değiştirilebilir faktörler’ ile düşürmenin mümkün olduğunu söylüyor. Peki, nasıl? Şöyle anlatıyor: “Kanseri tamamen yok etmek en azından şimdilik mümkün değil ama haraketli bir yaşam tarzı (haftada en az 3 gün, 35-40 dakikalık tempolu yürüyüş ya da buna denk gelen bir spor muhakkak yapılmalı) Akdeniz tarzı beslenme (yağlılardan, hamurdan ve kızartmadan uzak), sigara-alkolden uzak dengeli bir yaşam ve düzenli kontroller ile kanserden uzak yaşamak mümkün.”
Özlem Er
Peki ya değiştiremeyeceğimiz faktörler? Prof. Dr. Er diyor ki: “Şu bir gerçek ki yaşın ilerlemesi ile kanser sıklığı artıyor. Ayrıca ‘Ailemde kanser yok’ ya da ‘Spor yapıyorum, ben de olmaz’ gibi düşüncelere kapılmamak lazım. Herkesin başına gelebilir. Mesela, meme kanseri için kadın olmanız yeterli çünkü bu kanser türü hormonlarla alakalı. Dolayısıyla kadınsanız ve yaş ilerliyorsa risk hep var. Genetik faktörü de çok önemli. Birinci derece yakınlarımızda varsa
biz de risk altındayız.”
KENDİNİZİ İHMAL ETMEYİN
Özlem Sönmez
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Özlem Sönmez birçok hastanın ileri evrede kanseri fark ettiğini, bunun da altına yatan en önemli etkenin ‘Korku’ olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Doktordan korkuyorum’, ‘Ama ya kanser çıkarsa’ demenin kimseye faydası yok. Ne kadar erken o kadar iyi. Özellikle de kadın kanserlerinde... Erken evrede tedavi şansı yüzde 95. Bunun için de önce kendi bedeninizi tanıyacaksınız. Her gün ayna karşısında vücudunuzda bir değişiklik var mı? Bakacaksınız. Artık salgın hafifledi, hastanelerden uzak durmayın. Kanser Erken Teşhis, Tarama-Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Mobil Kanser Tarama araçları da dahil birinci basamak sağlık kuruluşlarında tüm taramalar ücretsiz yapılıyor. Lütfen gidin, kendinizi ihmal etmeyin!”
Paylaş