Paylaş
ANLIK BİR TEZAHÜRATTI
Sosyal medyada elden ele yayılan tezahürat videosunu gazeteci arkadaşım, iyi bir Fenerbahçeli, Batu Bozkürk çekti. Taraftar kimliği ile maçtaymış ama ‘o’ an gazetecilik refleksi taraftarlığının önüne geçmiş. Zaten çekmeseydi de ‘Putin’ tezahüratını ekranları başındaki milyonlarca izleyici olarak canlı yayında duyduk. O an o atmosferde olmadığım için ve olayı daha net kavrayabilmek adına Bozkürk’ü aradım. ‘Küçük bir grup tezahürat etti deniyor. Ne kadar küçük?’ diye sordum.
Diyor ki: “Canlı yayına ses gidecek kadar... 50 bin taraftar olduğuna göre en az 10 bin. Ama şunu söyleyeyim ki bu slogan siyasi değildi. Anlıktı. Futbolcuyu kızdırmak, bam teline basmak için atılan sorumsuz bir tezahürat. O an bir Rus takımı olsa belki ‘Zelensky’ tezahüratı da duyabilirdin.”
UMARIM FENERBAHÇE UEFA’DAN CEZA ALMAZ
Türk spor basının duayen ismi, spor yazarı ve yorumcusu Şansal Büyüka sayısı 50 bini bulan Fenerbahçe taraftarının maç öncesi Dinomo Kiev’i müthiş bir sempati ile karşıladığını hatırlatarak, şöyle devam ediyor: “Ama futbol sahalarında özellikle de iyiler daha çabuk kayboluyor, azınlıktaki kötüler de fazlaca öne çıkıyor. Maç öncesi Kiev’e müthiş bir sempati ve alkış oldu ama o değil de aynı seyirci içindeki bir grubun, gol sonrası ‘Putin’ diye tempo tutması, tabii doğal olarak, maça damgasını vurdu. Doğru bir hareket değildi. Kabul edilemez. Anlık bir refleks diye de geçiştirilemez. Maalesef futbol sahaları içindeki bu aşırı ve ölçüsüz tepkileri bizler de Avrupa da önleyemiyor. Fair play (etik) olarak hoş olmadı. Bir de işin UEFA tarafı var. Umarım UEFA bu sloganı siyasi bir kimliğe büründürüp Fenerbahçe’ye ceza vermez. UEFA bu konuda çok titiz. (Rus kulüplerini Avrupa kupalarına dahil etmedi.) Bu tezahürat hiç hoş olmadı. Ciddi bir imaj zedelenmesi oldu.”
ASLOLAN TEZAHÜRATIN YANLIŞ OLDUĞUNU ANLAMA
Spor ama özellikle de futbol üzerine kitapları bulunan sosyolog, yazar Prof. Dr. Ahmet Talimciler, karşılaşmanın 58. dakikasında Buyalskiy’nin attığı gol sonrasında neredeyse tüm tribünleri dolaşıp golün tribün üzerindeki etkisini arttırdığına parmak basıyor, ‘Ama’ ile bağlayıp şunları söylüyor: “Buna rağmen Fenerbahçe tribünlerinden, ki Fenerbahçeli taraftarlarının hepsi iştirak etmedi, otuz saniye de olsa Putin adının haykırılmış olması son derece yakışıksız. Ortada milyonlarca insanı evinden, barkından eden onlarca insanın da hayatını kaybettiği ‘kirli’ bir savaş var ve siz o savaşın taraflarından biri lehine slogan atıyorsunuz. Burada bir ‘orantısızlık’, ‘saçmalık’ var. Ancak yine de buna ‘holiganlık’ diyemem çünkü dünyanın her yerinde taraftarlar kendi pencerelerinden olup bitene bakar ve durumu kendi takımları lehine değerlendirir. Burada da olan budur! Futbolcunun aşırı sevinci, Lucescu’nun hareketleri taraftarı bu pozisyona taşımış, ‘Anlık’ tepki verilmiştir. Keşke hiç olmasaydı. Önemli olan bundan sonrası. Aslolan futboldaki duygu halini abartmanın bir sonucu olacağı ve dahası yanlış olduğunu anlamak, bir daha olmaması için de çaba sarf etmektir.”
TARTIŞMALAR AİDİYETLER ÜZERİNDEN YÜRÜYOR
Spor yazarı ve programcı Mehmet Demirkol taraftarın verdiği bu ve benzeri tepkilerin Türkiye’de sağlıkla tartışılabilecek ya da empati yapılabilecek bir konu olmadığına zira bu tarz konuların ilkeler değil aidiyetlere göre yorumlanabileceğine dikkat çekerek, diyor ki: “Çünkü ülkede tartışmalar ilkeler değil kimlikler üzerinden yürüyor. Putin hayranı bir başka takımın taraftarı Fenerbahçe’yi bu konuda en ağır şekilde eleştirebilir. En savaş karşıtı Fenerli de ya susar ya da en fazla ‘Ama onlar da bunu yapmıştı’ der ya da ‘anlık reaksiyonel bir can acıtma hamlesi.’ Aidiyetlerin ilkelerin yerini aldığı bir yerde tartışma, empati çözüm olmaz. Ancak bu olur: Kavga.”
SAVAŞ O KATEGORİDE OLMAMALI
Spor yazarı ve yorumcusu Banu Yelkovan: “Sonsuz empati yeteneğine sahip olsaydım da bu bir ön eleme turu değil de Şampiyonlar Ligi Finali olsaydı da gol yeme anındaki hayal kırıklığını ve doğal gol sevincine tahammül edemeyerek bunu tezahürata dönüştürmeyi ve de rakibini en büyük travmasıyla kızdırmayı anlamam mümkün olmazdı. Ölen bir çocuğunun battaniyeye sarılı bedeni başında, elini tutarak oturan baba fotoğrafı hâlâ gözümün önünde, ‘İlk maçta tribünlerde kadın ve çocuklar olacak çünkü tüm erkekler savaşta’ demeci kulaklarımdayken hele... Biz içinde yaşadığımız bu toplumda yaşadığımız bazı olayların içeriklerini hafifletip bunu mizaha vurarak baş etme yetimizi fazlasıyla geliştirmiş olabiliriz ama savaş o kategoride bir olay değil.”
Paylaş