Paylaş
Bu davaların bazıları hâlâ devam ediyor. Mesela Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında sanık olarak yargılandığı davanın duruşması 8 gün sonra...
Yanı sıra Türkiye’nin ABD’den 27 suçtan 7 ayrı iade talebinin de devam ettiği bir süreçte öldü FETÖ elebaşı. Ölümünün ardından “FETÖ ile mücadeleye aralıksız devam” mesajı geldi. Peki nasıl? Bundan sonraki süreçte FETÖ ile mücadele hangi alanda, nasıl devam etmeli?
SUÇ LİSTESİ KABARIK
Bunca davanın bir numaralı sanığı ne ile suçlanıyordu? Sayalım: “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme”, “dolandırıcılık”, “resmi belgede sahtecilik”, “sınav sorularının çalınması”, “usulsüz dinleme.”
15 Temmuz gecesi Türkiye Büyük Millet Meclisi de FETÖ’cü hainlerin hedefi olmuştu.
Elebaşı Fetullah Gülen’in yargılandığı davalar 15 Temmuz öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılıyor: Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasına ilişkin ‘Kaset Komplosu’ ile ‘25 Aralık soruşturması’, ‘Selam Tevhid’de kumpas’, ‘VİP dinleme’, ‘17 Aralık kumpas’, “Futbolda şike’, ‘Hrant Dink cinayeti’, ‘yasadışı dinleme’, ‘iş dünyası yapılanması’ gibi davaların bir numaralı sanığı olan Fetullah Gülen’in adı, 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce açılan ve kamuoyunda “FETÖ/PDY çatı davası” olarak bilinen dava ile darbe girişimi sonrası açılan “Akıncı Üssü” ve “15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişimi” davalarında da en üstteydi. 2016’daki darbe girişimine ilişkin açılan 289 davanın tamamında da adı geçiyordu. Gülen’in dosyası çok sayıda davadan ayrıldı. 27 suçtan 7 ayrı iade talebinde bulunulması, kırmızı bültenle aranmasına rağmen Amerika, FETÖ elebaşını iade etmeye yanaşmadı.
Murat Aslan
SADECE DEVLET DEĞİL GAYRİ RESMİ İNİSİYATİFLERLE DE YÜRÜTÜLMELİ
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Aslan, FETÖ ile mücadelenin dış politika, eğitim, siyasi ve hukuki olmak üzere birden fazla ayağı olduğuna vurgu yaparak, diyor ki: “2016 sonrası FETÖ ile mücadele derinleşti. Bu süreçte cezasını tamamlayan/ hala cezaevinde olanlar kadar kendini deşifre etmeyenler de illa olmuştur. Yani bu mücadele bir anda başlamadığı gibi bir anda da bitmez. Çünkü Gülen’in hastalığı ve şimdi de ölümü ile örgütte kendine yeni bir strateji belirleyecek ve yeni bir yola girecektir. Bu da ‘sürekli’ bir mücadeleyi bizler için mecbur kılar. Ki FETÖ önceleri ‘paralel devlet yapılanması’ adıyla öne çıkmıştı hatırlarsanız... Devletin içine, silahlı kuvvetlere, yargıya sızma gibi... Dolayısıyla FETÖ ile mücadele daha geniş ayaklı yürütülmelidir.”
TAKKELERİ DÜŞÜRÜLMELİ
“Bu mücadelenin bir de dış ayağı var. Türkiye, Maarif Vakfı’nı kurarak FETÖ’nün yurtdışı eğitim ayağına darbe indirdi. Bu önemli amma velakin mücadele sadece eğitim ayağı ile sınırlı kalmamalı. FETÖ’nün 142 ülkeye yayılmış olduğunu biliyoruz. Mesela Rusya tüm ilişkisini kesti, yasakladı. Ama bazı gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeler FETÖ’nün ekonomik gücü, ilişkilerini göze alarak bu konuda hala çekingen davranıyor. Buradan hareketle kurmuş oldukları ticari ağlar ve sendikalar, akademik kurumlar, kooperatifler, düşünce kuruluşları gibi alanlarda kurumsallaşma ve örgütlenme çabaları da Türkiye tarafından dikkatlice takip edilmeli ve ‘takkeleri düşürülmeli.’ Zira öyle bir ağ kurmuşlar ki dışarıdan bakıldığında çok objektifmiş gibi kanaat getirilen birçok kişi/ kurum bunların bir maşası. Bunlar ortamı boş bulurlarsa doldururlar. Dolayısıyla görev sadece Türkiye devletine değil sivil toplum örgütleri, iş insanları, üniversiteler gibi gayri resmi inisiyatiflere de düşmekte.”
Yaşar Hacısalihoğlu
FETÖ DE PKK GİBİ KOLAY KULLANILABİLECEK BİR APARAT
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, FETÖ’nün Gülen’in ölümü ile özellikle içeride elinin güçsüzleştiğini söylüyor, “Ama” ile şu parantezi açıyor: “Bunların kripto ve fitne yeteneklerini de asla unutmamak gerek. Nerede birlik ve bütünleşme varsa küresel efendilerinin çıkarı doğrultusunda devreye girerler. Her seçim döneminde şer hevesine kapılmaları işte bu sebepledir, mesela. Küresel ağlarına gelince... Maalesef diri ve canlıdır. 180 milyar dolarlık bir ağa sahipler. Balkanlar, Afrika ve Orta Asya’daki bazı ülkeler, Türkiye’nin onca çabasına rağmen bu terör örgütüne ait şirketler ve okullarla çalışmalarına devam etmekte. Bu ilişkinin sürdürülebilir olduğuna gayret ettiklerinin ABD tarafından anlaşılması yönünde bir çabaları var. Dolayısıyla bu mücadelede en ufak bir soğuma örgütün yeniden canlanması anlamına gelir. Bundan sonrasınaysa; FETÖ’nün deşifre olmuş kadrolarının yenilenmesi, jeopolitik olarak başka örgütlere eklemlenmeleri gibi kritik konulara, küresel efendileri karar verecektir kuşkusuz. ABD’nin PKK terör örgütüne aklını, silahını, üniformasını ve parasını vermesi ve bunları ısıtıp ısıtıp sahaya sürdüğü de düşünülünce FETÖ’nün de “üst akıl” için kolaylıkla kullanılabilecek bir aparat olduğu gözden kaçmamalı.”
Paylaş