Paylaş
TARTIŞMANIN ADRESİ DİN DEĞİL BİLİMDİR
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, açıklamayı abartılı buluyor: “Meyte ‘Dini emir-kurallara göre kesilmeyen ya da ölmüş, çürümüş hayvan leşidir.’ Dolayısıyla Dr. Akar’ın bu açıklaması abartılıdır çünkü bu et çürümüş değil canlıdır. Kaldı ki İslam’ın bu konuda ne Kuran ne de sünnette doğrudan söylediği bir sözü yoktur çünkü bu çok yeni bir konu, yeni bir olaydır. O nedenle ‘Helal mi? Haram mı?’ tartışmasından ziyade burada tek bir kriter vardır o da: ‘Sağlıklı mı? Değil mi?’ Güvenilir biliminsanları, ‘Laboratuvar ortamında üretilen yapay et insan sağlığına zararlı değildir’ derse tüketmekte sakınca olmadığını düşünüyorum. Kuran’da ve sünnette açıkça belirtilmeyen konularda karar merci ilahiyat hocaları değil tıp dünyası ve biliminsanlarıdır. Diğer açıklamalar şahsi ‘yorumdur.’ Mesela, ülkemizde ‘helal’ kesim yapılıyor ama helal kesimden önce hayvanların beslendiği GDO’lu gıdalar helal mi? O zaman o da düşünülsün.”
İŞTE O ÜÇ NEDEN
1- HAYVAN CANLIYKEN ALINAN ET MEYTE, LEŞTİR: Sığır ya da eti yenen canlı hayvandan alınan bir parça, helal kaynaktan da olsa, Efendimiz. A.S. hadisine göre ‘Canlı bir hayvandan alınan bir parça meytedir, leş hükmündedir’. Haramdır. Helal değildir.
2- BESİ YERİ ÖNEMLİ: İmkân olsa helal kesim yapıldıktan sonra hücre alınabilse ama şu an ‘Öyle bir ortam yok’ dendi. Dolayısıyla laboratuvardaki besi yeri ve hayvanın besleneceği kaynağın da helal olması gerekiyor.
3- FITRATA AYKIRI: Diyelim helal kesim yapıldı, kök hücre alındı. Besi yeri, ortamı da helal ama yapay et diye garip bir şey ortaya çıkarıyorsunuz. Bu helal ve tayyib gıda olur mu? Olmaz. Fıtrata aykırı. Allah-ü Teala’nın koyduğu düzene aykırı bir iş yapıyorsunuz. Bunun kısa, orta, uzun vadede insan sağlığı üzerinde nasıl bir etki yapacağını bilemiyorsunuz.
YAYGINLAŞINCA DA FİYATI DÜŞMEZ
ETBİR Başkanı, veteriner Dr. Ahmet Yücesan, 2013’te ilk yapılan yapay etin kilogram fiyatının 330 bin, günümüzde ise maliyetin 2 bin 500-3 bin dolar olduğunu belirterek, “Yaygınlaşınca fiyatın düşeceği söyleniyor ama orası muamma. Bu haliyle tüketiciye ulaşması zor” diyor. Sağlık açısından ise şunları söylüyor: “Ortada henüz net bir veri yok ancak bir etin laboratuvarda, normal bir hayvanın büyüme hızından daha hızlı büyümesi için kimyasal şarttır. Bu da hormon ve antibiyotik kullanımı gerektirir. Hayvanlara bugün ‘antibiyotikli’ diyenler neden yapay etin sağlıklı olup olmadığını açıklamıyor?”
KANSER VE HASTALIK RİSKLERİNİ BİLMİYORUZ
Yapay et konusunda uzun yıllardır araştırmalar yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayyar, 2-3 yıl içinde yapay etin market raflarında yerini alacağını, genetik, etik ve dini açıdan daha çok tartışılacağını söylüyor ve diyor ki: “Hayvansal gıdaların yakın gelecekte nüfusa yetmeyeceği ve iklim krizi kaygısı ile alternatif protein kaynakları arayışı başladı. Bu arayış da yapay et üretimini gündeme getirdi. Şu an ‘1 kilo kırmızı et için 15 ton su harcanıyor, 300 kilo karbondioksit salınıyor. Hayvanlara antibiyotik veriliyor’ gibi argümanlar ile yapay et ‘güvenli gıda’ olarak kamuoyunda pompalanıyor. Literatürde ‘Sentetik’ ya da ‘Bitkisel’ et adı verilen yapay et hayvanlardan alınan kök hücrenin laboratuvar ortamında besleyici bir sıvı içinde, geleneksel hayvancılıktaki gibi yıllar değil haftalar içinde büyütülmesi ile elde ediliyor. Bir inekten tonlarca et üretme fikri kulağa hoş gelse de gerçek öyle olmayabilir.”
GÜVENLİ OLMAYABİLİR
Yapay etin ‘hücre çoğaltma yöntemi’ ile üretildiğini, bu nedenle de genetik yapısının bozulabileceğini de belirten Prof. Dr. Tayyar, “Yapay et destekçileri sağlıklı et üreteceklerini, mikroorganizma ve parazitlerden arındırılacağını, hayvandan insana antibiyotiklerin geçmeyeceğini savunuyorlar. Ancak bunu nerede üretecekler? Laboratuvarda ve birtakım kimyasallar kullanılarak. Hücre kültürü için kullanılan kimyasalların güvenli olup olmadığını bilecek miyiz? Hayır. Et yediğinizi zannederken belki de vücudunuza kimyasal madde alacaksınız. Kanserli hücrelerin geniş miktarda hücre içinde gelişmesi mümkündür. GDO’lu gıdalarda da bir benzerini yaşadık. O nedenle çok titiz çalışılmalı” diyor.
Paylaş