Paylaş
9 METRELİK KATİL BİR CANAVAR
HUGGY Wuggy, ‘Poppy playtime’ oyununda dijital bir karakter. Çok detay vermek istemem ama oyun için kısaca terk edilmiş bir oyuncak fabrikasındaki oyuncakların intikamı denilebilir. İlk başta sevimli görünen Huggy Wuggy, sonrasında 9 metrelik katil bir canavara dönüşüyor. Yakaladığı çocukları boğarak öldürüyor. Burası önemli. Çünkü İtalya’da 6 yaşındaki bir çocuk 3 yaşındaki Lisa’yı tıpkı Huggy Wuggy’nin yaptığı gibi boğarak öldürmeye çalıştı. Neyse ki ailesi kızı kurtarmayı başardı.
CİDDİ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR ORTAYA ÇIKARABİLİR
ÇOCUK ve Ergen Psikoloğu Irmak Kerimoğlu hem kendi kızlarının deneyimi hem de ebeveynlerden arka arkaya gelen sorular sebebi ile oyunu-oyuncakları incelemiş: “Oyunda çok belirgin şekilde korku ve şiddet öğeleri var. Bu ve benzeri oyun ve oyuncakların kaygıyı tetiklemesi, günlük rutini; uyku, yeme, içme, tuvalet gibi düzenleri bozma ihtimali çok yüksek” uyarısı yapıyor.
HİÇ İZLEMEMİŞ ÇOCUK DA ETKİLENEBİLİR
Hiç oyunu izlememiş, oyuncağı almamış ama sadece arkadaşlarında görmüş bir çocuk nasıl olur da etkilenebilir? Kerimoğlu, şöyle yanıtlıyor: “Her çocuk doğuştan getirdiği farklı özelliklere sahiptir. Mizaç gibi mesela. Aynı çatı altında büyüyen ve aynı ana babadan gelen kardeşler bile birbirlerine benzemezler. Yanı sıra yetiştiriliş tarzlarından kaynaklı farklılıklar da var. Dolayısıyla bir grup çocuğa ilk bakışta korkunç gelmeyen bu oyuncak, bazı çocuklar için maruz kaldıkları ilk andan itibaren stres ve kaygı sebebi olabilir. Korkabilir, rüyalarında görebilir, uyku düzenleri bozulabilir, sosyal uyum problemleri yaşayabilirler. Benim her iki kızımda da bu durum oldu. Arkadaşlarının oyuncağı varmış ve özellikle de küçük kızım oyuncağı gördüğü an çok korkmuş. Gece uykusundan ağlayarak uyandı.”
Gül isimli Twitter kullanıcısı, oyununu oynatmadığı, filmini izletmediği, oyuncağını almadığı Huggy Wuggy’yi arkadaşında gören kızının resimlerine taşıdığını söylüyor.
KORKSALAR DA İZLİYORLAR
“Oyunu oynayanlar için durum daha da vahim. Karanlık bir ortam. Peşinizde dev, katil bir canavar. Ama çocuk bunun farkında değil. Buna ‘aşinalık etkisi’ deriz. Çünkü çocuk karaktere en başından alıştığı için ne kadar korkunç olduğunu fark edemez. Korku hormonu vücutta endorfin ve serotonin salgıladığı için de korksalar da ilginç gelir, devam ederler. En riskli yaşlar, gerçek yaşamla hayal aleminin ayırt edilemediği okul öncesi dönem. Ciddi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.”
TABLET VE TELEFONLAR ‘ÇOCUK BAKICISI’ DEĞİLDİR
GELELİM sosyal medyada başlatılan #huggywuggyyasaklansın kampanyasına. Psikolog Irmak Kerimoğlu, “Kesinlikle yasaklanması taraftarıyım, buna hiç şüphe yok! Ama artık kendimize şu soruyu sorma vakti geldi. Dün Momo idi, Mavi Balina idi, Squid Game idi, bugün Huggy Wuggy, yarın da başka bir oyun/karakter olacak. Yasaklamak tek çözüm mü gerçekten?” diye soruyor.
EBEVEYN FARKINDALIĞI ÖNEMLİ
Ve şöyle devam ediyor: “Oyunun yasaklanması, oyuncakların toplatılması çocuklarımızın güvende olduğu anlamına gelmiyor. Daha önce defalarca söyledik. Bu çok büyük ve ciddi para kazandıran bir sektör. Bundan önce birçok oyun/oyuncak yasaklandı zaten. Ne oldu? Yenisi geldi. Burada temel sorun anne babaların yeterli farkındalığa ulaşmamış olması. ‘Ama arkadaşı da oynuyor’, ‘Ne yani çocuk arkadaşlarından geri mi kalsın?’ demeyecekler. Ve çok daha önemlisi ebeveynler telefon, tablet ve bilgisayarları çocuk bakıcısı olarak kullanmaktan vazgeçmeliler. Çocuğun ekran karşısında saatlerce ve kontrolsüzce zaman geçirmesine izin verdiğinizde tüm risklere kapı aralamış oluyorsunuz. Bu işin en önemli çözümlerinden biri, anne ve babanın elini taşın altına koyması. Kendi çocuğunuzla ilgileneceksiniz! Ne izlediğini, oynadığını ve hatta kimlerle takıldığını bileceksiniz.”
ÇOCUĞUNLA İLGİLEN
“Ekran sınırı olacak! Yerine, beraber vakit geçireceksiniz! Tek başına bırakmayacaksınız onları. Ben, ‘Hadi gel, oynayalım’ dediğinizde reddeden çocuk görmedim. Bunları yaparsanız zaten çocuklar bu oyunlar içinde kaybolmaz. Bir ağızdan ‘Yasaklansın’ deniyor, tabii yasaklansın ama suçu oyuna atana kadar sen üzerine düşeni yaptın mı? Bu tip tepkiler sabun köpüğü gibi. Tepki gösteriyorsun, tehlike geçiyor. Sonra çocuk yine saatlerce ve kontrolsüzce bilgisayar başına dönüyor. Bu olmaz.”
Paylaş