Paylaş
YASALAR UYGULANSIN
* Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü aslında problem olmadığı halde problemmiş gibi yansıtılan 3 konu var diyor ve sıralıyor:
1. Nafakaya sınır getirileceği söylemleri ve parlamentoda bu konudaki gayret
2. Erken yaş evlilikleri ile ilgili parlamentoya sunulan yargı paketlerindeki ‘af’ konusu
3. İstanbul sözleşmesine ‘Aile reisine olan güveni sarsıyor’ gibi dayanaksız söylemler ile şerh getirilmeye çalışılması
Güllü şöyle devam ediyor: “Örneğin, nafaka kararı verilirken bazı hakimler oluşan algı nedeniyle süre koymaya kalkıyor. Şiddet uygulayan bir erkeğe 6284 yasaya göre en az 1 ay uzaklaştırma kararı verilmesi gerekirken süre 10 güne düşürülüyor. Bu tempoyla devam eder ise bu 3 madde gerçek bir problem haline dönüşecek. Tüm bunların altında yatan sebep ise kutsallaştırılmaya çalışılan ‘aile’ ve kadınların birey olarak kabul edilmemesi.
KAZANILMIŞ HAKLARA DOKUNMAYIN
* Avukat Selin Nakıpoğlu kadın meselesine feminizm gözlüğünden bakan, konusuna hâkim bir hukukçu. İlk 3 maddesi şöyle.
1. Kadın erkek eşitliği devlet politikası olmalı
2. Yeni yasal değişikliklerle kadınların kazanılmış haklarına dokunulmamalı
3. Çocukların her zeminde, her durumda üstün korunması sağlanmalı
Nakıpoğlu şöyle devam ediyor: “Hâlâ her dört kadından biri, boşanmak istediği için öldürülüyor. Hâlâ sanığa iyi hal indirimleri, kravat taktı indirimleri, duruşmayı takip etti indirimleriyle verilen cezalar tırpanlanıyor. Kadına destek olan, güç veren bir sistem hâlâ yok! Tam tersine, kadının elini kolunu bağlayan, onu geriye götüren düzenlemeler mevcut.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 NEDİR?
Kadınları her türlü şiddete karşı korumak, ayrımcılığın önüne geçmek ve kadınların güçlendirilmesi yoluyla eşitliğin sağlanması bakımından yükümlülükler getiren Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. İlk imzalayan ülke Türkiye’dir. 6284 sayılı yasa ise bu kapsamda çıkarılmıştır. Yasa ile kadınlara sağlanan bazı haklar:
* Kadının ve çocukların, bulunduğu veya başka bir ilde bulunan sığınma evine yerleştirilmesi,
* Hayati tehlike olması halinde geçici koruma verilmesi, şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması,
* Şiddet uygulayanın telefon, e-posta, sosyal medya gibi iletişim araçlarıyla rahatsız etmesinin engellenmesi,
* Şiddete uğrayan kadının adresinin herhangi bir kurumda görünmemesi için gizlenmesi,
* İşyerinin değiştirilmesi,
* Geçici maddi yardım bağlanması,
* Kadının oturduğu eve aile konut şerhi konulması,
* Geçici velayet ve tedbir nafakası,
* Kimlik ve ilgili diğer bilgilerinizin değiştirilmesi talep edilebilir.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ DEVLET POLİTİKASI OLSUN
Kadına yönelik şiddete karşı yürütülen mücadelenin öncü isimlerinden biri de Avukat Hülya Gülbahar. Gülbahar’ın ilk 3 maddesi şöyle:
1. Kadınlar ile erkeklerin eşit olmadığı yönündeki propaganda derhal son bulmalı. Hayatın her alanında eşitlik vurgusu yapılmalı. Zira, tüm problemlerin ana kaynağı bu.
2. Kadın cinayetlerini önlemek için ‘acilen’ Adalet-İç işleri-Sağlık-Aile gibi bakanlıklar ile Mor Çatı gibi sivil toplum örgütleri ve Adli Tıp gibi kurumların beraber hareket edeceği özel bir müdahale birimi kurulmalı. Artık sadece konuşarak kadın cinayetlerini önleyemezsiniz. Mekanizmalar yaratmak gerekiyor. Her 100 bin nüfusa bir sığınak/ kadın dayanışma merkezi her 100 bin nüfusa bir cinsel kriz merkezi, 7/24 çalışan ve olaylara anında müdahale eden ALO Şiddet hattı bir an önce hayata geçirilmeli.
3. 6284 sayılı şiddete karşı yasa ile İstanbul Sözleşmesi’nin devletin tüm mekanizmalarında tanınıyor, biliniyor, uygulanıyor olması gerekli.
Gülbahar şöyle devam ediyor: “Bizde yasalar var. Kadınlar bu hakları kazandı. Ama uygulanabilirliği problem. Anayasada eşitlik yazıyor ama gerçekte uygulanabilirliği yok!”
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET
Türkiye’de erkek nüfusunun yüzde 72,7’si, kadın nüfusunun ise yalnızca yüzde 34,2’si işgücüne katılabiliyor. Resmi verilere göre, ‘ailedeki çocuklara veya bakıma muhtaç yetişkinlere bakmak için’ işinden ayrılan kadın sayısı 494 bin. 2019’da erkeklerle kadınlar arasındaki cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 12 civarında. Yani kadınlar erkekler ile aynı işi yaptıkları halde daha az kazanıyor.
NAFAKA VE KÜRTAJ HAKKI ENGELLENEMEZ
Kadına şiddetle mücadele deyince ilk akla gelen yapılanma şüphesiz Mor Çatı. Şiddet mağduru kadınların en önemli sığınağı olan Mor Çatı gönüllüsü Yasemin Temizarabacı’nın ilk 3 maddesi şöyle:
1. İstanbul sözleşmesi ile kadınları şiddetten korumak konusunda hazırlanan 6284 sayılı kanun tam olarak uygulanmalı.
2. Şiddet ve cinsel kriz merkezleri kurulmalı. Bu devlet politikası olarak benimsenmeli.
3. Kadınların yasalar ile kazandığı hakların korunması, elimizden alınmaması.
Temizarabacı örnekliyor: “Nafaka hakkı mesela. Süreli nafaka uygulamasına geçilmeye çalışılıyor. Bir başka örnek. Kürtaj hakkı! Şu an kürtaj yasal ama fiili olarak devlet hastanelerinde isteğe bağlı kürtaj yapılmıyor. Var olan yasalar doğru olarak işletilsin, yeter!”
Paylaş