Paylaş
NE SIKLIKLA OYNUYORSUN
OYUN yazılımcısı Ozan Sezgin: “Yaklaşık 1 yıldır beklediğimiz bir oyun. Beta testleri zaten başlamıştı, gelen yorumlar bizleri daha da heyecanlandırdı. Çünkü oyun içerisinden alınan bazı görüntüler, bu yapımın harika grafiklere sahip olacağını gösteriyor. Modellemeler gerçeğe çok yakın. Işıklandırma da buna uygun tasarlanmış. Optimizasyonunun nasıl olacağı merak konusu. Artırılmış gerçeklik her oyunda rastladığımız bir durum değil ama gençleri etkiler mi? Yani bir film, dizi ne kadar etkilerse o kadar etkiler. Gerçek ile oyunun birbirine geçmesi durumu maalesef yaşanıyor. Bir süre sonra oyun, oyuncunun tek gerçeği olabiliyor. O sebeple ne sıklıkla ve hangi kafa ile oynadığınıza dikkat edin.”
OYUN DEĞİL GERÇEK BİR SAVAŞ
GAMER, E-Sporcu Emrah Polat: “2019’da piyasaya çıkan Call of Duty, ‘Modern Warfare’ oyunu ile yeni oyun motoruna geçti. Oyundaki yapılar ve eşyalar, gerçeklerinden modellenerek oyuna aktarıldı. Yani oyunda görülen her şey gerçeğinden kopyalandı ve geliştirici ekip oyunu yaratırken hiçbir hayali birim kullanmadı. Ancak bu oyunu popüler yapan görselliğinden çok eğlenceli ve akıcı olmasıydı. Gerçek ile oyun arasındaki ince çizgiye gelince... Mesela yenilenen silah animasyonları ile gerçek bir ‘vuruş’ hissi yaşıyorsunuz. Sanki ‘gerçek’ bir savaşın içindesiniz. Bu, bazı oyunseverler için tetikleyici olabilir. Gerçek ile oyun arasındaki dengeyi kurmak lazım yoksa ciddi psikolojik sıkıntılar yaşatabilir.”
GERÇEKLİK EŞİĞİNİ AŞMAK CİDDİ RAHATSIZLIKLARI TETİKLEYEBİLİR
‘THRESHOLD Of Reality’, Türkçesi ‘Gerçeklik Eşiği’. Dünya literatürüne giren bu kavramı yazar ve akademisyen Doç. Dr. Sefer Darıcı buldu. Teknolojinin gelişmesiyle dijital oyunların, her geçen gün, gerçek dünyanın gerçekmiş gibi tasarlanan bir kopyası haline geldiğini belirtiyor ve literatüre kazandırdığı, ‘Gerçeklik eşiği’ kavramını şöyle açıklıyor: “Dijital oyunlar; gerçeğin kopyalanıp kendine özgü şekilde yeniden üretildiği, içine yerleştirilen mesajlarla da değerlerimizi değiştirip dönüştürebilecek bir mecradır. Geçmişten günümüze oyun ve oyuncağın insan yaşamında önemli bir yeri olmuştur. Ancak oyun artık sadece oyun değildir. Gençlerin zihnine ulaşabilmenin en etkili yollarından ve kültür emperyalizminin önemli araçlarından da biridir. Kapitalizmin küresel pazardaki ikna makinasıdır. Peki, bir oyun nasıl oluyor da zihnimizi bu kadar bulanıklaştırabiliyor?”
PARALEL EVREN
“Cevap şu: ‘Her sürümde gerçeklik algısı arttırılarak.’ Bu oyunlarda kullanılan efektler, imajlar, sesler, hareket ve hatta kokular... Kişinin oyunu ‘gerçekmiş’ gibi algılamasına neden olur. Öyle ki; kişi oyuna devam ettikçe, kendini karakterlerle özdeşleştirdikçe ve hatta bizzat karakter olarak oyunun içinde yer aldıkça şiddet başta, gerçek hayatta asla deneyimlemek istemeyeceği ya da tam tersi; gerçekte çok deneyimlemek isteyip yapamadığı birçok duyguya, deneyime açıyor bilinçaltını. Oyuncu, kendisine bir ‘paralel evren’ yaratıyor. Kendisine verileni asıl gerçek sanıyor. Elbette bu sadece 1-2 oynama ile olacak iş değil. Ama oyunlar, bilinçaltına binlerce farklı mesaj göndermekte ve sürekli oynanması halinde kişide davranış ve algısal düzeyde köklü değişikliklere neden olmakta. Dijital ortamda simüle edilen gerçekliğin, zaman içerisinde algısal olarak ‘gerçek gerçeğin’ yerini almasına ‘gerçeklik eşiği’ diyoruz. Bu eşiğin aşılması ciddi psikolojik rahatsızlıklar yaratabilir.”
OYUNCU İKEN TERÖRİST OLDULAR
“Ayrıca bu oyunlar terörizm için de bir propaganda aracı olabiliyor. Mesela, DAEŞ. Bu oyundaki bazı sahneleri birebir gerçek hayata uyarlayıp yayınladılar. ‘Sanal ortamda savaşmaktan yorulduysan bize katıl’ mesajı veriyorlar. İngiliz terörist Abu Summayyah Al-Britani bir konuşmasında, “Rejimi geri çekmede bugüne kadar başarılı olduk. Suriye’de savaşmak, Call of Duty oynamaktan daha iyi” dedi açık açık.
O nedenle de Batı Avrupa’nın göbeğinde yaşayan birçok gencin hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen bu terör örgütlerine katıldığını duyduk. Bir süre sonra sanal oyunda tatmin olamayan gençler, soluğu gerçek savaş alanlarında alabiliyor maalesef.”
Paylaş