Paylaş
Sorum şu: Nasıl oluyor da ABD, 60 yılı aşkın süredir, uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiği halde ceza bile almayan İsrail’i -bazen katliamlarına da göz yumarak- her koşulda destekleyebiliyor?
AMERİKA İÇİN STRATEJİK BİR DEĞER
-Amerika Birleşik Devletleri İsrail’i her zaman destekledi mi?
Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, cevaplıyor: “Her zaman değil; 1956 yılında ABD Başkanı Eisenhower, İsrail’in Sina Yarımadası’ndan geri çekilmesini zorla sağladı mesela, ama çoğunlukla ABD, İsrail’i destekliyor. 2. Dünya Savaşı sonrası- Shell petrolü henüz bulunmadan önce- ABD, petrolü Ortadoğu’dan tedarik ediyor, özellikle Suudi Arabistan’ı küstürmemeye özen gösteriyordu. Yani İsrail yanlısı bir politika değil de kendi ulusal çıkarlarının gereğini yapıyordu. -Ta ki İsrail’in 1967’de ‘Altı Gün Savaşı’nda Mısır, Suriye ve Ürdün’e karşı zafer kazanmasına kadar.- O güne kadar Arap devletleri ile İsrail arasında ateşkes sağlamayı öngören bir politika izleyen ABD, o günden sonra kendini ispatlayan ve bölgede ‘stratejik bir değer’ olduğunu ortaya koyan İsrail ile ilişki ve politikasını değiştirdi. Askeri, iktisadi ve stratejik bağlamda Ortadoğu’daki kontrolünü elden bırakmak istemeyen ABD, İsrail’i ‘güvenilir müttefik’ ilan etti. Dönem dönem her iki ülkenin başkanları nezdinde bazı sıkıntılar yaşansa da petrol başta ekonomik, istihbarat servisleri ve silahlı kuvvetler ile teknolojik yatırım düzeyinde İsrail ve ABD’yi birbirine sıkı sıkıya bağlayan unsurlar var. Son kertede retorik bazen değişse de ABD politikaları asla değişmez.”
İSTİHBARAT VE ASKERİ İŞBİRLİKLERİ KUVVETLİ
- ABD hangi gerekçelerle destekliyor İsrail’i?
Uluslararası Siyaset Uzmanı Hakan Akbaş, 6 maddede sıralıyor:
1-Stratejik ortaklık: Soğuk Savaş döneminde İsrail, ABD için Ortadoğu’da güvenilir bir müttefik oldu. Sovyetler Birliği’nin Arap müttefikleri vardı ve ABD için İsrail, bu dengeyi sağlama noktasında önemliydi.
2-İstihbarat ve askeri işbirliği: İki ülke arasında bu konuda derin bir işbirliği var ve birçok teknolojik ve istihbari projede de birlikte çalışıyorlar. Dolayısıyla Hamas saldırıları sonrası, ABD’nin en büyük 2 uçak gemisini İsrail açıklarına göndermesi tesadüf değil. Ankara-Washington hattında son dönemde artan sorunlar, Türkiye’nin bağımsız dış politikası, NATO içindeki duruşu ABD’yi biraz da İsrail’e mecbur etmiştir.
3-Ekonomik ilişkiler: Özellikle savunma sanayi alanında İsrail, ABD’den önemli miktarda silah ve teknoloji ithal etmekte. Mesela, İsrail’i koruyan Çelik Kubbe, ABD teknolojisi ile inşa edildi. ABD Kongresi, Ulusal Savunma Yetki Yasası (NDAA) ile İsrail’e en büyük maddi ve ekipman yardımını sağlar.
4-Din ve kültür: Amerikan halkı ve siyasete yön veren cumhuriyetçi kadrolar içinde kendilerini “Evanjelik” olarak tanımlayan ve İsrail yanlısı güçlü bir kesim var.
5-Demokratik değerler: Her ne kadar son dönemde Netanyahu’nun yargı sistemi değişikliği önerisi Biden yönetimi tarafından ağır şekilde eleştirilse de İsrail, Ortadoğu’da demokratik rejime sahip nadir ülkelerden biri ve ABD, İsrail’i bu konuda, ortak değerleri paylaştıkları bir müttefik olarak görmekte.
6-Lobiler-siyasi destek: ABD’de İsrail’i destekleyen güçlü lobiler- Political Action Committees, PAC- var. Bu gruplar- özellikle seçim süreçlerinde- ABD siyasetine etki edecek şekilde- İsrail’e olan desteği artırmaya çalışır. Başkan adayları da mutlaka bu lobilerle işbirliği yapar ve sözler verirler.
LOBİLERİN GÜCÜ YADSINAMAZ
-ABD entelektüel sınıfı İsrail’i desteklemek için resmen yarışıyor. Neden?
ODTÜ Dış Politika Enstitüsü Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, diyor ki: “Almanya tarihsel sorumluluğu gereği, ABD’de 2. Dünya Savaşında Yahudilere gereken desteği vermediğini düşündüğü ve ahlaki bir sorumluluk altında hissettiği için, doğru- yanlış hiç fark etmez, her koşulda İsrail’e destek verir. İkincisi ve en önemlisi ABD’deki Yahudi lobisi. Sanıldığından güçlüdür. Mesela, alanında dünyaca ünlü iki isim; John Mearsheimer ve Stephen Walt, Yahudi lobisi üzerine yazdıkları kitap nedeniyle topa tutuldu. Lobinin gücü elbette Amerika’nın bölgedeki tavrını etkilemekte. Üçüncüsü dünyadaki “ana” para, sermayeyi- Rothschild ailesinden başlayarak- ellerinde tutuyor olmalarıdır.”
ABD KAMUOYU İSRAİL İLE İLİŞKİNİN YÖNÜNÜ BELİRLİYOR
-ABD- İsrail ilişkileri düne kadar askıdaydı. Biden ve Netanyahu neden anlaşamadı?
Amerikan siyaseti araştırmacısı Yunus Emre Erdölen, cevaplıyor: “ABD devletinin resmi politikası İsrail’in yanında durmaktır. Bu, tarihsel olarak böyle. Ama şu da bir gerçek ki Hamas saldırısına kadar Amerika’da Filistin’e destek konusunda, gözle görülür bir sıçrama vardı. Bunun nedenlerinden biri Biden ve Demokratların, Netanyahu’nun Trump’ın seçim kampanyasına katıldığını düşünmesiydi. Bu sebeple araya mesafe konulmuştu. Ve hatta Yahudi kökenli, sosyalist senatör Bernie Sanders’ın başlattığı bir akımla Filistin meselesine sahip çıkan ve destekleyen sol demokratların sayısı da hızla artmıştı. Biden yönetimi, Netanyahu’nun radikal sağcılarla hükümet kurmasını eleştiriyor, bazı isimlerin bakan yapılmasına karşı çıkıyordu. Hamas’ın ilk saldırısı ve ‘rehineler’ meselesi bu ivmeyi bir anda tersine döndürdü. Demem şu ki ABD’de önemli bir kamuoyu savaşı var ve bu savaşı kim kazanırsa, “o” ABD siyasetini ‘anlık’ olarak etkilemekte.”
Paylaş