Paylaş
O geceyi Bursa’da yaşadıktan sonra, haber yapmak için Gölcük’te görevlendirildim.
Depremin merkezine gidince, “Bundan daha büyük felaket olmaz” dedim.
Dev gemi karada, çok katlı binalar ve oteller denizin içindeydi.
Enkaz altında kalan kişilerin, “Ne olur bizi kurtarın. Ölmez istemiyoruz” diye yalvarışları, yakınlarının çaresizlik içinde çırpınışları unutulur gibi değildi.
*
İlçede, yakınını kaybetmeyen kimse yoktu.
O yüzden, enkazdan sağ çıkanlar, yaşadıklarına sevinemiyorlardı.
Konuştuğum kişiler, ya annelerini, ya babalarını, ya da eş ile çocuklarından birini kaybetmişti.
Bunlar arasında, tüm ailesini yitirenlerin sayısı da az değildi.
Acıdır...
Cenazelerine ulaşanlar, kendilerini şanslı kabul ediyordu.
Marmara Depremi’nin ilginç bir özelliği de vardı.
O gece, Gölcük yerle bir olurken, komşusu olan Karamürsel’de, sadece iki işyeri yıkılmıştı.
Kocaeli’nde ise fazla hasar yoktu.
Fayın geçtiği Yalova’da ise can ve mal kaybı çok büyüktü.
Marmara Depremi’nde dün gibi hatırladığım, birçok olaya tanık oldum.
İnsanlar, toprağa verdikleri yakınlarının isimlerini mezar başına, tükenmez kalem ile yazıyordu.
Depremden 4 ay sonra devam eden enkaz kaldırma çalışmaları sırasında dikkatimi çekip, oyuncak sandığım bebeğin, 17 Ağustos gecesi ölen yavruya ait olduğunu öğrendiğim anda gözyaşlarımı tutamadım.
Hırsızlık yapmak için Gölcük’e gelip, çocuğuna sarılarak ölen kadının kolundaki bilezikleri çalan kişileri de asla unutmayacağım.
Marmara Depremi, böyle bir yıkımdı.
O FELAKETİ UNUTTURDU
Kahramanmaraş’taki iki büyük deprem, Gölcük depremini unutturdu.
Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve Diyarbakır’ın aralarında bulunduğu 10 ilde yaşayan milyonlarca kişi, kelimenin tam anlamıyla felaketi yaşadı.
Depremin, havaların soğuk olduğu bu günlerde yaşanması bir başka talihsizlikti.
Kurtarma çalışmaları devam ederken ulaşılan ölen kişilerin sayısının, Marmara Depremi’ndeki resmi sayı olan 17 bini geçmesi, felaketin boyutunun, tahmin edilenin çok üzerinde olduğunun göstergesi.
*
Yaraların kısa sürede sarılması mümkün değil.
Ateş, düştüğü yerleri yakacak.
Yıkılan binaların enkazları kaldırılıp, yaşam normale dönse de acılar dinmeyecek.
Ölenler unutulmayacak.
DEPREMLERDE BURSA FARKI
Bursa, sadece Marmara Depremi değil, yaşanan tüm felaketlerde, Kahramanmaraş depremleri dahil, üzerine düşen görevi yaptı.
Pazartesi sabahı acı haberin öğrenilmesinin hemen ardından, Bursa’da bulunan AFAD çalışanlarının yanı sıra, belediyeler ve gönüllü kuruluşlara bağlı arama kurtarma ekipleri, hazırlıklarını yapıp hemen deprem bölgesine gittiler.
Enkaz altında kalan çok sayıda kişiyi kurtardılar.
İnsanları yaşama döndürmek için hayatlarını tehlikeye atan bu kişileri gönülden alkışlıyorum.
*
Bursa, bu bölgelerde sadece arama ve kurtarma ekipleriyle görev almadı.
Vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ile iş insanları depremzedelere, yiyecek, içecek, giyecek, tıbbı malzeme göndermek için bir birleriyle yarıştılar.
Çocuklar ise oyuncakları ile kumbaralarında biriktirdikleri paralarını yolladılar.
Bunlar, insanı duygulandılar güzel gerçekler.
Bursa, insanlık dersi veren bu duruşunu, bundan sonrada sürdürecek biliyorum...
Bunu yaparken, “Bizde yardım ettik” gibi paylaşımlardan uzak kamalarının, daha anlamlı olacağına inanıyorum...
Yardımın ve hayrın reklamı olmaz.
Bunu da unutmayalım.
Paylaş