Paylaş
Bakmayın, “Beyaz Cennet” denmesine....
Bu benzetme, otellerde dinlenip, pistlerde kayak yapanlar için geçerli...
Uludağ’ın bir de oteller bölgesi dışında gerçeği var...
Onun adına, “Beyaz kabus” da diyebilirsiniz, “Beyaz ölüm” de...
ÖNCE KABUSU ANLATAYIM....
Bundan 25 yıl önce, AKUT’un efsane başkanı Kar Leoparı Nasuh Mahriki’nin, Uludağ’da mahsur kalanları kurtardıktan sonra dönüş yolunda yaşadığı kabus dolu saatleri dün gibi hatırlıyorum...
O olayda, AKUT ekibi değil de sıradan dağcılar olsaydı, ölü sayısını düşünemiyorum..
Sadece bu olay değil...
Hava sıcaklığı sıfırın altında 25 dereceye kadar düşen Uludağ’da, sadece kış aylarında değil yaz sezonunda da kaybolma olayları sürekli yaşanıyor...
Bu kişileri arama ve kurtarma ekipleri bir şekilde bulup, gerekirse sırtlarında taşıyarak ailelerine teslim ediyor...
ŞİMDİ DE ÖLÜMÜ YAZAYIM...
Geçen yıl bu ayda, Efe Sarp ile Mert Alparslan’ın, ölümle sonuçlanan zirve yolculuğunu unutmak mümkün mü?
Yürekleri dağladılar…
Aralarında, JAK ve AFAD’ın bulunduğu onlarca arama ekibi 17 gün süren çalışmanın ardından, yaşamlarını yitiren iki gencin cansız bedenlerine ulaştı...
Uludağ’da, sıra dışı çalışma yapılmasaydı Sarp ve Alpaslan’ın cesetlerine ancak, havalar ısınıp, karlar eridikten sonra, bahar veya yaz aylarında ulaşılabilirdi…
Tabii, yaban hayvanları vücutlarını parçalamazsa...
Hafta içersinde, benzer olayı yaşayabilirdik...
Jandarmaya haber vermeyen üç dağcı, soğuk ve yoğun sise rağmen, Uludağ’a tırmandı...
Aralarından biri ayağını burkunca zor durumda kaldılar...
Doğal olarak yardım istediler...
Bu kişiler, JAK, AFAD, AKUT ve NAK gibi profesyonel dağcılarında aralarında bulunduğu 150 kişi tarafından gece boyunca arandı...
Sadece, arama ve kurtarma ekipleri ile gazetecileri değil, gelişmeleri yakından takip eden Bursa Valisi Yakup Canbolat ile Jandarma Komutanı Tuğgeneral Recep Yalçınkaya’ya da zor bir gece yaşattılar...
Allah’tan, korkulan olmadı...
Sonunda, yaralı ve bitkin halde bulundular...
Tedavilerinin yapılmasından sonra ifadeleri alındı; Kabahatler Kanununa Muhalefet suçundan kendilerine, 427’şer TL para cezası verildi ve gönderildiler...
BU KADAR BASİT OLMAMALI
Normal şartlarda, Uludağ’a tırmanmak isteyenler, kaymakamlıktan izin alıp, jandarmaya mutlaka bilgi vermek zorundalar...
Ama bu kurala uyan yok...
İsteyen istediği gibi Uludağ’a çıkıyor...
Kaybolunca da, kendilerini kurtarmak isteyenlerin can güvenliğini tehlikeye sokuyor...
Ölümle, burun buruna getiriyor...
Haa, bu kişiler kontrol edilebilir mi?
Hayır edilemez...
Uludağ’daki tüm yollara nöbetçi konulması mümkün değil...
Ama, korkutulabilirler...
Kendilerine, 427 TL gibi komik bir bedel ödetmek yerine, haklarında kamu davası açıp, hapse mahkum edip, yüksek miktarda da para cezasına çarptırırsanız, bu kadar rahat olamazlar...
Kafalarına göre takılamazlar…
Yasalarda, bu değişiklik yapılırsa ne olur?
Bırakın, haber vermeden Uludağ’da zirve yapmayı, gezmeye dahi gidemezler..
Çünkü bunlar, kurallardan değil, cezalardan anlıyorlar...
Sorunun çözümü bu kadar basit...
Yeter ki, bu değişikliği yapalım...
Paylaş