Paylaş
Maçları olduğu gün, alınan polisiye önlemlere rağmen bir şekilde karşılaşırlarsa ölümüne kavga ediyorlar.
O arbedeye tanık olanlara; “İnşallah ölen olmaz” diye dua ettiriyorlar.
Tamam da, bu olaylar neden yaşanıyor?
*
Futbolcuların fazla etken olduğunu düşünmüyorum.
Müsabaka sırasında yaşanan gerginlik maçın bitimiyle sona eriyor.
Yenilenler, doğal olarak üzülürken galip gelenler ise sevinçlerini tahrik etmeden yaşamaya çalışıyor.
Tribünleri tahrik ederek beslenen sözde futbolcuları, ayrı tutuyorum.
Geriye kulüp başkanları ve yöneticileri kalıyor.
Futbol takımlarının başkanları ve yol arkadaşları, bu konuda ciddi sorun oluşturuyor!
Aldıkları başarısız sonuçlardan kendilerini sorumlu tutmamak için, önce antrenörlerini gönderiyor, ardından bazı futbolcularını kadro dışı bırakıyorlar.
Taraftarın gazını alamayınca bu kez seviyesiz açıklamalar yapmak zorunda kalıyorlar.
Söylemleriyle, rakip takımları ve hakemleri hedef gösteriyorlar.
Kısaca, kan kusuyorlar!..
Ardından, geriye çekilip yaşananları seyrediyorlar.
“Oh nihayet gündemden düştük” deseler de, yakıp-yıktıktan sonra, istifa etmekten kurtulamıyorla
*
Peki, futbol takımlarının yöneticileri nasıl olmalı?
Bu sorunun yanıtını, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor veya Süper Lig’in diğer takımlarının başkanları ve arkadaşlarından vermeyeceğim.
Alt liglerde mücadele eden takımlardan da örnek göstermeyeceğim.
Profesyonel liglerde mücadele eden takımların başkanları ve yöneticilerine, Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçesi’nde bulunan ve Bölgesel 1. Amatör Küme’de mücadele eden Yalıntaş Gençlikspor’un Başkanı Samet Karanfil’i , takip etmelerini söyleyeceğim.
*
Neden Karanfil?
Samet Karanfil, futbolda fair-play ve dostluk söylemini, laf olsun diye konuşmayıp yaşama geçiren bir yönetici.
Bunun en güzel örneğini, Yalıntaş Gençlikspor’un geçtiğimiz ocak ayında sahasında Samanlıspor’u 4-1 yendiği maç sonrası gösterdi.
Ne yaptı?
Karşılaşmanın son dakikalarında, tartıştığı rakibiyle kırmızı kart görüp oyundan atılan kelecisinin, kuru sıkı tabancayı alarak konuk ekibin soyunma odasını bastığı duyunca çılgına döndü.
Futbolcusunu, en ağır cezayı alması için federasyona şikayet etti.
Federasyonun verdiği maç men cezasını yeterli bulmayınca, “Benim bu gibi oyuncularla işim olmaz” diyerek, kalecisinin lisansını yırtıp takımla ilişkisini kesti.
Geçtiğimiz hafta da kendi sahasında ağırladığı, 1922 Mütarekespor’un, maç formalarını unuttuklarını öğrenince, konuk takımın hükmen mağlup olmaması için, kendilerine deplasmanda giydikleri formaları verdi.
İşte bu yüzden; Futbolda, fair-play çağrısının sözde değil özde ancak böyle olacağına dikkat çekmek için, Samet Karanfil’i örnek gösterdim...
Umarım bu yazıyı okurlarda gerekli dersi çıkartırlar.
Hiç sanmıyorum ama Neyse...
Paylaş